Danıştay Kararı 13. Daire 2019/843 E. 2020/2959 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/843 E.  ,  2020/2959 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/843
Karar No : 2020/2959

DAVACI : … Petrol İnşaat Besicilik Temizlik ve Taşımacılık Ticaret İthalat İhracat Ltd. Şti.
DAVALI : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

DAVANIN KONUSU :
Bayilik lisansı sahibi davacı şirkete ait akaryakıt istasyonundan ve istasyonda bulunan … plakalı tankerden farklı tarihlerde alınan numunelerin akredite laboratuvar analizinde ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edildiğinden bahisle her fiil için ayrı ayrı (120.000,00-TLx2) olmak üzere toplamda 240.000,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin 21/04/2010 tarih ve 2534-95 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Numunesi alınan ürünlerin kesinlikle kaçak akaryakıt niteliğinde olmadığı, benzin numunesinin çok küçük oranlarda standartlardan sapma gösterdiği, biodizel numunesi bakımından söz konusu ürünün ulusal marker eklenmesi gereken türler arasında sayılmadığı ve aynı fiil nedeniyle açılan ceza davasında beraat kararı verildiği ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI :
Davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ :
Dava konusu işlemin davacı şirkete ait akaryakıt istasyonundaki pompadan 13/04/2007 tarihinde alınan numunenin analizinde ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edildiğinden bahisle 120.000,00-TL tutarındaki idarî para cezasına ilişkin kısmının iptali gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI DEMET ÜNAL’IN DÜŞÜNCESİ :
Dava; davacı şirkete ait akaryakıt istasyonundan ve … plaka sayılı tankerden farklı tarihlerde alınan numunelerin akredite laboratuvar analizinde ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edildiği ve bu fiilin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 18. maddesinin dördüncü fıkrası ile 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (ı) bendine aykırı olduğundan bahisle, anılan Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca her fiil için ayrı ayrı idarî para cezası verilmesine ilişkin 21/04/2010 tarih ve 2534-95 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 01/03/2017 tarihli ve E:2015/2392, K:2017/909 sayılı kararıyla: Danıştay Onüçüncü Dairesince davanın reddine ilişkin olarak verilen 01/12/2014 tarihli ve E:2010/2781, K:2014/3855 sayılı kararın, 21/04/2010 tarih ve 2534-95 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının davacı şirkete ait tankerden 14/06/2007 tarihinde alınan biodizel numunesinin analizinde ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edildiğinden bahisle 120.000,00-TL tutarındaki idari para cezasına ilişkin kısmı onanmış, Kararın, 21/04/2010 günlü, 2534-95 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının davacı şirkete ait akaryakıt istasyonundaki pompadan 13/04/2007 tarihinde alınan numunenin analizinde ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edildiğinden bahisle 120.000,00-TL tutarındaki idarî para cezasına ilişkin kısmı ise bozulmuştur. Bozulan kısım hakkında işin gereği düşünüldü;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesi hükümlerinde yer alan düzenleme uyarınca, Danıştay’ın ilk derece Mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesi sonucunda Danıştay İdari Dava Kurulu’nca verilen bozma kararlarına Danıştay Dava Dairelerince ısrar etme olanağı tanınmamış olup, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulunca verilen kararlara, ilgili dava daireleri tarafından uyulması zorunlu olduğundan, İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 01/03/2017 tarihli ve E:2015/2392, K:2017/909 sayılı bozma kararına uyularak, anılan kararda yer alan gerekçeyle, 21/04/2010 günlü, 2534-95 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının, davacı şirkete ait akaryakıt istasyonundaki pompadan 13/04/2007 tarihinde alınan numunenin analizinde ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edildiğinden bahisle 120.000,00-TL tutarındaki idari para cezasına ilişkin kısmının iptaline hükmedilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Dairemizin 01/12/2014 tarih ve E:2010/2781 K:2014/3855 sayılı davanın reddi yolundaki kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 01/03/2017 tarih ve E:2015/2392, K:2017/909 sayılı kararı ile kısmen onanıp, kısmen bozulması ve tarafların karar düzeltme istemlerinin de İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 26/12/2018 tarih ve E:2017/3602, K:2018/5993 sayılı kısmen süre, kısmen