Danıştay Kararı 13. Daire 2019/64 E. 2019/3812 K. 25.11.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/64 E.  ,  2019/3812 K.f.y
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/64
Karar No:2019/3812

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
KARŞI TARAF (DAVALI): … Kaymakamlığı (Mal Müdürlüğü)
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada … parsel sayılı taşınmazın 27/07/2017 tarihinde 2886 sayılı Kanun’un 45. maddesine göre gerçekleştirilen ihalesine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davalı idare tarafından uyuşmazlık konusu Hazineye ait taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulü ile satışına karar verildiği, davacı tarafından satışa konu taşınmazın imar planında belediye hizmet alanı olarak ayrılmış olduğu, kendisinin de … Belediyesi sınırları içinde ikamet etmesi sebebiyle dava ehliyetinin olduğu ileri sürülmekte ise de; 2886 sayılı Kanunda ihalenin yapılış tarzına ve sonucuna ancak ihale sırasında hazır bulananlar tarafından itiraz edilebileceği, ihale sırasında hazır bulunmayan davacının bakılan dava açısından dava açma ehliyetinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle ehliyet yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, sübjektif dava ehliyeti bulunduğu ve … İdare Mahkemesi’nde görülmekte olan E: … sayılı dosyanın sonucunun beklenmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davacı, … ili, … ilçesinde yaşayan bir vatandaştır.
Davalı idare tarafından, … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı Hazineye ait taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulü ile satışına karar verilmiştir.
Anılan satış işleminin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır

İLGİLİ MEVZUAT:
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Hemşehri hukuku” başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasında “Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliyetleri hakkında bilgilenme ve belediye idaresinin yardımlarından yararlanma hakları vardır. Yardımların insan onurunu zedelemeyecek koşullarda sunulması zorunludur.” kuralı yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları, “idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan” davalar olarak tanımlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Menfaat ihlâli, iptal davalarının kabulü ve dinlenilmesi için aranılan şartlardan biri olup, gerek doktrinde gerekse yargı içtihatlarında bu şart, subjektif ehliyet şartı olarak kabul edilmekte, ancak ne tür bir menfaat ihlâlinin gerçek ve tüzel kişilere iptal davası açma yeterliğini sağladığını gösterecek kesin bir ölçü ortaya konulamamakta ve bu ilgi kural olarak iptal davasına konu olan kararın niteliğine göre belirlenmektedir.
Öncelikle tespit edilmesi gereken nokta, menfaat ihlâli kavramının, hak ihlâli kavramından daha geniş bir anlamı ifade ettiğidir. Bu nedenle menfaati bir yarar veya çıkar olarak düşünmek hatalıdır (SARICA Ragıp, İdari Kaza, C. I, İstanbul 1949, s.29-30). Bu sebeple dava konusu işlemle davacı arasında asgari düzeyde alâkanın kurulması yeterli sayılmakta ve bu husus davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı mercilerince belirlenmektedir. Yerleşik Danıştay içtihatlarına göre iptal davası açacak olan kişinin ihlâl edilen menfaatinin, “meşru”, “kişisel” ve “güncel” bir menfaat olması gerekmektedir (Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 13/06/2018, E:2016/5264, K:2018/3193; Danıştay Onüçüncü Daire, 03/07/2018, E:2018/1774, K:2018/2261; Danıştay Onuncu Daire, 21/11/2018, E:2016/2512, K:2018/3585).
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Hemşehri hukuku” başlıklı 13. maddesi uyarınca hemşehrilerin belediye karar ve hizmetlerine katılma hakkı bulunduğundan, belediyece yapılacak olan taşınmaz satış ihaleleri ile ilgili tesis edilen idari işlemlere karşı belde sâkinlerinin dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim Dairemiz içtihatları da bu yöndedir (14/12/2018 tarih ve E:2015/5047, K:2018/4024; 21/09/2017 tarih ve E:2017/1590, K:2017/2416, 04/05/2018 tarih ve E:2018/895, K:2018/1620 sayılı karar).
Bu itibarla, davalı idare tarafından … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın satışına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, davacının dava açma ehliyetinin bulunduğu anlaşıldığından, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında usul kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 25/11/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyize konu İdare Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.