Danıştay Kararı 13. Daire 2019/866 E. 2019/3576 K. 13.11.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/866 E.  ,  2019/3576 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/866
Karar No : 2019/3576

DAVACI : … Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.
VEKİLİ : …
DAVALI :Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : …

DAVANIN KONUSU :
Bayilik lisans sahibi olan davacı şirkete ait akaryakıt istasyonundan alınan numunenin akredite laboratuvar analizinde ulusal marker seviyesinin geçersiz çıktığı ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edildiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 18. maddesine, 4. maddesinin 4. fıkrasının (ı) bendine aykırılıktan anılan Kanunun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca 120.000,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin 02/09/2010 tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Akaryakıtın dağıtıcıdan fatura karşılığı alındığı, kendi kusur ya da ihmallerinin bulunmadığı, numunelerin usulüne uygun alınmadığı, teknik düzenlemelere aykırı çıkan parametrelere bakıldığında çok düşük oranda sapmaların bulunduğu, ön araştırma ve soruşturma prosedürüne uyulmadan verilen cezanın amacını aşan boyutta olduğu, dolayısıyla dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI :
Davacı şirkete ait akaryakıt istasyonundan alınan numunenin akredite laboratuvar analizi sonucunda, anılan ürünün ulusal marker seviyesinin geçersiz çıktığı ve teknik düzenlemelere uygun olmadığı tespit edildiğinden verilen idarî para cezasında Kanuna aykırılık bulunmadığı belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘NIN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI … ‘UN DÜŞÜNCESİ : Dava, bayilik lisans sahibi olan davacı şirkete ait akaryakıt istasyonundan alınan numunenin akredite laboratuvar analizinde ulusal marker seviyesinin geçersiz çıktığı ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edildiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca 120.000,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin 02/09/2010 günlü, … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesinin 10/12/2012 günlü, E:2010/5106, K:2012/3619 sayılı davanın reddi yolundaki kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 01/03/2017 günlü, E:2013/4146, K:2017/903 sayılı kararı ile bozulmuş, karar düzeltme talebi de reddedilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca, Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesi sonucunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nca verilen bozma kararlarına Danıştay dava dairelerince ısrar etme olanağı tanınmamış olması nedeniyle, bozma kararında yer alan gerekçelerle, 02/09/2010 günlü, … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Dairemizin 10/12/2012 günlü, E:2010/5106, K:2012/3619 sayılı davanın reddi yolundaki kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 01/03/2017 günlü, E:2013/4146, K:2017/903 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine işin gereği yeniden görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Bayilik lisans sahibi olan davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetim sırasında alınan akaryakıt numunelerinin TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Enstitüsü laboratuvarında yapılan analizi sonucunda, alınan numunelerin ulusal marker seviyesinin geçersiz çıktığı veya teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edildiği, bu raporlar esas alınarak dava konusu işlemin tesis edildiği, anılan işlemin iptali istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dairemizin 10/12/2012 günlü, E:2010/5106, K:2012/3619 sayılı davanın reddi yolundaki kararına yönelik olarak davacı tarafından temyiz isteminde bulunulduğu, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 01/03/2017 günlü, E:2013/4146, K:2017/903 sayılı kararı ile;
“5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisans Sahiplerinin Temel Hak ve Yükümlülükleri” başlıklı 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (ı) bendinde, bu Kanuna göre faaliyette bulunanların; piyasa faaliyetlerinde, Kurul’un belirleyeceği teknik düzenlemelere uygun akaryakıt sağlamakla yükümlü oldukları, 18. maddesinin dördüncü fıkrasında, numunelerde yapılacak testlerde ulusal markerin gerektiği şart ve seviyede bulunmadığı ve alınan numunelerin laboratuvar analizi ile teknik düzenlemelere uymadığı tespit edildiğinde 19. madde hükümlerinin uygulanacağı, 14. maddesinin dördüncü fıkrasında, Kurum’un piyasa faaliyetlerini kendi personeli ile veya kamu kurum ve kuruluşları ile özel denetim kuruluşlarından hizmet alımı yoluyla denetime tâbi tutacağı, Kurum’un, denetlemelerde kullanılmak üzere, Türkiye Akreditasyon Kurumu ile işbirliği yaparak akredite sabit ve gezici laboratuvarlar kurabileceği, kurulmasına kaynak aktarabileceği, denetlemede, ön araştırmada ve soruşturmada takip edilecek usul ve esasların çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği; 19. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendinde de, bu Kanun’un 18. madde hükümlerinin ihlâli halinde, sorumluları hakkında altıyüzbin Türk Lirası idarî para cezası uygulanacağı, aynı maddenin 4. fıkrasında, bayiler için yukarıda yer alan cezaların beşte birinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Ayrıca Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. maddesinin (a) bendinde ise, bayilik lisansı sahiplerinin akaryakıtın kullanım amacının ve niteliğinin değiştirilmemesi ile yükümlü oldukları düzenlemesine yer verilmiştir.
