Danıştay Kararı 13. Daire 2019/882 E. 2019/2683 K. 23.09.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/882 E.  ,  2019/2683 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/882
Karar No:2019/2683

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Destek Hizmetler Müdürlüğü’nce 04/08/2015 tarihinde gerçekleştirilen ” sınırları dahilinde 2. bölge içinde kalan mahallelerin katı atıklarının toplanması, nakliyesi ve temizliği hizmet alım işi” ihalesinin iptal edilmesine ilişkin 04/04/2018 tarih ve … sayılı Kamu İhale Kurulu’nun (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; 04/08/2015 tarihinde ” sınırları dahilinde 2. bölge içinde kalan mahallelerin katı atıklarının toplanması, nakliyesi ve temizliği hizmet alım işi” ihalesine davacı şirket ile dava dışı ……….. firmasının katıldığı, ihalenin ……… üzerinde bırakılmasının akabinde davacı şirket tarafından ‘na yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddedilmesi üzerine …. İdare Mahkemesinde iptal davası açıldığı, bu davada verilen ret kararının davacı tarafından temyizi sonucunda, Danıştay Onüçüncü Dairesinin 16/02/2017 tarih, E:2016/3065, K:2017/383 sayılı kısmen onama kısmen bozma iptal kararıyla davanın sonuçlandığı, bu kararın uygulanması amacıyla dava dışı şirket olan ………… firmasının teklifinin değerlendirme dışı bırakılması yönünde tarafından düzeltici işlem belirlenmesine karar verildiği, ihalenin davacı şirket üzerine bırakılması üzerine dava dışı ……….firmasının da 21/08/2017 tarihinde ‘na yapmış olduğu itirazen şikâyet başvurusunun ehliyet yönünden reddedildiği, bu karara karşı açılan davanın …. İdare Mahkemesinin … tarih, E:…, K:… sayılı kararıyla iptalle sonuçlandığı, temyiz aşamasında kararın onanarak kesinleşmesi üzerine Kamu İhale Kurulu tarafından kararın uygulanması amacıyla, davacı şirketin de teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasına ve ihalede geçerli teklif sahibi kalmadığından dava konusu Kurul kararı ile ihalenin iptaline karar verildiği, bu kararın davalı idareye ve başvuru sahibi dava dışı ………..firmasına tebliğ edildiği, davacıya ise tebliğ edilmediği, ayrıca ‘nun internet sayfasında yayınlanmadığı vurgulanmıştır.
Kamu İhale Kurulu’nun 04/04/2018 tarih ve … sayılı ihalenin iptali kararından önce, ihale üzerinde kalan davacı şirket ile 24/08/2017 tarihinde imzalanan sözleşmede işe başlama tarihinin 25/08/2017, iş bitimi tarihinin 31/08/2018 olarak kararlaştırıldığı, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen Geçici 23. ve 24. madde hükümleri uyarınca davacı şirket ile arasında imzalanan sözleşmenin 31/03/2018 tarihinde tasfiye edildiği, davacı şirketin, sözleşmenin tasfiye edilmesi nedeniyle tasfiye tarihi olan 31/03/2018 tarihi ile iş bitim tarihi olan 31/12/2018 tarihi arasında hakettiği fesih tazminatının ödenmesi için ne 12/09/2018 tarihinde yapmış olduğu başvurunun nin 01/10/2018 tarih ve … sayılı işlemi ile tasfiye işlemi yapılmamış olsa dahi Kamu İhale Kurulu’nun 04/04/2018 tarih ve … sayılı ihalenin iptali kararının uygulanması konusunda bağlı yetkileri olduğu için bu kararı uygulamak amacıyla sözleşmenin feshedileceği belirtilerek reddedildiği belirtilmiştir.
… Belediyesinin 01/10/2018 tarih ve … sayılı işleminin tebliğ tarihi olan 05/10/2018 tarihinde ihalenin iptal edildiğinin öğrenildiği belirtilerek, Kurul’un 04/04/2018 tarih ve … sayılı ihalenin iptal edilmesine ilişkin kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca, bu davanın ihaleden yasaklama kararları dışında kalan ihale işlemlerine ilişkin olduğu ve ivedi yargılamaya tabi olduğu, ivedi yargılama usulüne tabi olan ihale iş ve işlemlerinde dava açma süresinin 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde öngörülen ve 60 gün olarak belirlenen dava açma süresinden farklı olarak 30 gün olarak belirlenmiş olması nedeniyle en geç 30 gün içinde dava açılması gerektiği, davacının iptalini istediği Kurul kararının tarih ve sayısını 05/10/2018 tarihli idarenin red işlemi ile öğrendiği ve Kurul kararında açıkça 30 gün içinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılması hususunun belirtildiği, davanın Kurul kararının öğrenilmesinden itibaren 30 günlük süre içerisinde açılmadığı, bu süre geçirilerek 60. gün olan 04/12/2018 tarihinde açıldığı anlaşıldığından davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1/b bendi uyarınca davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu Kurul kararının taraflarına tebliğ edilmediği, bu kararın varlığından ihaleyi yapan idareye yapılan başvurunun reddi üzerine haberdar olunduğu, dava açma süresinin yazılı bildirim ile başlayacağı, kararın kendilerini ilgilendirmesi nedeniyle yazılı olarak bildirilmesi gerektiği, karar tebliğ edilmediği için kanun yolu süresi ve merciinden haberdar olunamadığı, tebliğ edilmeyen işleme karşı genel dava açma süresi içinde dava açılabileceğinin anayasal bir kural olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, iptali istenen Kurul kararının taraf olan idare ve başvuru sahibi olan dava dışı firmaya tebliğ edildiği, diğer ilgililerin Kurumun internet sayfasından bunu takip etmesi gerektiği, işlemin hukuka uygun tesis edildiği, belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ….’NIN DÜŞÜNCESİ : İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik “Bildirim ve tebligat esasları” başlıklı 24. maddesinde “Kurul tarafından başvurular üzerine verilen bütün nihai kararlar ile nihai kararlara açılan davalar sonucundaki mahkeme kararlarının uygulanması için Kurul tarafından alınan kararlar, karar tarihini izleyen beş iş günü içinde taraflara bildirime çıkarılır ve bu tarihi izleyen beş gün içinde Kurumun internet sitesinde yayımlanır….” kuralına istinaden söz konusu ihalenin iptal kararının başvuru sahibi dava dışı firmanın başvurusu neticesinde alınmış bir karar olduğu, taraflar kavramına başvuru sahibi dava dışı firma ve ihaleyi yapan belediyenin dahil edildiği ve ihalenin iptali kararının bu iki tarafa gönderildiği, davacıya gönderilmediği anlaşılmaktadır. Davacının ilgili sıfatı ile internet sitesinden takip etmesi gerektiği belirtilmiş olsa da söz konusu kurul kararının direk davacıyı da ilgilendirdiği, davacının da taraf sıfatına haiz olduğu bu sebeple kararın davacıya da tebliğ edilmesi gerektiği açıktır. Her ne kadar tarafından bu bildirim mevzuatın yorumlanması sonucu yapılmamış olsa da Kurum tarafından ihalenin iptali kararının ihaleyi yapan idareye bildirilmesi neticesinde bu karara uyularak, ihalenin ‘nun 04/04/2018 tarih ve … sayılı kararı ile iptal edildiği, dolayısıyla ihaleye katılan isteklilere bildirim yapılmasının Avrupa Birliği Temel Şartlarında da düzenlenen iyi idare hakkı ilkesi gereği olduğu, iyi idarenin bireyin makul ve haklı beklentilerinin karşılandığı idare olduğu, bu ilke sayesinde bireyin idari işlemler karşısında korunduğu, bireyin kendisini ilgilendiren olumsuz bir karar alınmadan önce bu karara katılma, karardan haberdar olma, bu kararla ilgili bilgiye ulaşabilme olanağının sağlanması gerektiği, somut olayda idarelerin bu ilkeye aykırı davranmalarının davacının hak arama hürriyetini zedelediği, mahkeme tarafından davacının başvurusu üzerine verilen red cevabında davalı idare işleminin tarih ve sayısı belirtildiği ve bu işlemde otuz günlük dava açma süresi gösterildiği, bu süre aşılarak genel dava süresi içinde dava açıldığı gerekçesi davanın süre yönünden reddedilmesi kararı verilse de, davacıya iyi idare ilkesi gereği yapılan herhangi bir bildirim olmadığı için genel dava süresi içerisinde açılan davanın esasının incelenmesi gerektiği, temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 23/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.