Danıştay Kararı 13. Daire 2019/795 E. 2019/4584 K. 24.12.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/795 E.  ,  2019/4584 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/795
Karar No : 2019/4584

DAVACI : … Turizm Seyahat Tarım Ürünleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
DAVALI : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU :
Davacı şirkete, otogaz istasyonunda tüp dolumuna yarayan aparat bulundurduğundan bahisle tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle iki kat idari para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) 04/04/2012 tarih ve 3766-69 sayılı kararının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Bahse konu aparatın istasyona ait olup olmadığına ilişkin bir tespitin bulunmadığı, tüplere dolum yapmak kastı ile hareket edilmediği, idari para cezası tesis edilemeyeceği ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI :
5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12. maddesinin verdiği yetki çerçevesinde yapılan denetimlerde, davacı şirketin işlettiği otogaz istasyonunda, Kanun’un 7. maddesine aykırı olarak LPG dolumuna yarayan aparat bulundurduğunun tespit edildiği, bu tespite dayanılarak ve daha önce işlenen fiil nedeniyle uygulanan ceza dikkate alınarak iki kat idarî para cezası verilmesine ilişkin Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ :
Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …’UN DÜŞÜNCESİ : Dava; davacı şirkete, otogaz istasyonunda tüp dolumuna yarayan aparat bulundurduğundan bahisle tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle iki kat idari para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 04/04/2012 günlü, 3766-69 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin dava konusu Kurul kararının iptaline ilişkin 13/11/2013 günlü, E:2012/2492, K:2013/3002 sayılı kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 22/12/2016 günlü, E: 2014/1243, K: 2016/3608 sayılı kararıyla bozulmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine göre, Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, temyiz incelemesi sonucu bozulan kararlar üzerine, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarının kararlarına uyulması zorunludur.
Bu durumda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun bozma kararında belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Dairemizin 13/11/2013 tarih ve E:2012/2492, K:2013/3002 sayılı dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 22/12/2016 tarih ve E:2014/1243, K:2016/3608 sayılı kararıyla bozulması üzerine işin gereği yeniden görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacıya ait LPG otogaz istasyonunda 13/10/2011 tarihinde yapılan denetim sonucuda düzenlenen ve idarî para cezasına esas alınan tutanakta, istasyonda bulunan mutfak tüpüne dolum yapmak için kullanılan dolum aparatı bulunduğu ve istasyonun mühürlendiğinin belirtildiği, bunun üzerine davacının yazılı savunmasının alınmasına karar verildiği, yazılı savunmada istasyonda bulunan aparatın kendilerine ait olmadığı, denetimde fiili olarak tüp dolumu yapıldığı hususunun tespit edilmediğinin belirtildiği, Kurul’un dava konusu kararıyla, istasyonda LPG tüpü dolum aparatı bulundurulduğunun tespit edildiğinden bahisle tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle toplam 616.338-TL idari para cezası verilmesi üzerine anılan Kurul kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dairemizin 13/11/2013 tarih ve E:2012/2492, K:2013/3002 sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, anılan kararın davalı idare tarafından temyiz edildiği, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 22/12/2016 tarih ve E:2014/1243, K:2016/3608 sayılı kararı ile;
”Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararda, dava konusu işlemde tekerrüre esas alınan 06/01/2011 tarihli Kurul Kararına karşı açılan davada, Dairelerinin 05/11/2013 tarih ve E:2011/1345, K:2013/2740 sayılı kararıyla söz konusu işlemin iptal edildiği ve tekerrür hükümlerinin uygulanması olanaklı olmadığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.” gerekçesiyle dava konusu Kurul Kararının iptaline karar verilmiş ise de; tekerrüre esas alınan 06/01/2011 tarihli Kurul Kararına ilişkin iptal kararının davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 22/12/2016 tarih E:2014/2406, K:2016/3656 sayılı kararıyla bozulduğu, dolayısı ile 06/01/2011 tarihli Kurul Kararı halen yürürlükte bulunmakta olup, dava konusu Kurul Kararında tekerrüre esas alınabileceği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan nedenlerle tekerrür hükümleri uygulanarak idari para cezası verilebileceği için, dava konusu Kurul Kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. ” gerekçesiyle davalının temyiz istemi kabul edilerek Dairemizin anılan kararının bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde, otogaz bayilerinin, “Otogaz istasyonlarında LPG tüpü dolumu ve satışı yapmamak, LPG tüpü dolumuna yarayan hiçbir alet, makine ve teçhizatı istasyon dâhilinde bulundurmamak” ile yükümlü oldukları, dava konusu işleme ilişkin fiil tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde, bu Kanun’un 5, 6 ve 7. madde hükümlerinin ihlâli halinde sorumlulara ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği belirtilmiştir.