de esas yönünden reddedilmesi üzerine, bozulan kısımla ilgili olarak gereği yeniden görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Bayilik lisansı sahibi olan davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 13/04/2007 tarihinde yapılan denetim sonucu pompadan alınan benzin numunesinin TÜBİTAK … Araştırma Merkezi Enerji Enstitüsü’nce yapılan analiz sonucu alınan numunenin ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun rapora bağlandığı; 14/06/2007 tarihinde gelen bir şikâyet üzerine yapılan ikinci denetimde istasyonda bulunan … plakalı tankerden alınan biodizel numunesinin TÜBİTAK … Araştırma Merkezi Enerji Enstitüsü’nce yapılan analiz sonucu alınan numunenin ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun rapora bağlanması akabinde dava konusu Kurul kararı ile bu raporlar esas alınarak her bir fiil için ayrı ayrı idarî para cezası tesis edildiği, söz konusu Kurul kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dairemizin 01/12/2014 tarih ve E:2010/2781 K:2014/3855 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, anılan kararın davacı tarafından yapılan temyiz edildiği, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 01/03/2017 tarihli ve E:2015/2392, K:2017/909 sayılı kararı ile;
“Temyize konu kararın, 21/04/2010 günlü, 2534-95 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının davacı şirkete ait tankerden 14/06/2007 tarihinde alınan biodizel numunesinin analizinde ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edildiğinden bahisle 120.000,00-TL tutarındaki idari para cezasına ilişkin kısmında usul ve hukuka aykırılık görülmemiş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamaktadır.
Kararın, 21/04/2010 günlü, 2534-95 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının davacı şirkete ait akaryakıt istasyonundaki pompadan 13/04/2007 tarihinde alınan numunenin analizinde ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun tespit edildiğinden bahisle 120.000,00-TL tutarındaki idari para cezasına ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisans Sahiplerinin Temel Hak ve Yükümlülükleri” başlıklı 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (ı) bendinde, bu Kanuna göre faaliyette bulunanların; piyasa faaliyetlerinde, Kurul’un belirleyeceği teknik düzenlemelere uygun akaryakıt sağlamakla yükümlü oldukları vurgulanmış; “Ulusal Marker” başlıklı 18. maddesinin dördüncü fıkrasında, numunelerde yapılacak testlerde ulusal markerin gerektiği şart ve seviyede bulunmadığı ve alınan numunelerin laboratuvar analizi ile teknik düzenlemelere uymadığı tespit edildiğinde 19. madde hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiş; 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendinde, 18. madde hükümlerinin ihlali hâlinde, sorumlularına altıyüzbin Türk Lirası idarî para cezası verileceği belirtildikten sonra, aynı maddenin dördüncü fıkrasında, bayiler için yukarıda yer alan cezaların beşte birinin uygulanacağı kurala bağlanmış olup; Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. maddesinin (a) bendinde ise, bayilik lisansı sahiplerinin akaryakıtın kullanım amacının ve niteliğinin değiştirilmemesi ile yükümlü oldukları düzenlemesine yer verilmiştir.
Öte yandan, petrol piyasasına ilişkin faaliyetler kapsamındaki tesislerin ve piyasaya sunulan petrol ve madenî yağın teknik düzenlemelere ve standartlara uygunluğu ile ilgili usul ve esasların belirlenmesi amacıyla 10/09/2004 günlü, 25579 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Petrol Piyasasında Uygulanacak Teknik Kriterler Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde, akaryakıtın teknik düzenlemelere uygun olmasının zorunlu olduğu; (b) bendinde, ürünlerin öncelik sırasıyla TS veya EN standartlarına veya bu standart da yoksa, TSE tarafından kabul gören diğer standartlara uygun olmasının esas olduğu belirtilmiş; aynı Yönetmeliğin 7. maddesinin (d) bendinde ise, lisans sahiplerinin akaryakıtı teknik düzenlemelere uygun olarak arz etmekle yükümlü oldukları ifade edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; bayilik lisansı sahibi olan davacı şirkete ait akaryakıt istasyonundaki pompadan 13/04/2007 tarihinde yapılan denetim sonucu alınan benzin numunesinin analizi sonucunda, “Araştırma oktan sayısı” parametresi açısından standartlara aykırı olduğunun; davacı şirkete ait tankerden alınan biodizel numunesinin analizi sonucunda da ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğunun rapora bağlandığı; bu raporlar esas alınarak dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Benzer bir uyuşmazlıkta; uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için, Danıştay Onüçüncü Dairesince 10/12/2013 ve 06/03/2014 günlü, E:2013/2960 sayılı ara kararları ile TÜBİTAK … Araştırma Merkezi, … A.