Danıştay Kararı 13. Daire 2019/584 E. 2020/2954 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/584 E.  ,  2020/2954 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/584
Karar No : 2020/2954

DAVACI : … Petrol İnşaat Nakliye Turizm Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

DAVANIN KONUSU : Otogaz bayilik lisansı sahibi davacıya ait otogaz istasyonunda LPG tüpüne dolum yapmakta kullanılan aparat bulunduğundan bahisle 308.194,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin 28/07/2011 tarih ve 3342-38 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : İstasyonda LPG dolumu yapılmadığı ve tüp dolumuna yarayan aparatın müşteriye ait olduğu ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI : 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12. maddesinin verdiği yetki çerçevesinde yapılan denetimlerde, davacı şirketin işlettiği akaryakıt istasyonunda, Kanun’un 7. maddesine aykırı olarak mutfak tüplerine LPG dolumu yapıldığı ve tüp dolum aparatı bulundurulduğunun tespit edildiği, bu tespite dayanılarak verilen idarî para cezasında Kanun’a aykırılık bulunmadığı belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava; otogaz bayii lisansı sahibi davacı şirkete, mutfak tüplerine LPG dolumu yaptığı ve tüp dolum aparatı bulundurduğunun tespit edildiğinden bahisle idari para cezası verilmesine ilişkin 28/07/2011 tarih ve 3342-38 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesinin 14/05/2013 tarihli, E:2012/436, K:2013/1379 sayılı dava konusu Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali yolundaki kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 29/12/2016 tarihli, E:2013/3921, K:2016/3659 sayılı kararı ile bozulmuş, karar düzeltme talebi de aynı Kurulun 24/12/2018 tarih ve E:2017/1077, K:2018/5913 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca, Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesi sonucunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nca verilen bozma kararlarına Danıştay dava dairelerince ısrar etme olanağı tanınmamış olması nedeniyle, bozma kararında yer alan gerekçelerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Dairemizin 14/05/2013 tarih ve E:2012/436, K:2013/1379 sayılı dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 29/12/2016 tarih ve E:2013/3921, K:2016/3659 sayılı kararıyla bozulması üzerine gereği yeniden görüşüldü:

MADDİ OLAY :
Otogaz bayilik lisans sahibi olan davacı şirkete ait istasyonunda yapılan denetimde mutfak tüplerine LPG dolumu yaptığı ve tüp dolum aparatı bulundurduğunun tespit edildiği, bu tespit esas alınarak dava konusu işlemin tesis edildiği, anılan işlemin iptali istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

