Danıştay Kararı 13. Daire 2020/187 E. 2020/654 K. 27.02.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/187 E.  ,  2020/654 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/187
Karar No:2020/654

TEMYİZ EDEN (DAVALI): …Valiliği
VEKİLİ : Av. …
DAVALI YANINDA MÜDAHİL: …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): … Köyü Tüzel Kişiliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : …ili, … ilçesi, … Köyünde bulunan … ada, …, …, ve … no.lu mera parsellerinin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesi uyarınca pazarlık usulü ile 17/09/2018 tarihinde gerçekleştirilen ıslah amaçlı kiralama ihalesinin … üzerinde bırakılmasına ilişkin karara yapılan itirazın reddine ilişkin …Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün 04/04/2019 tarih ve E.1088574 sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca pazarlık usulü ile gerçekleştirilen ihalelerde ilan şartı öngörülmemiş ise de, o köy veya belediyede oturanlar ile bunların kurdukları kooperatif, birlik veya tüzel kişiliklere öncelik verilmesi gerektiğinden, bu kişilerin bu kiralamadan haberdar edilmeleri amacıyla o köy ve belediyede ilan yapılmasının zorunlu olduğu; davacı … Köyü Muhtarlığı’na hitaben yazılan 02/07/2018 tarih ve E.1945924 sayılı yazıda, ihalenin köyde ilan edilmesi ve ilan tutanaklarının, İl Mera Komisyonu’na gönderilmesi istenilmiş ise de, davacı köy tüzelkişiliği tarafından bu ihaleden haberdar olmadıklarının ileri sürüldüğü, dosyada anılan köyde ilanın yapıldığına dair tutanakların bulunmadığı, bu durumda, ıslah amaçlı olarak yapılan kiralama ihalesinin usulüne uygun bir şekilde meraların bulunduğu köyde ve belediyede ilan edilmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı;
Öte yandan, öncelikli olarak işleme konu meraların ıslah amaçlı kiralamaya uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmekte ise de, bunun için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması gerekeceği, değerlendirme sonucunda ıslah amaçlı kiralamaya uygun olduğu sonucuna varılsa dahi yukarıda belirtilen gerekçe ile işlemin iptalinin gerekeceği hususları göz önüne alındığında, usul ekonomisi yönünden, bu aşamada bu yönde bir değerlendirme yapılmasına gerek bulunmadığı, ancak usulüne uygun yapılan ihale sonrasında tesis edilecek işlemin yeniden dava konusu edilmesi halinde bu durumun değerlendirilebileceğinin de açık olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, uzun vadeli ıslah amaçlı kiralama ihalesinden önce bu alanların ıslahlarına gerek olup olmadığının Mera Kanunu ve ilgili yönetmelik doğrultusunda tespit edilerek ihaleye çıkarıldığı, iki ziraat mühendisi ile …Üniversitesi’nden görevlendirilen bir öğretim görevlisinden oluşturulan teknik heyetin yerinde yaptığı inceleme ve araştırma neticesinde “ıslah gereklidir” yönünde verilen raporun Mera Komisyonu’nun 24/01/2018 tarih ve 24 no.lu oturumunda görüşülerek değerlendirildiği ve alanın ıslaha ihtiyacı olduğu kararı verildikten sonra ıslah amaçlı kiralama ihalesi çalışmalarına başlandığı, uzun vadeli ıslah amaçlı mera kiralama ihalesinden haberdar olunması için 02/07/2018 tarihli yazılarla ilan metinlerinin ilgili mercilere gönderildiği, pazarlık usulüyle yapılan ihalelerde zorunlu olmamasına rağmen rekabet koşulları oluşması için ihalenin ilan edildiği, mera komisyonu başkanınca ilgili köy muhtarlığına muhatap yazıyla yapılacak ihalenin köyde ilan edilmesinin istenildiği, muhtarlığın ilan konusunda görevini yapmadığı, ihaleyi kazanan kiracının köyde ikamet ettiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, köy tüzel kişiliğine ihaleye ilişkin herhangi bir bilgi verilmediği, köy tüzel kişiliğine bildirilmek istenen ihalenin 18/07/2018 tarihinde gerçekleşen, ancak bakanlığın yazısı üzerine iptal edilen ihaleye ilişkin olduğu, iptali istenilen ihalenin ise 17/09/2018 tarihli olduğu, asıl ihaleye ilişkin köyde herhangi bir ilan veya duyurunun yapılmadığı, ihalede rekabetin gerçekleşmediği, davalı idare tarafından sunulan evrakın … İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından … ilçesi köy muhtarlarına tebliğ ettirildiği, köylerinin ise …ili, Merkez ilçesine bağlı olduğu, köy tüzel kişiliğinin belediyeden ayrı bir tüzel kişiliğinin olduğu, ihale üzerinde kalan tarafından 18/07/2018 tarihli ihale için yatırılan geçici teminat iade edilmeksizin 17/09/2018 tarihli ihalenin sonuçlanması üzerine 11/10/2018 tarihinde iade edildiği, 17/09/2018 tarihli ihale için herhangi bir talebin bulunmadığı ve herhangi bir araştırma ve incelemenin de yapılmadığı, köylülerin hayvanlarını otlatmak için araziye ihtiyaçları olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hâllerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; 11. maddesinde, ilgililer tarafından idarî dava açılmadan önce idarî işlemin kaldırılmasının, geri alınmasının, değiştirilmesinin veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idarî dava açma süresinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idarî dava açma süresini durduracağı kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı; 2. fıkrasının (a) bendinde, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu; (b) bendinde ise, ivedi yargılama usulünde Kanun’un 11. maddesinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Aktarılan mevzuat kurallarının değerlendirilmesinden, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu, bu usule tâbi olan uyuşmazlıklarda dava açma süresinin otuz gün olduğu ve dava açılmadan önce idarî işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması istemiyle, 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında yapılacak bir başvurunun işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurmayacağı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, Anayasa’nın 125. ve 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde, idarî işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı kuralına yer verilmek suretiyle dava açma süresinin başlamasında, “yazılı bildirim”in esas alınması öngörülmüş olup, hak arama özgürlüğünün kullanılması bakımından, idarî işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılabilir biçimde bildirilmesi gerekmektedir.
Düzenleyici işlemler dışında kalan bireysel nitelikteki idarî işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda, dava açma sürelerinin hesabında, idarî işlemin ilgilisine tebliğ edildiği tarihin esas alınması gerekmekte ise de, idarece tesis edilen işlemin doğrudan tarafı olmayan ve bu nedenle de idarece yazılı bildirim zorunluluğu bulunmayan kişilerin açacakları davalarda, bu kişilerin idarî işlemi öğrenme tarihinin belirlenebildiği durumlarda, öğrenme tarihinin esas alınması gerektiği yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.

MADDİ OLAY VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
…ili, … ilçesi, … Köyünde bulunan … ada, …, …, ve … no.lu mera parsellerinin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesi uyarınca pazarlık usulü ile 17/09/2018 tarihinde ıslah amaçlı kiralama ihalesi gerçekleştirilmiş, 17/09/2018 tarih ve 3 no.lu ihale komisyonu kararı ile ihale davalı yanında müdahil uhdesinde bırakılmıştır.
Davacı köy tüzel kişiliği temsilcisi muhtar … tarafından, …İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne verilen 18/09/2018 tarih ve … kayıt numaralı ve … tarih ve … kayıt numaralı dilekçelerle, … Köyünde kayıtlı … ada, …, … ve … no.lu mera parsellerinin muhtarlığa bilgilendirme yapılmaksızın …’a ihale edildiği belirtilmiş, köyde huzurun kaçmaması için konunun ivedi olarak ele alınması …Valiliği’nden talep edilmiştir.
… Köyü ihtiyar heyetinin 12/03/2019 tarih ve 26 sayılı kararında, … Köyü’ne ait … ada, …, … ve … no.lu mera parsellerinin …’a kiraya verilmesinden haberdar olunduğu, Mera Komisyonu tarafından kiraya verilme işleminin tamamlandığı ifade edilmiş, köy halkı ve ihtiyar heyeti olarak ihaleyle ilgili hiçbir resmî bilgi sahibi olunmadığından dava açılması için avukat tutulması hususunda köy muhtarına yetki verilmiştir.
… Köyü Muhtarlığı tarafından 28/02/2019 tarihinde …Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne yapılan başvuru üzerine, uzun süreli ıslah amaçlı kiralama ihalesinin kanun ve yönetmeliğe uygun olarak yapıldığı, bu nedenle iptal edilmesinin mümkün olmadığı belirtilerek …Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün 04/04/2019 tarih ve E.1088574 sayılı işlemiyle reddedilmiş, anılan işlemin iptali istemiyle 06/05/2019 tarihinde bakılan dava açılmıştır.
Dava dilekçesinde, köy tüzel kişiliği tarafından, kiralama işleminin köy karar defterinde belirtilen 12/03/2019 tarihinde öğrenildiği belirtilmiştir.
