Danıştay Kararı 13. Daire 2020/2483 E. 2023/1110 K. 09.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/2483 E.  ,  2023/1110 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/2483
Karar No:2023/1110

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
Vekili : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : … Medya Yayın Hizmetleri A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, müdahil şirkete ait “… ” adlı televizyon kanalında 18/03/2014 tarihinde yayınlanan “…” adlı programda yer verilen ifade ve görüntülerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve anılan yayında 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinde belirlenen yayın ilkelerinin ihlâl edildiği ileri sürülerek yayın kuruluşu hakkında idarî yaptırım uygulanması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı toplantıda alınan … no.lu Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptal istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce, Dairemizin … tarihli ve E:…, K:… sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; davalı yanında müdahil şirkete ait “… ” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 18/03/2014 tarihinde yayınlanan ve program sunucusu ile program konuğunun sunum ve yorumlarına yer verilen “…” adlı programda davacı hakkında yapılan değerlendirmelere yönelik olarak davacı tarafından, söz konusu yayında yer alan ifade ve beyanlar ile 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (b), (c), (ç), (e), (ı) ve (j) bentlerinin ihlâl edildiği, bu ifadelerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ileri sürülerek yayın kuruluşu hakkında cezaî işlem uygulanması isteminin, davalı idarece, anılan programda davacının şikâyetinde ifade ettiği şekilde insan onurunu aşağılamaya ve hakarete yönelik sözlerin ve ifadelerin bulunmadığı, ifadelerde iddia edilenlerin doğruluğunun veya yanlışlığının tespitinin mümkün olmadığı, ilgililerce mahkemeler nezdinde cevap ve düzeltme hakkının kullanılabileceği, bu durumda 6112 sayılı Kanun’u ihlâl eden bir hususun bulunmadığından bahisle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı; devlet adamı, politikacı, yazar, sanatkâr gibi topluma mal olmuş veya kamu oyunda tanınmış kişilere yönelik eleştiri sınırının, normal bireylerden daha geniş olması gerektiği hususunda bir duraksama bulunmamakla birlikte topluma mal olmuş kişiler hakkındaki konularda tercih edilen bir düşünce ve kanaati başkalarıyla paylaşma özgürlüğünün de ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, uyuşmazlık konusu programda program konuğunun, vefat eden … adlı bir iş adamına atıf yapmak suretiyle davacının Samanyolu televizyonuna ortak olmak istediği şeklinde beyanda bulunduğu ve söz konusu ifadeleri teyit imkânının bulunmadığı, hakkında yorum yapılan davacının topluma mal olmuş kişiliği de dikkate alındığında, yapılan eleştirilerin ifade özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığı, söz konusu programda 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin ihlâl edilmediği, bu itibarla, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu yayında FETÖ/PDY terör örgütüne yardım talebinde bulunulduğu iddialarının somut delil olmaksızın ileri sürüldüğü, Mahkeme kararında yer alan topluma mal olmuş kişiler hakkında ileri sürülen iddia ve yapılan yorumlarda kişilerin hiçbir somut sınırlamaya tabi tutulamayacağına dair gerekçenin topluma mal olmuş kişilerin ağır isnatlardan korunamayacağı sonucuna varacağı, vefat eden bir kişinin sözde kullandığı ifadeler dayanak gösterilerek kişilik haklarına saldırının gerçekleştirildiği, dava konusu yayında ileri sürülen iddialarla ilgili adli yargı mercilerinden alınan tekzip kararının Mahkeme kararında değerlendirilmediği, haber verme özgürlüğünün meşru sınırının kişilik haklarının ihlâl edilmemesi olduğu, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu yayının 6112 sayılı Kanun kapsamında idarî yaptırım uygulanmasını gerektirmediği, davacının cevap ve tekzip hakkını kullandığı ve tekzip metninin davacıya ait televizyon kanalında yayınlandığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 09/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.