Danıştay Kararı 13. Daire 2020/2476 E. 2020/2620 K. 15.10.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/2476 E.  ,  2020/2620 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2476
Karar No : 2020/2620

DAVACI: …
VEKİLİ: Av. …
DAVALI: … Başkanlığı

DAVANIN KONUSU: Davacı tarafından, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun uyarınca satış yöntemiyle özelleştirilmesine ilişkin ihale ile satın aldığı … ili, … ilçesi, … Köyü, … ada, … no.lu parselde kayıtlı 24.761,44 m² yüzölçümlü taşınmaza ilişkin olarak sonradan yapılan imar planı değişikliği kapsamında, planlarda gelişme konut alanı fonksiyonuna ilişkin E:0,30 olan değerin E:0,20’ye düşürülmesi sebebiyle bu iki değer arasındaki farka ilişkin davalı idareden kaynaklı uğramış olduğu zarar, ziyanın tespitine dair bilirkişilerin yapacağı aktüeryal hesap dikkate alınarak saptanacak bedelin, varlık satış sözleşmesinin imza tarihi olan 19/02/2013 tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte ödenmesi istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun Ek 1. maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dava dosyası incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
… ili, … ilçesi, … Mahallesi, …ve … no.lu parsellerdeki taşınmazlara ilişkin 1/25.000 ölçekli … Özel Çevre Koruma Bölgesi Çevre Düzeni Planı Değişikliği, 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanmıştır.
Uyuşmazlığa konu … ili, … ilçesi, … Köyü, … ada, … no.lu parselde bulunan taşınmaz, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliğine göre yapılan imar uygulaması sonucunda … no.lu parselden oluşmuş olup, imar planı değişiklikleri sonrasında konut alanı olarak belirlenmiştir.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 19/02/2013 tarih ve … sayılı kararıyla, “… ili, … ilçesi, … Köyü, … ada, … no.lu parselde bulunan 24.761,44 m² yüzölçümlü taşınmazın, … – (…) Türk Lirası bedelle en yüksek teklifi veren davacıya İhale Şartnamesi çerçevesinde satılmasına…” ilişkin kararının onaylanması üzerine, davacı ile davalı idare arasında 29/03/2013 tarihinde Varlık Satış Sözleşmesi imzalanmıştır.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının, 1/25.000 ölçekli … ı Özel Çevre Koruma Bölgesi Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliğinin kabulüne ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesi’nin 20/01/2014 tarih ve E:2012/3025 sayılı yürütmenin durdurulması kararına karşı yapılan itirazın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 07/07/2014 tarih ve YD İtiraz No:2014/349 sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla, … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ve … no.lu parseldeki taşınmazlara ilişkin 1/25.000 ölçekli … Özel Çevre Koruma Bölgesi Çevre Düzeni Planı Değişikliği, 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliğinin kabulüne karar verilmiştir.
Danıştay Altıncı Dairesi’nin 13/10/2015 tarih ve E:2012/3025, K:2015/5967 sayılı kararıyla, yürütmesi durdurulan Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının, 1/25.000 ölçekli … Özel Çevre Koruma Bölgesi Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliğinin kabulüne ilişkin kısmı iptal edilmiştir.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada ise, Danıştay Altıncı Dairesi’nin 13/10/2015 tarih ve E:2015/2515, K:2015/5968 sayılı iptal kararı, davalı idarenin 16/12/2015 tarih ve 8170 sayılı yazısı ile uyuşmazlığa konu taşınmazı ihale ile satın alan davacıya bildirilmiştir.
Bakılan davanın, uyuşmazlığa konu taşınmaza ilişkin olarak sonradan yapılan imar planı değişikliği kapsamında planlarda gelişme konut alanı fonksiyonuna ilişkin E:0,30 olan değerin E:0,20’ye düşürülmesi sebebiyle bu iki değer arasındaki farka ilişkin davalı idareden kaynaklı uğramış olduğu zarar, ziyanın tespitine dair bilirkişilerin yapacağı aktüeryal hesap dikkate alınarak saptanacak bedelin, varlık satış sözleşmesinin imza tarihi olan 19/02/2013 tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.