7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 35. maddesi ile 5307 sayılı Kanun’un 16. maddesi yeniden düzenlenmiş ve maddenin ikinci fıkrasının (ç) bendi ile 7. maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinin ihlâli hâlinde otogaz bayilik lisansı sahiplerine yüzbin Türk Lirasından az olmamak ve beşyüzbin Türk Lirasını geçmemek üzere fiilin işlendiği tarihten bir önceki yılda ilgili lisansa konu LPG piyasası faaliyetine ilişkin net satış hasılatının binde onu oranında idarî para cezası uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
7164 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile 5307 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 8. maddesinin ikinci fıkrasında, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kurul kararına bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış olan idarî para cezaları, işlenen fiil için bu Kanunla birlikte daha düşük bir idarî para cezası uygulanmasının öngörülmesi hâlinde, ilgili vergi dairesince 16. maddenin ilgili bentlerinde belirlenmiş olan asgarî maktu hadden tahsil edilir. Kısmen veya tamamen tahsil edilen idarî para cezaları iade edilmez.” kuralına yer verilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği; 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinde, 26/09/2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu; bu maddenin atıf yaptığı 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasında da, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.
Kanun koyucu tarafından, Kurul tarafından karara bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarının, işlenen fiil için 5307 sayılı Kanun’un 7164 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik 16. maddesinde daha düşük bir idarî para cezası uygulanması öngörülmüş ise asgarî maktu hadden tahsil edilmesi vergi dairesine bir görev olarak verilmiştir. İlgili vergi dairesinin kanunen üstlendiği bu görevi yerine getirmesi açısından önemli olan husus, idarî para cezasının keşinleşmesi değil, tahsilatının tamamlanmamış olmasıdır. Dolayısıyla söz konusu düzenleme, tamamen tahsilat aşamasına özgü bir kural niteliğindedir. İdarî para cezasının iptali istemiyle dava açılsın veya açılmasın, bu kuralın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarına uygulanması vergi dairesi açısından bir zorunluluktur.
İlgili vergi dairesi, dava açılıp açılmadığına bakılmaksızın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezasının miktarında lehe bir değişiklik varsa bunu tespit etmekle ve uygulamakla yükümlü bulunduğundan, tahsilat aşamasına özgü olan anılan kuralın, idarî para cezasının iptali istemiyle açılan davalarda dikkate alınmasına gerek bulunmamaktadır.
Her ne kadar 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49/4. ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmamış ise de; gerek AİHS’nin 7. maddesinin birinci fıkrası, gerekse Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrası ile 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrası dikkate alındığında, idarî yaptırımlar bakımından ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması yoluyla ortaya çıkan yeni hukukî durumun dikkate alınması gerekmektedir.
Bu itibarla, idarî para cezasının miktarında lehe olan değişikliğin tahsilat aşamasında vergi dairesince dikkate alınacak olması sebebiyle bozma kararına uyularak İdari Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen davacı tarafından yapılan toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı idare tarafından yapılan … TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
3. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … -TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 24/12/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

İdari para cezalarında, ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması hâlinde, uyuşmazlığın ortaya çıkan yeni hukukî durum dikkate alınarak sonuçlandırılacağı açık olduğundan, yargı organlarınca, yeni yasal düzenlemenin ilgililerin lehine olup olmadığı araştırılarak karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, lehe kanunun varlığının tespitinin yargı organlarınca yapılması gerektiği, vergi dairesinin böyle bir yetkisinin ve görevinin bulunmadığı, idari para cezalarına ilişkin düzenlemeler incelendiğinde özellikle alt ve üst sınırın belirlendiği ve nispî oranda cezalandırılmanın öngörüldüğü düzenlemede yargı organlarınca gerekli araştırma yapılarak lehe kanunun var olup olmadığı tespit edildikten sonra lehe kanunun varlığı hâlinde idari para cezasının iptaline karar verilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.