HUKUKÎ SÜREÇ :
Dairemizin 14/05/2013 tarih ve E:2012/436, K:2013/1379 sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, anılan kararın davalı idarece temyiz edildiği, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 29/12/2016 tarih ve E:2013/3921, K:2016/3659 sayılı kararıyla;
” 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasının 4. bendinde, otogaz bayilerinin, otogaz istasyonlarında LPG tüpü dolumu ve satışı yapmamak, LPG tüpü dolumuna yarayan hiçbir alet, makine ve teçhizatı istasyon dahilinde bulundurmamak ile yükümlü oldukları düzenlenmiştir.
Kanun’un “İdarî para cezaları”nın düzenlendiği 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin 1 numaralı alt bendinde ise, yukarıda belirtilen 7. maddenin ihlâli durumunda sorumluları hakkında ikiyüzbin Türk Lirası para cezası uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12. maddesinin 4. fıkrasında, Kurumun piyasa faaliyetlerini kendi personeli ile veya kamu kurum ve kuruluşları ile özel denetim kuruluşlarından hizmet alımı yoluyla denetime tabi tutacağı, denetlemede, ön araştırmada ve soruşturmada takip edilecek usul ve esasların çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiş; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasasında Yapılacak Denetimler İle Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinde, denetim; LPG piyasasında faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişilerin piyasaya ilişkin faaliyetlerinin ve hesaplarının ilgili mevzuat hükümlerine uygunluğunun incelenmesi ve bu kişilerce piyasaya arz edilen LPG, LPG tüpleri ve LPG ile ilgili her türlü emtianın teknik düzenlemelere uygunluğunun araştırılması; hata, aykırılık, usulsüzlük ve suistimallerin tespit edilmesi halinde ilgili kanunlarda öngörülen gerekli yaptırımların uygulanması suretiyle yapılan çalışmalar olarak ifade edilmiştir.
Aynı yönetmeliğin 7. maddesinin (c) bendinde, denetim yapmakla görevlendirilen kurum personelinin, konu ile ilgili yazılı ve sözlü bilgi isteme ve gerekli tutanakları düzenlemeye yetkili olduğu belirtildikten sonra, 12. maddesinde, denetim yapmakla görevlendirilen kamu personeli tarafından düzenlenen rapor ile Kurum adına denetim yapmakla yetkilendirilen diğer kamu kurum ve kuruluşları ile özel denetim kuruluşları tarafından düzenlenen ve mevzuat ihlalini içeren rapor, tutanak veya yazıların, ilgili hizmet birim amirine iletileceği, ilgili hizmet birim amirinin, kendi görüşünü de belirtmek suretiyle rapor, tutanak veya yazıları Başkanlığa sunacağı, Başkanın söz konusu rapor, tutanak ve yazıları Kurul gündemine öncelikle alacağı belirtilmiş ve 13. maddesinde de, Kurum personeli ya da kurum adına denetim yapmakla yetkilendirilen diğer kamu kurum ve kuruluşları ile özel denetim kuruluşları tarafından yapılan denetimlerde ilgili mevzuat hükümlerine aykırılığın tespit edilmesi halinde, dördüncü bölümde yer alan hükümler çerçevesinde işlem yapılacağı kurala bağlanmıştır.
Belirtilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, Kurumun, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) piyasasında faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişilerin piyasaya ilişkin faaliyetlerinin mevzuata uygunluğunu denetleyeceği ve hata, aykırılık, usulsüzlük ve suiistimallerin yönetmelik ekindeki belge ve standart formlarla veya bunlara ek diğer belge ve tutanaklarla tespiti halinde, ilgili kanunlarda öngörülen yaptırımların uygulanabileceği anlaşılmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacıya ait işyerinde yapılan denetimde LPG dolum pompasının yanında … plakalı otomobilin park halinde bulunduğu, aracın bagajının ilk aşamada açık olduğu, ekiplerin geldiğini gören istasyon sorumluları tarafından kapatıldığının görüldüğü, yapılan kontrolde otomobilin bagaj kısmında birisinde dolum aparatı takılı iki adet 12 kg’lık mutfak tüpünün bulunduğunun tespit edildiği, otomobil ile gelen şahsın iki adet mutfak tüpü ile dolum aparatını tüp dolumu yaptırmak amacıyla getirdiklerini, ekipler geldiği için dolumun yapılamadığını beyan ettiği hususlarının bir tutanakla tespit edildiği, davacının mevzuata aykırı olarak LPG tüpü dolumu yaptığı ve LPG tüpü dolumuna yarayan aparat bulundurduğundan bahisle dava konusu işlemin tesisi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu haliyle, dava konusu işlemin tutanağa dayanılarak tesis edildiği, bu tutanakta yer alan ifade ve tespitlerden istasyona tüp dolumu yaptırmak amacıyla gelindiğinin beyan edildiği, istasyon çalışanının denetim ekibini gördüğünde otomobilin bagaj kapağını kapattığı, 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasının 4. bendinde, otogaz bayilerinin, otogaz istasyonlarında LPG tüpü dolumu ve satışı yapmamak, LPG tüpü dolumuna yarayan hiçbir alet, makine ve teçhizatı istasyon dahilinde bulundurmamak ile yükümlü oldukları düzenlendiğinden, müşteriye ait olmasının mevzuat karşısında bir önemi bulunmadığı anlaşılan aparatın da denetim sırasında istasyon dahilinde tüplere takılı halde mevcut olduğu anlaşılmakla, davacının otogaz istasyonunda mevzuata aykırı olarak LPG tüpü dolumu yaptığı ve LPG tüpü dolumuna yarayan aparat bulundurulduğunun somut olarak tespit edildiği görüldüğünden, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin Dairemiz kararının bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

