Danıştay Kararı 13. Daire 2020/1543 E. 2020/3987 K. 29.12.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/1543 E.  ,  2020/3987 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/1543
Karar No:2020/3987

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …

2- (DAVALI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacı tarafından esas yönünden, davalı idare tarafından ise vekâlet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca 07/08/2008 tarihinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca yapılan ihale sonucunda satın aldığı Çankaya ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parsel üzerindeki … Blok, 3 nolu bağımsız bölümün, aynı Kanun’un 60. maddesine göre ferağının verilmemesine ilişkin işlemin … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi üzerine, söz konusu taşınmaz üzerinde 01/10/2008-01/05/2009 tarihleri arasındaki 7 aylık dönemde tasarrufta bulunamaması nedeniyle kira geliri kaybından dolayı uğradığı toplam 105.000,00.-TL zararın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce Dairemizin 26/12/2018 tarih ve E:2012/417, K:2018/4446 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; taşınmaz satış ihalesi üzerinde kalan davacı tarafından, ihale bedelinin ödendiğine dair banka dekontu ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı’na teslim edilmesine rağmen taşınmazın devrinin yapılmaması üzerine, taşınmazın satışına ilişkin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin imzalanıp 2886 sayılı Kanun’un 60. maddesi uyarınca tapuda ferağ verilmesi istemiyle yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine açılan davada, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile ferağın verilmemesine ilişkin işlemin iptaline karar verildikten sonra, 01/10/2008-01/05/2009 tarihleri arasındaki 7 aylık dönemde söz konusu taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunulamaması nedeniyle kira geliri kaybından dolayı uğranılan toplam 105.000,00-TL zararın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı, idarenin maddi tazminle yükümlü tutulmasının, ancak maddi bir zararın kesin olarak ortaya çıkmış, belirgin hâle gelmiş olması hâlinde mümkün olacağı, gayrimenkul kira vaadi sözleşmesinin imzalanmasından taşınmazın kiraya verilmesine kadar geçen 7 aylık süreye ilişkin kira gelirinin muhtemel zarar niteliğinde olduğu, henüz gerçekleşmemiş bir zararın tazminine olanak bulunmadığı, öte yandan, İhale Şartnamesi’nin 13. maddesinde, alıcının ihale bedelini yatırdıktan sonra taşınmazın kullanım hakkını elde etmiş sayılacağının kurala bağlandığı, nitekim bağımsız bölümlerin tapuda devrinin 02/06/2009 tarihinde gerçekleşmesine rağmen, tapu tescilinin yapılması beklenilmeden 01/05/2009 tarihinde anılan bağımsız bölümün kiralandığı, ihale konusu taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunma ve kiraya verme hususlarının, mülkiyetin tapuda tesciline bağlı olmadığı göz önüne alındığında davacının somut bir zararının da bulunmadığı, bu durumda, davacı tarafından yoksun kalındığı iddia edilen zararın somut ve hukuken geçerli, kabul edilebilir, makûl delillere dayanmadığı ve zararın muhtemel zarar niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davalı idarece tazmin edilmesi gereken bir zararın bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın reddine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nce belirlenen 1.362,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, maddi zararın Danıştay ve Mahkeme kararlarında kişinin kendi isteği dışında malvarlığında meydana gelen kayıp ve eksikliklerle çoğalma olanağından yoksunluk olarak tanımlandığı, 7 aylık sürede kira geliri elde edememesinin malvarlığında çoğalma olanağından yoksunluk teşkil ettiği, dava konusu kira gelirinin gayrimenkul kira vaadi sözleşmesi ile garanti altına alınmış ve kesin olarak elde edilecek bir gelir olduğu, muhtemel zarar niteliğinde olmadığı, İhale Şartnamesi’nin 13. maddesine göre alıcının ihale bedelini yatırmasını müteakip kullanım hakkına sahip olacağının belirtildiği, satış bedelinin ödenmesine rağmen davalı idarece satış vaadi sözleşmesinin imzalanmadığı, kullanıma sunulmamış bir taşınmazda tasarrufta bulunamayacağından kira gelirinden mahrum kalındığının açık olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, Mahkeme kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının bozularak, idareleri lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 29/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.