Danıştay Kararı 13. Daire 2020/2204 E. 2020/2013 K. 09.09.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/2204 E.  ,  2020/2013 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2204
Karar No : 2020/2013

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN
(DAVALI) : …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının gerekçeli onanmasına dair Dairemizin 01/11/2019 tarih ve E:2014/1315, K:2019/3373 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, kanunî temsilcisi olduğu ve … A.Ş.’nin Fon’a olan borcunun tahsil edilememesi ve tespit edilen mal varlığının alacağı karşılayacak düzeyde bulunmaması gerekçeleriyle Fon tarafından adına düzenlenmiş olan tarih ve sayılı ödemeye çağrı mektubunun iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; kanunî temsilci olarak görev yapan kişilerin, bu döneme ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun’un Mükerrer 35. maddesi gereğince sorumlu tutulabileceği, madde gereğince davacının kanunî temsilci olarak görev yaptığı kabul edilse bile anılan döneme ilişkin amme alacaklarından sorumlu tutulabilmesi için dava konusu ödemeye çağrı mektubuna konu borçla ilgili olarak görev yaptığı döneme ilişkin sorumluluğunun somut olarak ortaya konulması gerektiği, uyuşmazlıkta ise davalı idare tarafından bu döneme ilişkin olarak herhangi bir belirleme yapılmadan, şirketlerinden olan ve … A.Ş.’nin Fon’a olan borçlarından davacının sorumlu tutulduğu, idarece, Fon alacağının takip ve tahsili amacıyla kanunî temsilci sıfatı bulunmayan davacının 6183 sayılı Kanun’un Mükerrer 35. maddesi gereğince sorumlu tutulmasına imkân bulunmadığı gibi 4389 sayılı Kanun uyarınca banka kaynaklarının ne kadarını edindiği veya edindirdiği somut olarak ortaya konulmadan Fon alacağından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davalı tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine Dairemizin tarih ve sayılı kararı ile, dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre davacının ve … A.Ş.’de yönetim kurulu üyesi sıfatıyla şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığı, adı geçen şirketi temsil ve ilzama yetkili olmayan davacının, şirketin Fon’a olan borcundan sorumlu tutulmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı belirtilerek, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen ve sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik görülmeyen Mahkeme kararının belirtilen gerekçe ile onanmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Dairemizin temyiz incelenmesi üzerine verilen 01/11/2019 tarihli, K:2019/3373 sayılı onama kararı sonrasında davacı vekili tarafından verilen 17/02/2020 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği, davacının feragat başvurusunun karara bağlanabilmesi için Dairemiz onama kararının kaldırılarak Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ: Davadan feragat hakkında karar verilebilmesini teminen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 310. maddesinin 7251 sayılı Kanun’la eklenen üçüncü fıkrası uyarınca dosyanın Mahkemesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi gereğince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davalının karar düzeltme istemi kabul edilerek, Dairemizin 01/11/2019 tarih ve E:2014/1315, K:2019/3373 sayılı kararı kaldırıldı ve temyiz istemi yeniden incelenerek işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesiyle atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK), feragatin hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğini kurala bağlayan 310. maddesine, 28/07/2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 29. maddesiyle birinci fıkradan sonra gelmek üzere iki yeni fıkra eklenmiştir. Temyiz isteminde bulunulmasından sonra davadan feragat edilmesine ilişkin üçüncü fıkrada; “(3) Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.” kuralına yer verilmiştir.
Değişikliğe ilişkin gerekçede; “Maddeye eklenen üçüncü fıkrada ise, feragat veya kabulün dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılması hâlinde Yargıtay’ın temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye göndermesi gerektiği hüküm altına alınmaktadır. Düzenlemeyle, mevcut hükümden kaynaklanan ve feragat veya kabulün hükmün verilmesinden sonra gerçekleşmesi hâlinde yapılan farklı uygulamaların önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca Yargıtay’ın, davaya son veren taraf işlemleri olan feragat ve kabulün kanun yolu süresi içinde yapılması hâlinde, hükmü veren mahkemenin davadan el çekmiş olması sebebiyle dava hakkında bir karar veremeyeceği, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilmesi gerektiği şeklindeki içtihadı ile feragat veya kabulün dosya Yargıtay’da iken yapılması halinde kararın bozularak gerekli kararın verilmesi için dosyanın hükmü veren mahkemeye gönderilmesi yönündeki içtihadından kaynaklanan usul ekonomisine aykırılığın da önüne geçilmesi hedeflenmektedir.” açıklaması yer almıştır.
Bu kanunî düzenleme uyarınca, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra davadan feragat edilmesi hâlinde, temyiz incelemesi yapılmaksızın dosyanın feragat hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu davada uygulanmasına devam edilen 55. maddesinin 5. fıkrasının 6545 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki metninde, “53, 54 ve bu madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yargılamanın yenilenmesinde ve kararın düzeltilmesinde bu Kanunun diğer hükümleri uygulanır.” kuralı yer almakta olup, kararın düzeltilmesinde Kanunun diğer hükümlerinin uygulanacağı yolundaki bu kural, karar düzeltme kurumuyla bağdaşabilen hükümlerin uygulanma kabiliyeti olduğu şeklinde anlaşılmalıdır (YENİCE Kâzım/ESİN Yüksel, Açıklamalı-İçtihatlı-Notlu İdarî Yargılama Usulü, Ankara;1983, s.748). Bu itibarla, temyiz incelemesi aşamasındaki feragate ilişkin düzenlemenin karar düzeltme aşamasındaki davada da dikkate alınması gerekir.
Dosyanın incelenmesinden, Dairemizin temyiz incelemesi üzerine verilen 01/11/2019 tarih ve E:2014/1315, K:2019/3373 sayılı kararı sonrasında davacı vekili tarafından verilen ve 17/02/2020 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçe ile davadan feragat edildiğinin bildirildiği anlaşıldığından, anılan dilekçe uyarınca Mahkemece davadan feragat talebi değerlendirilerek ek bir karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
Davacının davadan feragata ilişkin dilekçesi uyarınca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 310. maddesinin üçüncü fıkrasına göre, … İdare Mahkemesi’nce gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra ek bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, 09/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.