Danıştay Kararı 13. Daire 2019/848 E. 2019/1174 K. 11.04.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/848 E.  ,  2019/1174 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/848
Karar No:2019/1174

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI): …
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı tarafından, mülkiyeti Hazineye ait … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada 1 parsel numaralı taşınmaza yönelik 29/11/2018 tarihli satış ihalesinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; dava konusu taşınmazın Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na (TOKİ) devredildiği, sonrasında TOKİ tarafından ihale yapılmak suretiyle satışının gerçekleştirildiği, taşınmazın satışının arazi üzerinde keşif yapan şahıslardan 18/12/2018 tarihinde öğrenildiği, 24/12/2018 tarihinde idareye başvuru yapılarak ihalenin iptali ve yeniden ihale yapılmasının talep edildiği, 02/01/2019 tarih ve … sayılı davalı idare işlemiyle başvurunun reddedilmesi üzerine satış ihalesinin iptali istemiyle dava açıldığı, davacının davalı idareye 24/12/2018 tarihli başvurusunda ve dava dilekçesinde satış ve devir işlemini öğrenme tarihinin 18/12/2018 olarak ikrar edildiği, idare mahkemelerinde iptal davası açmak için gerekli olan 60 günlük dava açma süresinin ve aynı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca idari başvuru usulünün 20/A maddesindeki düzenleme uyarınca ivedi yargılama usulüne tabi davalar için mevzu bahis olmadığı, anılan özel hüküm nedeniyle madde metninde ayrıca belirtilen dava açma süresinin geçerli olduğu, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde 30 gün olarak belirlenmiş olan dava açma süresi nedeniyle ihalenin iptalinden kaynaklı davanın öğrenme tarihinden itibaren en geç 17/01/2019 tarihine kadar açılması gerektiği, dava açma süresi sona erdikten sonra 23/01/2019 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine imkan bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, işlemin iptali ve yeni bir işlem tesis edilmesi talebiyle 24/12/2018 tarihinde davalı idareye başvuru yapıldığı, davanın 23/01/2019 tarihinde açıldığı, idareye başvuru tarihi ile dava tarihi arasında 29 gün bulunduğu, dava dilekçesinde dava konusu ihaleyi öğrenme tarihi 18/12/2018 olarak ifade edilmiş ise de bu tarihte davaya konu taşınmazda inceleme yapan şahıslardan bilgi alındığı, hukuki bir yetkiye veya sorumluluğa sahip olmayan kişilerden edinilen bilgiye sahip olmanın dava açma süresinin başlanmasında esas alınarak hak arama hürriyetinin sınırlandırılamayacağı, dava açma süresinin başlangıç tarihi olarak idareye başvuru yapılan 24/12/2018 tarihinin esas alınması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesi gereğince ivedi yargılama usulüne tabi 29/11/2018 tarihli taşınmaz satış ihalesinin iptaline konu davanın 30 gün içerisinde açılması gerektiği, idari dava açılmadan önce işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi istemiyle işlemi tesis eden makama başvuruda bulunulamayacağı, dava dilekçesinde dava konusu işlemi öğrenme tarihinin 18/12/2018 olarak belirtildiği, 30 gün içerisinde dava açılması gerekirken dava açma süresi geçirildikten sonra 23/01/2019 tarihinde açılan davada süre aşımının söz konusu olduğu, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 11/04/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :
Anayasa’nın 40/2. maddesi hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa’nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim” tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, idarî yargı mercilerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin “altmış gün” olduğu kurala bağlanmış, 20/A maddesinde ise ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu öngörülmüştür.
İdarenin, Anayasa’dan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmesi esas olmakla birlikte, ilgililere kaç gün içinde hangi mercilere başvuracaklarını bildirme yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumu, idari işlemlere karşı açılan davalarda dava açma süresinin işletilmeyip, ihmal edilmesi sonucunu doğurmamalıdır. Böyle bir durumda idari işlemin yazılı olarak bildirilmesi üzerine dava açma süresinin hesabı açısından özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin esas alınması gerekir.
Diğer yandan ilgililere herhangi bir yazılı bildirimin yapılmadığı ve idari işlemin bir şekilde öğrenilmesi üzerine dava açıldığı durumda, bu kişilerin kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceğinden, dava açma süresinin hesabı açısından öğrenme tarihinin başlangıç alınması ve aynı şekilde özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin işletilmesi gerekir.
Olayda; Maliye Hazinesi adına kayıtlı bulunan taşınmazın 327 sıra sayılı Milli Emlak Genel Tebliği uyarınca TOKİ’ye devredildiği, anılan taşınmazın 29/11/2018 tarihinde Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Satış, Devir, İntikal, Kiraya Verme, Trampa, Sınırı Ayni Hak Tesisi ve Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İhale Yönetmeliği’nin 25. maddesi kapsamında arsa satış ihalesi yapıldığı, davacı tarafından 24/12/2018 tarihli dilekçe ile ihalenin iptali istemiyle davalı idareye yapılan başvuruda taşınmazın satışının yapıldığının 18/12/2018 tarihinde arazi üzerinde keşif yapan şahıslardan öğrenildiğinin ifade edildiği, davacının başvurusunun 02/01/2019 tarih ve E.793 sayılı davalı idare işlemiyle reddi üzerine 23/01/2019 tarihinde bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Davacının, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde öngörülen ve özel bir yargılama niteliği taşıyan ivedi yargılama usulünü ve bu usule tabi işlerde geçerli olan dava açma süresini kendisine yazılı olarak bir bildirim yapılmadığı sürece bilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla ivedi yargılama usulüne tabi olan bir işlemi öğrendiğinde kaç gün içinde hangi merciye başvuracağını ya da doğrudan dava açıp açamayacağını bilmesi beklenemez.
Bu itibarla, uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tabi olduğu ve dava açma süresinin otuz gün olduğu yolunda kendisine yazılı bildirim yapılmayan davacının, 18/12/2018 tarihinde öğrendiği taşınmaz satış ihalesinin iptali istemiyle altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde 23/01/2018 tarihinde açtığı davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan nedenle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyoruz.