Danıştay Kararı 13. Daire 2019/743 E. 2019/1464 K. 02.05.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/743 E.  ,  2019/1464 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/743
Karar No:2019/1464

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: “….” adresinde BAY/4…-1….. numaralı istasyonlu bayilik lisansı ile faaliyet gösteren ( lisansı 21/07/2014 tarih ve ….sayılı Başkanlık Olur’u ile sonlandırılmıştır.) davacıya ait akaryakıt istasyonunda 06/05/2014 tarihinde yapılan denetimlerde vaziyet planında olmayan ve otomasyon sistemine bağlı olmayan gizli yeraltı tankı kullandığı gerekçesiyle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesi 2. fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca …-TL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 20/07/2017 tarih ve 7196-23 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; akaryakıt ticaretiyle uğraşan davacı şirketin, bayilik lisansı ekinde davalı idareye sunduğu vaziyet plânında yer almayan ve otomasyon sistemine bağlı olmayan iki adet tankın bulunduğu hususunun işletme sahibinin imzasının da yer aldığı 06/05/2014 gün ve …. sayılı tutanak ile tespit edildiği ve pompalara sürekli olarak müdahale edilmek suretiyle satış yapıldığının vardiya raporlarında da görüntülendiği, davacı hakkında idarî para cezası uygulanmasına ilişkin olarak verilen Kurul kararında mevzuata aykırılık bulunmadığı, öte yandan, davacının eskiden kalan ve çıkarılması zahmetli olduğundan çürümeye terk edilen ve kullanılmayan tank nedeniyle ceza verilemeyeceği yönündeki iddiasının basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğü ve hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığından kabulünün mümkün olmadığı, ayrıca denetim tarihinden önce vaziyet plânında yer almayan iki tankın kullanılamaz durumda olduğuna yönelik adli yargıda yaptırılmış bir tespitin yada yine denetim tarihinden önce bu hususta davalı idarenin bilgilendirildiğine dair ispat kuvvetine haiz bir belgenin sunulmamış olması nedeniyle dava konusu işlemde bu yönüyle de hukuka aykırılık bulunmadığının açık olduğu sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 2014 yılında yapılan denetimin üzerinden 3 yıl geçtikten sonra 2017 yılında tesis edilen işlemin Kabahatler Kanunu’nun zamanaşımı hükümleri gereği geçerli olmadığı, 5015 sayılı Yasanın 4. maddesinin 4. fıkrasının (l) bendinindeki fiilin oluşabilmesi için sadece gizli tank bulundurulmasının yetmediği, kaçak akaryakıt ya da sahte ulusal marker elde etmeye elverişli olmasının da arandığı, tankların çürümüş ve delik olduğu, içinde akaryakıt olmadığı, şuan itibariyle de tankların çıkarıldığı, denetim tarihinde çıkarılmama nedeninin külfetli olması olduğu, bu sebeple o tarihte tankların körlendiği, ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
12/03/2015 tarihli ve BAY/4..-…../0….sayılı bayilik lisansı ile sahibi davacıya ait “…..” adresinde bulunan akaryakıt istasyonunda, dağıtıcı bayii olan … firmasının 07/02/2014 tarihinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna gönderdiği şikayetinde otomasyona sürekli olarak müdahale edildiği, düzenli veri alınamadığı uyarılarına rağmen bu durumun devam ettiğini belirttiği şirketlerden biri olması nedeniyle 06/05/2014 tarihinde yapılan denetimlerde, tespit tutanağında istasyon alt katında dört adet saçtan yapılmış tank olduğu, iki adedinin otomasyona bağlı olduğu, iki adedinin bağlı olmadığı ancak içerisinde yakıt olmadığı, vaziyet planında yer almadığı, beyanına göre vaziyet planında yer almayan tankların boş ve kullanım dışı olduğu tespitleri üzerine vaziyet planında olmayan ve otomasyon sistemine bağlı olmayan gizli tank bulundurulduğu şeklinde tutanak tanzim edildiği, davacı tarafından itirazsız imzalandığı, akabinde, 21/07/2014 tarihinde lisansının iptal edildiği, 12/05/2017 tarihinde tanzim edilen 592 sayılı soruşturma raporu neticesinde, 13.06.2017 tarihinde dağıtıcının ve bayinin savunması alınması akabinde, bu fiili nedeniyle …-TL idari para cezası ile tecziyesine dair Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 20/07/2017 tarih ve 7196-23 sayılı kararının iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri” başlıklı 4.maddesinin dördüncü fıkrasının (l) bendinde, bu Kanuna göre faaliyette bulunanların kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipmanı bulundurmamak ile yükümlü oldukları, 19. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendinde ise 4. maddenin dördüncü fıkrasının (l) bendinin ihlali halinde bir milyon Türk Lirası idarî para cezası verileceği belirtilmiştir.