Ş. (…) ve … Petrol Araştırma Merkezi’nden; bütün diğer parametreler sınır değerlere uygun tutulmak suretiyle araştırma oktan sayısı ile motor oktan sayısı parametrelerinin sonradan müdahale ile değiştirilmesinin (arttırılması veya azaltılması yönünde) teknik olarak mümkün olup olmadığı ve bu parametrelerin numunenin alımı, taşınması veya saklanması koşullarından veya iklim koşullarından kaynaklanan sebeplerle etkilenip etkilenmeyeceğinin sorularak konuya ilişkin tüm bilgi ve belgelerin istenilmesine karar verildiği; … ve TÜBİTAK tarafından ara kararlarına verilen cevapların değerlendirilmesinden, ulusal marker ve diğer teknik özellikler değiştirilmeksizin sadece araştırma oktan sayısı ile motor oktan sayısını değiştirecek bir müdahalenin teknik olarak mümkün olmadığı; numunenin alımı, taşınması veya saklama koşullarının analiz sonuçlarına etki edebileceği, numunenin gün ışığına veya floresan ışığına maruz kalması hâlinde söz konusu oktan sayılarının değişebileceği yönünde; bir başka benzer uyuşmazlıkta, Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin E:2010/4958 sayılı dosyasında ise, bayilik lisansı sahibi olan başka bir davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetim sonucu, davacı şirket yetkilisi hakkında petrol kaçakçılığı suçlamasıyla açılan davada, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasında, konuya ilişkin görüş sorulan … Petrol Araştırma Merkezi’nin 07/02/2011 günlü, 162 sayılı yazısında, benzinde oktan sayısının rafineri üretimi sırasında belirlenen bir özellik olduğu, benzinin kompozisyonu ve MTBE gibi katkı maddeleri ile istenen seviyede olmasının sağlandığı, oktan sayısı ile ilgili standartta belirtildiği üzere, güneş ışığına maruz kalan ve uzun süre bekletilen numunelerde oktan sayısında değişme beklenebileceği, ilgili dosyada belirtildiği üzere, ulusal markeri olumlu çıkan bir yakıtın oktan sayısını kasıtlı olarak bayilerin değiştirmesinin mümkün olmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmektedir.
Bu durumda, yukarıda yer verilen akredite laboratuvarlar tarafından verilen görüş yazıları göz önünde bulundurulduğunda, yalnızca “Araştırma oktan sayısı” parametresinin teknik düzenlemelere aykırı çıkması, diğer parametrelerin tamamının uygun bulunması ve davacı şirketin piyasaya teknik kriterlere aykırı akaryakıt arz ettiğine ilişkin başka bir tespitin de bulunmaması karşısında, davacı şirketin yukarıda yer verilen Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38. maddesinin (a) bendinde kurala bağlanan, akaryakıtın niteliğinin değiştirilmemesi yükümlülüğünü yerine getirmediğinden söz etmeye olanak bulunmadığından, davacı şirket hakkındaki uyuşmazlık konusu Kurul kararının ve davanın reddi yolundaki Daire kararının bu kısımlarında hukuka uygunluk görülmemiştir.” gerekçesiyle Dairemizin anılan kararının bu kısmının bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihaî kararlarının Danıştay’da temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği; 2577 sayılı Kanun’un 49/4 ve 50. maddelerinde Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması hâlinde ise Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanımayıp, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Aktarılan kanun hükümlerine göre, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından, bozma kararına uyularak İdari Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle, dava konusu Kurul kararının pompadan alınan benzin numunesinin ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğundan bahisle 120.000,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu 21/04/2010 tarih ve 2534-95 sayılı Kurul kararının, pompadan alınan benzin numunesinin ulusal marker seviyesinin geçersiz ve teknik düzenlemelere aykırı olduğundan bahisle 120.000,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin kısmının İPTALİNE,
2. Dava kısmen iptal kısmen ret ile sonuçlandığından aşağıda gösterilen ilk derece ve temyiz yargılama gideri olan toplam …-TL yargılama giderlerinin yarısı olan …-TL’nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan …-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Davalı lehine önceki kararda vekâlet ücretine hükmedildiğinden yeniden vekâlet ücretine hükmedilmemesine,
4. Karar düzeltme aşamasında yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 03/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.