Danıştay Kararı 13. Daire 2020/1809 E. 2023/2093 K. 27.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/1809 E.  ,  2023/2093 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/1809
Karar No:2023/2093

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Adana ili, Karataş ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan Hazine’ye ait taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesi uyarınca pazarlık usûlü ile hayvancılık yapılmak üzere 30 yıl süreli irtifak hakkı tesisi ihalesine çıkartılmasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işleme dayanak komisyon kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; dava konusu Adana İli, Karataş ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan ve mülkiyeti Hazineye ait taşınmazı işgal eden davacıya, taşınmazın organize hayvancılık maksatlı irtifak hakkı ihalesine çıkarılmasına karar verildiği gerekçesi ile 2886 sayılı Kanun’un 75. maddesine göre tahliye istemli Karataş Kaymakamlığı Milli Emlak Şefliği’nin … tarih ve … sayılı kararının tebliği üzerine, taşınmazın organize hayvancılık maksatlı irtifak hakkı ihalesine çıkarılmasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işleme dayanak komisyon kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı,
Mahkemelerinin 22/04/2020 tarihli ara kararına Adana Valiliği İl Tarım Müdürlüğü tarafından verilen cevap ve ekleri incelendiğinde, taşınmazın ve çevreleyen alanda yer alan taşınmazların sulu tarım arazisi olduğu, taşınmazın güneyinde bulunan … ada … parselin ise mera vasfında olduğunun belirtildiği, davacı tarafından işgal olunan Adana ili, Karataş ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel üzerinde ise yakın zamanda dikildiği anlaşılan narenciye fidanları bulunduğunun görüldüğü,
Dava dilekçesi ve ekleri incelendiğinde, davacı tarafından Maliye Hazinesi’ne ait tarım arazisinin 6292 sayılı Kanun kapsamında satın alınması yönünde talebinin bulunmadığı, UYAP üzerinden yapılan incelemede ise Karataş Kaymakamlığı Milli Emlak Şefliği’nin … tarih ve … sayılı tahliye işlemine karşıda dava açılmadığının görüldüğü,
Bu durumda, taşınmazı satın alma hakkını haiz olmayan davacının söz konusu taşınmazda fuzuli şagil olmasının taşınmazın maliki olan davalı idarenin taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkını kısıtlamayacağı, bu durumun davacıya üstün hak da sağlamayacağı, ayrıca anılan ihaleye başvuru şartlarını yerine getirmek suretiyle davacının ihaleye katılmasında herhangi bir engel hâlin bulunmadığı, söz konusu ihalenin şartlarının ve konusunun incelenmesinden kamu yararı amacı güdüldüğü ve şartlar içerisinde bu amaca aykırı bir hususun bulunmadığı anlaşıldığından, davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, usûle ilişkin olarak, yargılamanın ivedi yargılama usûlüne tabi olmaması gerektiği; esasa ilişkin olarak ise, davaya konu taşınmazın 133.000 m²’lik kısmında işgalci durumunda oldukları, burada narenciye bahçesi kurulduğu, taşınmazın tarıma elverişli olduğu, hayvancılığa uygun olmadığı, ihaleye katılım sağlamaları mümkün olmakla birlikte, ihaleye katılmaları hâlinde narenciye ağaçlarını sökerek ahır inşa edilmesi gerekeceği, bunun ise ciddi bir maddi külfet yaratacağı, davaya konu alanın 21/01/2017 tarih ve 29955 sayılı Mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile Büyük Ova Koruma Alanı ilan edilen yerlerden olduğu, yine mezkur taşınmazın DSİ 6. Bölge Müdürlüğü’nün sulama projesi kapsamında Çukurova Sulama Alanı olarak belirlenen sahada yer aldığı, yapılması planlanan ihale için alınmış bir kamu yararı kararı bulunmadığı, bütün bu sebeplerle taşınmaz üzerinde organize hayvancılık faaliyeti yürütülmesinin hukuken mümkün olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu taşınmazın komşu parseli olan … ada, … parsel sayılı taşınmazın tarıma elverişsiz olması nedeniyle organize hayvancılık yapılmak üzere irtifak hakkı ihalesinin yapıldığı ve 21/12/2018 tarihinde ön sözleşmesinin imzalandığı, dava konusu taşınmazın Büyük Ova Koruma Alanı içerisinde kaldığı, dava konusu 26/03/2020 tarih ve 76829 sayılı Makam Olur’unda ileride lehine irtifak hakkı tesis edilecek yatırımcıya fiili kullanım olmaksızın 1 (bir) yıl süreli ön izin verilmesi, ön izin döneminde İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün uygun görüşünün alınması şartının getirildiği, taşınmazın 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kapsamında yer alması nedeniyle İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden görüş sorulduğu, … tarih ve … sayılı cevabî yazıda, Adana Toprak Koruma Kurulu tarafından olumlu değerlendirildiği takdirde nihai görüş için Bakanlığa gönderilmesi gerektiğinin belirtildiği, bunun üzerine dava konusu işlemde ön izin döneminde İl Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün uygun görüşünün alınması şartının getirildiği, ön izin döneminde söz konusu şart yerine getirilmediği takdirde ön izinin iptal edileceği, netice itibarıyla Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmekle birlikte, Büyük Ova Koruma Alanı’nda kalan davaya konu taşınmazda tarım dışı faaliyet yürütülebilmesi için 5403 sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca aranan şartların “Toprak Koruma Kurulu kararı” ve “alternatif alan araştırması”ndan ibaret olmadığı, bunların yanı sıra, “kamu yararı kararı”nın da aranması gerektiği, oysa Dairemizin 28/02/2023 tarihli ara kararına cevaben davalı idarece sunulan 17/04/2023 tarihli yazıdan, taşınmaz üzerinde organize hayvancılık faaliyeti yürütülebilmesi için alınmış bir “kamu yararı kararı” bulunmadığı anlaşıldığından, söz konusu eksikliğin bir başka iptal gerekçesi teşkil ettiği ve diğer gerekçeler arasında yer alması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Adana ili, Karataş ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan ve mülkiyeti Hazineye ait taşınmazda fuzuli şagil olan davacıya, taşınmazın organize hayvancılık maksatlı irtifak hakkı ihalesine çıkarılmasına karar verildiği gerekçesi ile 2886 sayılı Kanun’un 75. maddesine göre tahliye istemli Karataş Kaymakamlığı Milli Emlak Şefliği’nin … tarih ve … sayılı kararının tebliği üzerine, taşınmazın organize hayvancılık maksatlı irtifak hakkı ihalesine çıkarılmasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işleme dayanak komisyon kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (b) fıkrasında, “Kurul”un, ‘Toprak Koruma Kurulu’nun; (k) fıkrasında ise, “Tarımsal Amaçlı Yapılar”ın, “Toprak koruma ve sulamaya yönelik altyapı tesisleri, entegre nitelikte olmayan hayvancılık ve su ürünleri üretim ve muhafaza tesisleri ile zorunlu olarak tesis edilmesi gerekli olan müştemilatı, mandıra, üreticinin bitkisel üretime bağlı olarak elde ettiği ürünü için ihtiyaç duyacağı yeterli boyut ve hacimde depolar, un değirmeni, tarım alet ve makinelerinin muhafazasında kullanılan sundurma ve çiftlik atölyeleri, seralar, tarımsal işletmede üretilen ürünün özelliği itibarıyla hasattan sonra iki saat içinde işlenmediği takdirde ürünün kalite ve besin değeri kaybolması söz konusu ise bu ürünlerin işlenmesi için kurulan tesisler ile Bakanlık tarafından tarımsal amaçlı olduğu kabul edilen entegre nitelikte olmayan diğer tesisleri” ifade ettiği belirtilmiş,
Aynı Kanun’un “Tarımsal Potansiyeli Yüksek Büyük Ovaların Belirlenmesi ve Korunması” başlıklı 14. maddesinde ise, “Tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovalar; kurul veya kurulların görüşü alınarak, Cumhurbaşkanı kararı ile büyük ova koruma alanı olarak belirlenir. Büyük ovalardaki koruma ve geliştirme amaçlı tarımsal altyapı projeleri ve arazi kullanım plânları, kurul veya kurulların görüşleri dikkate alınarak, Bakanlık ve valilikler tarafından öncelikle hazırlanır veya hazırlattırılır. Büyük ovalarda bulunan tarım arazileri hiçbir surette amacı dışında kullanılamaz. Ancak alternatif alan bulunmaması, kurul veya kurullarca uygun görüş bildirilmesi şartıyla;
a) Tarımsal amaçlı yapılar,
b) Bakanlık ve talebin ilgili olduğu Bakanlıkça ortaklaşa kamu yararı kararı alınmış faaliyetler İçin tarım dışı kullanımlara Bakanlıkça izin verilebilir.
Bu madde kapsamında izin verilen yerler, yeniden izin alınmaksızın bu amaç dışında kullanılamaz ve planlanamaz. Ancak yerleşim alanlarının gelişim alanı ihtiyaçlarını karşılamak için izin verilerek planlanmış alanlarda yeniden izin şartı aranmaz. Büyük ova koruma alanlarının belirlenmesi ve korunmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.” kuralı yer almaktadır.
Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik’in “Ön İzin Verilmesi ve Süre” başlıklı 75. maddesinin birinci fıkrasında, “İrtifak hakkı veya kullanma izni ihalesi sonucunda, yapılacak yatırım için ön izne ihtiyaç duyulması halinde, lehine irtifak hakkı tesis edilecek veya kullanma izni verilecek yatırımcıya; fiili kullanım olmaksızın tescil, ifraz, tevhit, terk ve benzeri işlemlerin yapılması veya imar planının yaptırılması, değiştirilmesi ya da uygulama projelerinin hazırlanması ve onaylatılması gibi işlemlerin yerine getirilebilmesi için bir yıl süreyle ön izin verilir. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin tamamlanamaması durumunda, buna ilişkin belgelerle birlikte ve bu işlemlerin tamamlanamama nedenleri de belirtilmek suretiyle talep edilmesi ve talebin İdare tarafından uygun görülmesi halinde bu süre bedeli karşılığında bir yıl uzatılabilir. Verilen ve uzatılan ön izin süreleri içinde de belirtilen işlemleri kendi kusurları dışında kamudan kaynaklanan ve/veya İdarece kabul edilebilir sebeplerle yerine getiremeyenlere; talep etmeleri ve bu talebin İdare tarafından uygun görülmesi halinde birer yıllık olmak üzere iki yıl daha süre verilebilir. Verilen ve uzatılan ön izin sürelerinin toplamı dört yılı geçemez. Ön izin bedeli, Yönetmeliğin 12’nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca belirlenir. Ön izin döneminde süre dondurulmaz.” kuralı bulunmaktadır.
324 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği’nin “İhale Usulü” başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasında, “Kullanma izni verilmesi ve irtifak hakkı tesis edilmesine ilişkin ihale işlemleri bu Genel Tebliğde yer alan istisnalar dışında, Kanunun 17’nci maddesinde belirtilen ilanlar yapılmak suretiyle, 51’inci maddesinin (g) bendine göre pazarlık usulüyle yapılacaktır.”; “İrtifak Hakkı ve Kullanma İzni Süresi” başlıklı 13. maddesinin birinci fıkrasında ise, “6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu, 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, 9/1/2002 tarihli ve 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu (Endüstri Bölgeleri Kanunu ve Organize Sanayi Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve özel kanunlarında süre belirtilenler hariç Hazine taşınmazları üzerinde kullanma izni ve irtifak hakkı süresi en fazla otuz yıl olarak uygulanır. Ancak, daha önce kullanma izni verilen veya irtifak hakkı tesis edilen taşınmazlarla proje bütünlüğü taşıyan taşınmazlar üzerinde daha önce verilen kullanma izni veya tesis edilen irtifak hakkının kalan süresi kadar kullanma izni verilir veya irtifak hakkı tesis edilir. Üzerindeki binalarda esaslı onarım gerektirmeyen veya üzerinde sabit tesis yapılmamakla birlikte taşınmazın değeri (binalarda bina bedeli hariç) kadar yatırım ve onarım yapılacak ve idarece uygun görülecek yatırımlar için ise yirmi yıla kadar kullanma izni verilir veya irtifak hakkı tesis edilir.” kuralı yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, Büyük Ova Koruma Alanlarında tarım dışı faaliyet yürütülmesinin 5403 sayılı Kanun’un 14. maddesinde bir takım şartlarla tahdit edildiği, buna göre, ilgili tarım dışı faaliyetin bir başka sahada gerçekleştirilmesinin mümkün olup olmadığı yönünde alternatif alan araştırması yapılmasının, yanı sıra Toprak Koruma Kurulu’ndan söz konusu faaliyet için uygun görüş alınmasının şart koşulduğu anlaşılmaktadır.
Dairemizin 28/02/2023 tarihli ara kararı ile davalı idareden, dava konusu ihaleye ilişkin Toprak Koruma Kurulu (Kurul) kararı alınıp alınmadığı, alternatif alan araştırması yapılıp yapılmadığı sorulmuş olup, davalı idare tarafından dosyaya sunulan 17/04/2023 tarihli cevabî yazıdan, taşınmaz üzerinde organize hayvancılık yapılmasına izin veren bir Kurul kararı bulunmadığı, yine ilgili faaliyet için bir alternatif alan araştırması da yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davalı idare tarafından, davacı ile 1 (bir) yıl süreli ön izin sözleşmesi yapıldığı, dava konusu işlemin bu bir yıllık süre içerisinde İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün uygun görüşünün alınması şartıyla tesis edildiği belirtilmiş ise de, ön izin sözleşmesinin noter tarafından onaylandığı 28/07/2020 tarihinden, ara kararımıza cevap verilen 17/04/2023 tarihine kadar herhangi bir Kurul kararı alınmadığı görülmektedir.
Nitekim dava konusu taşınmaza ilişkin olarak, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’ne yapılan -yine organize hayvancılık yapılmak üzere izin talep eden- 11/09/2014 tarihli başvurunun, 5403 sayılı Kanun uyarınca … tarih ve … sayılı yazıyla reddedildiği, ayrıca, 2016 yılında yapılan 2 (iki) ayrı başvuru ile 2018 yılında yapılan bir başka başvurunun da, ilgili taşınmaz üzerinde tarım dışı faaliyete izin verilmeyerek reddedildiği dosya içeriğinden görülmektedir.
Bu durumda, dava konusu işlem tesis edilirken 5403 sayılı Kanun’un 14. maddesinde aranan Toprak Koruma Kurulu kararı ile alternatif alan araştırması şartlarının yerine getirilmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİNE,
4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ilk derece ve temyiz yargılama giderleri toplamı …-TL ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın ve istemi hâlinde ilk derece aşamasında kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının davacıya iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 27/04/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.