7164 sayılı Maden Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 32. maddesi ile 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesi yeniden düzenlenmiş ve maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendinde 4. maddenin dördüncü fıkrasının (l) bendinin ihlali hâlinde iki milyon Türk Lirasından az olmamak ve on milyon Türk Lirasını geçmemek üzere fiilin işlendiği tarihten bir önceki yılda ilgili lisansa konu petrol piyasası faaliyetine ilişkin net satış hasılatının binde ondördü oranında idarî para cezası verileceği; (b) bendinde ise, bayilik lisansı sahipleri yönünden (a) bendinde yer alan cezaların yarısının uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
7164 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile 5015 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 6. maddesinin ikinci fıkrasında, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kurul kararına bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış olan idarî para cezaları, işlenen fiil için bu Kanunla birlikte daha düşük bir idarî para cezası uygulanmasının öngörülmesi hâlinde, ilgili vergi dairesince 19. maddenin ilgili bentlerinde belirlenmiş olan asgarî maktu hadden tahsil edilir. Kısmen veya tamamen tahsil edilen idarî para cezaları iade edilmez.” kuralına yer verilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği; 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinde, 26/09/2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu; bu maddenin atıf yaptığı 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasında ise suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kanun koyucu, Kurul tarafından karara bağlanmış ancak tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarının, işlenen fiil için 5015 sayılı Kanun’un 7164 sayılı Kanun’un 32. maddesi ile değişik 19. maddesinde daha düşük bir idarî para cezası uygulanması öngörülmüş ise asgarî maktu hadden tahsil edilmesini vergi dairesine bir görev olarak vermiştir. İlgili vergi dairesinin kanunen üstlendiği bu görevi yerine getirmesi açısından önemli olan husus, idarî para cezasının keşinleşmesi değil, tahsilatının tamamlanmamış olmasıdır. Dolayısıyla söz konusu düzenleme, tamamen tahsilat aşamasına özgü bir kural niteliğindedir. İdarî para cezasının iptali istemiyle dava açılsın veya açılmasın, bu kuralın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarına uygulanması vergi dairesi açısından bir zorunluluktur.
İlgili vergi dairesi, dava açılıp açılmadığına bakılmaksızın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezasının miktarında lehe bir değişiklik varsa bunu tespit etmekle ve uygulamakla yükümlü bulunduğundan, tahsilat aşamasına özgü olan anılan kuralın, idarî para cezasının iptali istemiyle açılan davalarda, dikkate alınmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu itibarla, idarî para cezasına konu olan fiilin sübûta ermiş olması ve idarî para cezasının miktarında lehe olan değişikliğin tahsilat aşamasında vergi dairesince dikkate alınacak olması sebebiyle davanın reddi yönündeki karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya / davalıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın …. İdare Mahkemesine gönderilmesine, 02/05/2019 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

İdari para cezalarında, ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması hâlinde, uyuşmazlığın ortaya çıkan yeni hukukî durum dikkate alınarak sonuçlandırılacağı açık olduğundan, yargı organlarınca, yeni yasal düzenlemenin ilgililerin lehine olup olmadığı araştırılarak karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, lehe kanunun varlığının tespitinin yargı organlarınca yapılması gerektiği, vergi dairesinin böyle bir yetkisinin ve görevinin bulunmadığı, idari para cezalarına ilişkin düzenlemeler incelendiğinde özellikle alt ve üst sınırın belirlendiği ve nispi oranda cezalandırılmanın öngörüldüğü düzenlemede yargı organlarınca gerekli araştırma yapılarak lehe kanunun var olup olmadığı tespit edildikten sonra lehe kanunun varlığı halinde idari para cezasının iptaline karar verilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.