Öte yandan, petrol piyasasına ilişkin faaliyetler kapsamındaki tesislerin ve piyasaya sunulan petrol ve madenî yağın teknik düzenlemelere ve standartlara uygunluğu ile ilgili usul ve esasların belirlenmesi amacıyla 10/09/2004 günlü, 25579 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Petrol Piyasasında Uygulanacak Teknik Kriterler Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde, akaryakıtın teknik düzenlemelere uygun olmasının zorunlu olduğu, (b) bendinde, ürünlerin öncelik sırasıyla TS veya EN standartlarına veya bu standart da yoksa, TSE tarafından kabul gören diğer standartlara uygun olmasının esas olduğu belirtilmiş, aynı Yönetmeliğin 7. maddesinin (d) bendinde, lisans sahiplerinin akaryakıtı teknik düzenlemelere uygun olarak arz etmekle yükümlü oldukları, anılan maddenin (f) bendinde ise, numunelerde yapılacak testlerde, ulusal markerin Kurumca belirlenen şart ve seviyede bulunmadığı ve alınan numunelerin laboratuvar analizi ile teknik düzenlemelere uymadığı tespit edildiğinde ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; bayilik lisansı sahibi olan davacı şirkete ait akaryakıt istasyonundan 5015 sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca 20.06.2007 tarihinde yapılan denetim sonucu alınan benzin (95 Oktan), motorin (euro dizel), süper benzin akaryakıt numunelerinin, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Enstitüsü laboratuvarında yapılan analizi sonucu süper benzin ve motorin (euro dizel) numunelerinin ulusal marker seviyesinin geçersiz çıktığı, teknik düzenlemede yer alan özelliklere uygun olduğu, benzin (95 Oktan) numunesinin ise ulusal marker seviyesinin geçerli olduğu, buhar basıncı parametresi açısından standartlara aykırı olduğunun rapora bağlandığı, söz konusu tespitler esas alınarak dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmıştır.
Anılan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; ulusal markerin, akaryakıtın kaçak olup olmadığını ve kaynağını tespit etmek amacıyla akaryakıta eklenen kimyasal bir madde olduğu, akaryakıtın yeterli şart ve seviyede ulusal marker içerip içermediğine göre teknik düzenlemelere uygunluk değerlendirmesi yapılmasının mümkün olmadığı, yeterli şart ve seviyede ulusal marker içeren akaryakıtın teknik düzenlemelere aykırı olabileceği gibi tam tersi bir durumun da söz konusu olabileceği, bu bakımdan 5015 sayılı Kanun’un 18. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca işlem tesis edilebilmesi için numunesi alınan akaryakıtın hem ulusal marker seviyesinin geçersiz olduğunun ve hem de teknik düzenlemelere uymadığının tespiti gerekmektedir.
Bu durumda; analize tabi tutulan motorin ve süper benzin numunesinin ulusal marker seviyesinin geçersiz çıkmasına karşın teknik düzenlemelere uygun olduğunun, benzin (95 Oktan) numunesinin ise ulusal marker seviyesinin geçerli çıkmasına karşın teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edilmesi karşısında, 5015 sayılı Kanun’un 18. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca işlem tesis edilebilmesi için gerekli olan teknik düzenlemelere aykırılık ve ulusal marker geçersizliği şartlarının bir arada gerçekleşmediği anlaşıldığından, dava konusu kurul kararında ve davanın reddi yolundaki Daire kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Öte yandan, benzer bir uyuşmazlıkta, uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için, Danıştay Onüçüncü Dairesince E:2005/9750 sayılı dosyada yapılan ara kararına cevaben gönderilen ODTÜ Petrol Araştırma Merkezi’nin raporunda, analizi yapılmak üzere laboratuvara çıkarılan numune şişesinin kapağı açılır açılmaz ilk önce Reid Buhar Basıncı (RVP) deneyi yapılmak üzere numune alındığı, bu nedenle, benzin numunesinin özelliklerinde beklemeye bağlı bir değişme yaşanmayacağı ifade edildikten sonra, Reid Buhar Basıncı’nın rafinerilerde üretim sırasında ayarlandığı, bu özelliğin sonradan numuneye solvent (Hekzan, Toluen vb.) eklenerek değiştirilebildiği, ancak bu durumda numunenin diğer özelliklerinde de (yoğunluk artması, distilasyon davranışı bozukluğu gibi) bir değişme beklendiği, davaya konu numunede bu durum söz konusu olmadığı için Reid Buhar Basıncı değerinin bayi tarafından herhangi bir müdahale sonucu değiştirilmediği sonucuna varıldığının bildirilmesi üzerine, 07/07/2009 günlü, K:2009/7754 sayılı kararla dava konusu işlemin iptaline karar verildiği görülmektedir.
Yukarıda yer verilen bilgiler dikkate alındığında, akaryakıtın yalnızca “Reid Buhar Basıncı” parametresinin teknik düzenlemelere aykırı çıkması, diğer parametrelerin tamamının uygun bulunması, davacı şirketin numune alınan akaryakıta bir müdahalesinin olmadığının tespit edilmesi ve piyasaya teknik kriterlere aykırı akaryakıt arz ettiğine ilişkin başka bir tespitin de bulunmaması karşısında, davacı şirketin yukarıda yer verilen Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. maddesinin (a) bendinde kurala bağlanan, akaryakıtın niteliğinin değiştirilmemesi yükümlülüğünü yerine getirmediğinden söz etmeye olanak bulunmadığından, davacı şirket hakkındaki uyuşmazlık konusu Kurul kararında ve davanın reddine ilişkin Daire kararında bu yönden de hukuka uygunluk görülmemiştir.” gerekçesiyle davacının temyiz isteminin kabul edilerek Dairemizin anılan kararının bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihaî kararlarının Danıştay’da temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği; 2577 sayılı Kanun’un 49/4. ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmayıp, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Aktarılan kanun hükümlerine göre, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından, bozma kararına uyularak İdari Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 02/09/2010 tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 13/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.