İNCELEME VE GEREKÇE :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihaî kararlarının Danıştay’da temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdarî Dava Daireleri Kurulu’nun, idarî dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği; 2577 sayılı Kanun’un 49/4. ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmayıp, Danıştay İdarî ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde, otogaz bayilerinin, “Otogaz istasyonlarında LPG tüpü dolumu ve satışı yapmamak, LPG tüpü dolumuna yarayan hiçbir alet, makine ve teçhizatı istasyon dâhilinde bulundurmamak” ile yükümlü oldukları, dava konusu işleme ilişkin fiil tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde, bu Kanun’un 5, 6 ve 7. madde hükümlerinin ihlâli halinde sorumlulara ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği belirtilmiştir.
7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 35. maddesi ile 5307 sayılı Kanun’un 16. maddesi yeniden düzenlenmiş ve maddenin ikinci fıkrasının (ç) bendi ile 7. maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinin ihlâli hâlinde otogaz bayilik lisansı sahiplerine yüzbin Türk Lirasından az olmamak ve beşyüzbin Türk Lirasını geçmemek üzere fiilin işlendiği tarihten bir önceki yılda ilgili lisansa konu LPG piyasası faaliyetine ilişkin net satış hasılatının binde onu oranında idarî para cezası uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
7164 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile 5307 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 8. maddesinin ikinci fıkrasında, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kurul kararına bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış olan idarî para cezaları, işlenen fiil için bu Kanunla birlikte daha düşük bir idarî para cezası uygulanmasının öngörülmesi hâlinde, ilgili vergi dairesince 16. maddenin ilgili bentlerinde belirlenmiş olan asgarî maktu hadden tahsil edilir. Kısmen veya tamamen tahsil edilen idarî para cezaları iade edilmez.” kuralına yer verilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği; 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinde, 26/09/2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu; bu maddenin atıf yaptığı 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasında da, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.
Kanun koyucu tarafından, Kurul tarafından karara bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarının, işlenen fiil için 5307 sayılı Kanun’un 7164 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik 16. maddesinde daha düşük bir idarî para cezası uygulanması öngörülmüş ise asgarî maktu hadden tahsil edilmesi vergi dairesine bir görev olarak verilmiştir. İlgili vergi dairesinin kanunen üstlendiği bu görevi yerine getirmesi açısından önemli olan husus, idarî para cezasının keşinleşmesi değil, tahsilatının tamamlanmamış olmasıdır. Dolayısıyla söz konusu düzenleme, tamamen tahsilat aşamasına özgü bir kural niteliğindedir. İdarî para cezasının iptali istemiyle dava açılsın veya açılmasın, bu kuralın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarına uygulanması vergi dairesi açısından bir zorunluluktur.
İlgili vergi dairesi, dava açılıp açılmadığına bakılmaksızın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezasının miktarında lehe bir değişiklik varsa bunu tespit etmekle ve uygulamakla yükümlü bulunduğundan, tahsilat aşamasına özgü olan anılan kuralın, idarî para cezasının iptali istemiyle açılan davalarda dikkate alınmasına gerek bulunmamaktadır.
Her ne kadar 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49/4. ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmamış ise de; gerek AİHS’nin 7. maddesinin birinci fıkrası, gerekse Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrası ile 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrası dikkate alındığında, idarî yaptırımlar bakımından ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması yoluyla ortaya çıkan yeni hukukî durumun dikkate alınması gerekmektedir.
Bu itibarla, idarî para cezasının miktarında lehe olan değişikliğin tahsilat aşamasında vergi dairesince dikkate alınacak olması sebebiyle bozma kararına uyularak İdari Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen davalı idare tarafından temyiz aşamasında yapılan toplam …-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 03/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

İdari para cezalarında, ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması hâlinde, uyuşmazlığın ortaya çıkan yeni hukukî durum dikkate alınarak sonuçlandırılacağı açık olduğundan, yargı organlarınca, yeni yasal düzenlemenin ilgililerin lehine olup olmadığı araştırılarak karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, lehe kanunun varlığının tespitinin yargı organlarınca yapılması gerektiği, vergi dairesinin böyle bir yetkisinin ve görevinin bulunmadığı, idari para cezalarına ilişkin düzenlemeler incelendiğinde özellikle alt ve üst sınırın belirlendiği ve nispî oranda cezalandırılmanın öngörüldüğü düzenlemede yargı organlarınca gerekli araştırma yapılarak lehe kanunun var olup olmadığı tespit edildikten sonra lehe kanunun varlığı hâlinde idari para cezasının iptaline karar verilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.