Danıştay Kararı 13. Daire 2020/202 E. 2023/2183 K. 04.05.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/202 E.  ,  2023/2183 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/202
Karar No:2023/2183

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Reklamcılık ve Filmcilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait ”…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 01/11/2012 tarihinde yayınlanan “…” adlı çizgi filmde yer alan görüntülerin 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer verilen “Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz.” şeklindeki yayın ilkesinin tekraren ihlâl edildiğinden bahisle 52.951,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce … tarih ve E:…, K:… sayılı Dairemizin bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğine ilişkin bozma kararına uyularak verilen kararda; uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden Mahkemelerinin 15/02/2019 tarihli ara kararı üzerine düzenlenen 06/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle, “dava konusu dizinin toplumsal konuları ironik bir mizahi yaklaşımla ele aldığı ve bu nedenle de zaman zaman farklı toplumsal grupların tepkisine neden olduğuna yönelik değerlendirmelerin de mevcut olduğu, bununla birlikte, söz konusu yayınla ilgili olarak tartışılması gereken konunun olumsuz örnek oluşturabilecek/şiddet içerikli sahnelerin herhangi bir sanatsal filmde ya da dizi filmde kullanılıp kullanılamayacağı değil, bu sahnelere maruz kalan çocuk ve gençlerin bundan olumsuz yönde etkilenmeleri olduğu, yasa koyucunun bu konuda bulduğu önlemin bu tür yayınların çocuk ve gençlerin televizyon başında olmadığı saatlerde yayınlanması ya da bu tür yayınların ebeveynlerin önlem almalarına olanak sağlamak amacıyla koruyucu sembol kullanılarak yayınlanması olduğu, dava konusu çizgi dizi bölümünün çocuk ve gençlerin televizyon başında olma olasılıklarının yüksek olduğu 20.00 – 20.50 saatleri arasında ve uygun koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanmış olmasının çocukların şiddet içerikli bu sahnelere maruz kalma olasılıklarını artıran bir faktör olarak değerlendirildiği, sonuç olarak, dava konusu yayının 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasına aykırılık teşkil ettiği” şeklinde görüş ve kanaat bildirildiği, bilirkişi raporuna, davacı şirket tarafından itiraz edilmiş ise de, bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte görüldüğü;
Bu itibarla, dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, “…” adlı çizgi filmin davaya konu bölümünde şiddet sahnelerinin mevcut olduğu, bu tür şiddet içeriğinin dizinin doğal mizahi eleştiri içeren gerçek dışı anlatım taşıyan kurgusunun bir parçası olabileceği düşünülse bile dizinin çizgi film formatında olmasının çocuk ve gençler için cezbedici bir nitelik taşımasına neden olduğu, yine dava konusu çizgi dizi bölümünün çocuk ve gençlerin televizyon başında olma olasılıklarının yüksek olduğu 20:00-20:50 saatleri arasında ve uygun koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanmış olmasının çocukların şiddet içerikli bu sahnelere maruz kalma olasılıklarını artıran bir faktör olduğu hususları dikkate alındığında, söz konusu yayında, çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini zedeleyecek türden programların, bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayımlanmaması ilkesinin ihlâl edildiğinin sabit olduğu, dava konusu Üst Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı;
Öte yandan, davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlem tekerrür hükümleri esas alınarak tesis edilmiş olup, tekerrüre esas alınan ve davacı şirkete uyarı cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Üst Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı dava konusu işlemin iptali yönündeki kararın Dairemizin 21/02/2018 tarih ve E:2014/4449, K:2018/608 sayılı kararıyla bozulduğu, bozma üzerine yeniden esas alan dosyanın … İdare Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasına kaydedildiği görülmekle birlikte, karar tarihi itibarıyla söz konusu dava hakkında herhangi bir karar verilmediği, dolayısıyla tekerrüre ilişkin durumun karar tarihinde hâlen geçerli olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, sanatsal bir kurgudan ibaret olan dizinin yapım tekniği itibarıyla yetişkinler için olduğu kadar, çocuk ve gençler için dahi zihin dünyasını geliştirici ve zenginleştirici nitelikte olduğu, programın izleyici yelpazesinin en geniş dilimini yetişkinlerin oluşturduğu, dava konusu işleme katılmayarak karşı oy kullanan