Davacı köy tüzel kişiliği tarafından, …İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne 18/09/2018 ve … tarihlerinde yapılan başvurularda, köye ait mera parsellerinin …’a ihale edildiğinin belirtildiği; 28/02/2019 tarihlinde …Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne yapılan başvuruda ihalenin iptalinin talep edildiği; dava dilekçesinde de, köy karar defterinde belirtilen 12/03/2019 tarihinde kiralama işleminin öğrenildiği belirtildiğinden, davacı köy tüzel kişiliğinin 18/09/2018 tarihinde ihaleden haberdar olduğu anlaşılmakta olup, ivedi yargılama usulüne tâbi olan uyuşmazlıkta 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında idareye yapılan başvurunun işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurmayacağı da dikkate alındığında, dava açma süresinin 18/09/2018 tarihinde başladığının kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, öğrenme tarihi olarak kabul edilen 18/09/2018 tarihinden itibaren otuz günlük dava açma süresi içinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 06/05/2019 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası incelenerek verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında usul kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:2019/1581 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. DAVANIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL ilk derece yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5. İlk derece ve temyiz aşamasında davalı idare tarafından yapılan toplam …-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ….-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
6. Harçtan muaf olan davalı idareden başlangıçta alınmayan …-TL YD itiraz harcı, …-TL temyiz başvuru harcı ve …-TL temyiz karar harcının davacıdan tahsili için Mahkemece ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
7. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL müdahil yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı yanında müdahile verilmesine,
8. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara iadesine,
9. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
10. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 27/02/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Anayasa’nın 11. maddesinde, “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.”; 36. maddesinde, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”; 40. maddesinin 2. fıkrasında, “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.”; 125. maddesinde ise, “İdarî işlemlere karşı açılacak davalarda süre yazılı bildirim tarihinde başlar.”kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hâllerde idare mahkemelerinde “altmış gün” olduğu belirtilmiş; aynı maddenin 2. fıkrasında, dava açma süresinin idarî uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı, 4. fıkrasında ise ilanı gereken düzenleyici işlemlerde ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı kuralı yer almıştır.
2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin 1. fıkrasında, hangi işlemlerden doğan uyuşmazlıkların ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu sayıldıktan sonra, aynı maddenin 2. fıkrasında, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin “otuz gün” olduğu kuralına yer verilmiştir.
Anayasa’nın 125. ve 2577 sayılı Kanun’un 7. maddelerinde, idarî işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı belirtilmek suretiyle dava açma süresinin başlamasında, “yazılı bildirim”in esas alınması öngörülmüş olup, hak arama özgürlüğünün kullanılması bakımından, idarî işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılabilir biçimde bildirilmesi gerekmektedir.
Düzenleyici işlemler dışında kalan bireysel nitelikteki idarî işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda, dava açma sürelerinin hesabında, idarî işlemin ilgilisine tebliğ edildiği tarihin esas alınması gerekmekte ise de, idarece tesis edilen işlemin doğrudan tarafı olmayan ve bu nedenle de idarece yazılı bildirim zorunluluğu bulunmayan kişilerin açacakları davalarda, bu kişilerin idarî işlemi öğrenme tarihinin belirlenebildiği durumlarda, öğrenme tarihinin esas alınması gerektiği yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
Olayda, davacı köy tüzel kişiliği tarafından kiralama işleminin iptali istemiyle, …Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne itiraz başvurusunda bulunulması üzerine, davalı idarenin 04/04/2019 tarih ve E.1088574 sayılı yazısı ile, …ili, … ilçesi, … Köyünde bulunan … ada, …, …, ve … no.lu mera parsellerinin uzun süreli ıslah amaçlı kiralamaya verme işleminin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesi uyarınca pazarlık usulü ile gerçekleştirildiği ve anılan ihalenin … üzerinde bırakıldığı davacı köy tüzel kişiliğine bildirilmiştir.
Bu itibarla, davacı köy tüzel kişiliği tarafından kiralama işleminin, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca yapılan ihale işlemiyle gerçekleştirildiğinin davalı idarenin 04/04/2019 tarih ve E.1088574 sayılı yazısı ile öğrenilmesi üzerine, 04/04/2019 tarihini izleyen günden itibaren 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde öngörülen 30 günlük dava açma süresi içinde (son gün olan 04/05/2019 tarihinin Cumartesi gününe denk gelmesi sebebiyle), 06/05/2019 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu anlaşıldığından, temyiz edilen Mahkeme kararının esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği oyuyla, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen karara katılmıyorum.