İNCELEME VE GEREKÇE :
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinde, idarî davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı, dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adreslerinin, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan idarî işlemin yazılı bildirim tarihinin, tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın gösterileceği, dava dilekçelerinin ve bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı; 14. maddesinin 3. fıkrasında, dava dilekçelerinin, görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, ehliyet, idarî davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde ise, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olmadıklarının tespiti hâlinde, yeniden dava açılmak üzere dilekçenin reddedileceği kurala bağlanmıştır.
Yargılama hukukunun temel ilkelerinden biri taleple bağlılıktır. Bu ilke uyarınca talebin incelemeye konu olabilecek nitelikte açık, belirli ve somut olması gerektiği kuşkusuzdur.
Dosyanın incelenmesinden, özelleştirme ihalesi sonucunda uyuşmazlığa konu taşınmazın …-TL bedelle 19/02/2013 tarihinde imzalanan varlık satış sözleşmesi ile davacıya satıldığı, davalı idare tarafından, Danıştay Altıncı Dairesi’nin iptal kararının 23/12/2015 tarihinde davacıya tebliğ edilmesi üzerine, davacı tarafından satın alındığı tarihte söz konusu taşınmaza ilişkin E:0,30 olan değer üzerinden yapılaşma imkânının iptal edildiği, taşınmazın hukukî bir ihtilaf yokmuş gibi satıldığı, İhale Şartnamesi’nde imar planına ilişkin olarak açılan davadan ve bu davaya ilişkin menfi hususlardan bahsedilmediği, uğranılan zararın hizmet kusuruna dayalı olduğu, hizmet kusurundan dolayı uğranılan maddi zararın tazmininin gerektiği ileri sürülerek, söz konusu taşınmaza ilişkin olarak sonradan yapılan imar planı değişikliği kapsamında planlarda gelişme konut alanı fonksiyonuna ilişkin E:0,30 olan değerin E:0,20’ye düşürülmesi sebebiyle bu iki değer arasındaki farka ilişkin davalı idareden kaynaklı uğramış olduğu zarar, ziyanın tespitine dair bilirkişilerin yapacağı aktüeryal hesap dikkate alınarak saptanacak bedelin, varlık satış sözleşmesinin imza tarihi olan 19/02/2013 tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinin “Dava konusu” ve “Sonuç ve Talep” başlığı altında, “… ili, … ilçesi, … Köyü, … ada, … numaralı parselde kayıtlı taşınmaz hakkında sonradan yapılan imar değişikliği kapsamında planlarda gelişme konut alanı fonksiyonuna ilişkin E:30 olan değerin E:20’ye düşürülmesi sebebiyle bu iki değer arasındaki farka ilişkin davalı idareden kaynaklı uğramış olduğu zarar, ziyanın tespitine dair sayın bilirkişilerin yapacağı aktüeryal hesap dikkate alınarak saptanacak bedelin, varlık satış sözleşmesinin imza tarihi olan 19/02/2013 tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte ödenmesine…” karar verilmesinin talep edildiği, ancak ödenmesi istenen miktarın belirtilmediği görülmektedir.
Bu itibarla, uyuşmazlığa konu miktar açıkça ve anlaşılır bir şekilde ortaya konulduktan sonra 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun olarak yeniden dava açılması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-d maddesi uyarınca, bu kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde 3. maddeye uygun şekilde düzenlenerek noksanları tamamlandıktan sonra dilekçe ret kararını veren yargı yeri sıfatıyla Danıştay’da yeniden dava açmakta serbest olmak üzere DİLEKÇENİN REDDİNE,
2. Aynı Kanun’un 15/5. maddesi hükmüne göre dilekçenin reddi üzerine yeniden verilecek dilekçede aynı yanlışlık yapıldığı takdirde davanın reddedileceğinin davacıya tebliğine,
3. Davanın yenilenmesi hâlinde yeniden harç alınmamasına,
4. Davanın yenilenmemesi durumunda …-TL karar harcının mahsubu sonucunda kalan …-TL nispî harcın ve posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine 15/10/2020 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

(X) GEREKÇEDE AYRIŞIK OY:
Bakılan dava, Dairemizin 10/03/2020 tarih ve E:2017/1887, K:2020/797 sayılı dilekçenin reddi kararı üzerine … tarafından, … ili, … ilçesi, … Köyü, … ada, … no.lu parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin olarak gerçekleştirilen ihaleye ait dokümanda taşınmazla ilgili hukukî bir ihtilaf olduğu bilgisine yer verilmediğinden davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülerek, söz konusu taşınmazın E:0,30 olan yapılaşma yoğunluğu değerinin E:0,20’ye düşürülmesi nedeniyle idareden kaynaklı olarak uğranılan zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
Dava dosyası ile Dairemizin 2017/1887 sayılı esasında kayıtlı dosyanın birlikte incelenmesinden, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla, ihaleye konu taşınmazın, en yüksek teklifi veren davacıya İhale Şartnamesi çerçevesinde satılması kararının onaylanması üzerine, davacı ile davalı idare arasında 29/03/2013 tarihinde Varlık Satış Sözleşmesi imzalandığı, 18/04/2013 tarihinde tapuda davacı adına tescil edilmesinden sonra da anılan taşınmazın tapuda … adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığa konu taşınmazı 18/05/2015 tarihinde satın alan … tarafından Dairemizin 2017/1887 sayılı esasında açılan davada, dava dilekçesi ekinde … tarafından, işbu davanın ikamesi ve dava konusu alacağın tahsil ve temlikine muvafakat verildiğine ilişkin imzalandığı belirtilen 01/02/2016 tarihli yazının sunulduğu; Dairemizin 10/03/2020 tarih ve E:2017/1887, K:2020/797 sayılı kararıyla da, tam yargı davalarının idarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılabileceği, avukat olmayan bir kişinin başkası adına dava açması da hukuken mümkün bulunmadığı açıklamasına da yer verilerek dilekçenin reddine karar verilmesi üzerine, bu kez özelleştirme ihalesi üzerinde kalan … tarafından bakılan davanın açıldığı görülmüştür.
Dilekçe ret kararı üzerine yenilenen davada, taşınmazın son maliki olan …’in, davacı … yanında taraf olarak yer almaması hâlinde … yönünden davanın ehliyet yönünden reddi sonucunu doğurabileceği gibi, dilekçe ret kararı üzerine davacı sıfatı kalmayan … yönünden de hak kaybına sebep olabileceği açıktır.
Bu itibarla, Dairemizin E:2017/1887 sayılı dosyasında, dava dilekçesi ekinde sunulan muvafakatname uyarınca … ile …’in birlikte dava açma iradelerinin olduğu anlaşıldığından, … ile …’in Dairemizin E:2020/2476 sayılı dosyasında da birlikte dava açma iradelerinin devam edip etmediği hususunun işbu dilekçe ret kararında açıklığa kavuşturulmasının istenilmesi gerektiği görüşü ile karara bu ek gerekçenin de ilave edilmesi gerektiği oyu ile çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.