üyelerin gerekçelerinin dikkate alınması gerektiği, davalı idarenin henüz kesinleşmemiş bulunan daha önceki bir işlemini gerekçe göstererek ihlâlin tekraren işlendiğini kabul etmesinin hukuka aykırı olduğu ve tekerrüre esas olan uyarı yaptırımına yönelik nihai kararın beklenilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, televizyonun olumsuz etkilerine en açık sosyal grubun gençler ve çocuklar olduğu ve bu dönemlerde bireyin bütün yönleriyle gelişim gösterdiği, bu dönemlerde doğru-yanlış ile iyi-kötü kavramlarının ayrıştırılması konusunda bilişsel gelişimin beklenen düzeye ulaşmamış olduğu, çocukların ve gençlerin anılan yayından olumsuz etkileneceğinin bilirkişi raporunda da değerlendirildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının Dairemiz kararında belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı şirkete ait ”…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 01/11/2012 tarihinde yayınlanan “…” adlı çizgi filmde yer alan görüntülerin 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer verilen yayın ilkesinin tekraren ihlâl ettiğinden bahisle 52.951,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Üst Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un, dava konusu yayının gerçekleştiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan hâlleriyle, 8. maddesinin ikinci fıkrasında, “Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz.”; 32. maddesinin ikinci fıkrasında ise, “8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcıları uyarılır. Uyarının ilgili kuruluşa tebliğinden sonra ihlâlin tekrarı hâlinde medya hizmet sağlayıcıya ihlâlin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlâlin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” kurallarına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dairemizin 26/02/2018 tarih ve E:2014/931, K:2018/713 sayılı bozma kararında özetle, “çizgi filmde yer alan görüntülerin, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan yayın ilkesini ihlâl edip etmediğinin tespiti amacıyla, aralarında çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı hekim ile çocuk psikoloğunun da bulunduğu bilirkişilerden oluşturulacak heyetçe rapor düzenlendikten sonra hüküm kurulması gerekirken, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik incelemeye dayalı olarak verilen İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uygunluk bulunmadığı, öte yandan, davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlem tekerrür hükümleri esas alınarak tesis edilmiş olup, tekerrüre esas alınan ve davacı şirkete uyarı cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Üst Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptali yönünde kurulan hüküm Dairemizin 21/02/2018 tarih ve E:2014/4449, K:2018/608 sayılı kararıyla bozulduğundan, İdare Mahkemesi’nce bozma üzerine uyarı işlemine ilişkin olarak anılan Mahkemece verilecek karar dikkate alınarak bu davada hüküm kurulması gerektiği” gerekçesine yer verildiği, temyize konu Mahkeme kararında dava konusu idari para cezasına ilişkin olarak bilirkişi raporu alınması gerektiğine yönelik Dairemiz gerekçesine uyulduğu, ancak dava konusu idari para cezasında tekerrüre esas alınan uyarı işlemine ilişkin … tarih ve … sayılı Üst Kurul kararına karşı açılan davada, Dairemizin bozma kararı üzerine yeniden esas alan dosyanın … İdare Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasına kaydedildiği ve karar tarihi itibarıyla … İdare Mahkemesi tarafından anılan dava hakkında herhangi bir karar verilmediği, temyize konu Mahkeme kararında da tekerrüre ilişkin önceki durumun karar tarihinde hâlen geçerli olduğu gerekçesine yer verildiği görülmüştür.
Her ne kadar temyize konu Mahkeme kararının verildiği tarihte dava konusu idari para cezasında tekerrüre esas alınan uyarı işlemine ilişkin olarak açılan davada … İdare Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasında herhangi bir karar verilmediği görülmüş ise de, karar tarihi sonrasında … İdare Mahkemesi’nce … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, bu kararın Dairemizin E:2020/2592, K:2020/3592 sayılı kararı ile onandığı, bu karara karşı yapılan karar düzeltme isteminin Dairemizin 29/04/2021 tarih ve E:2021/782, K:2021/1654 sayılı kararıyla reddedildiği ve tekerrüre esas teşkil eden uyarı yaptırımının kesinleştiği görülmektedir.
Bu itibarla, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, davanın reddi yönündeki idare Mahkemesi kararında ise sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 04/05/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.