Danıştay Kararı 13. Daire 2019/554 E. 2020/845 K. 11.03.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/554 E.  ,  2020/845 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/554
Karar No:2020/845

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :
KARŞI TARAF (DAVACI) :
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, ili, ilçesi, mahallesi, Mevkiinde, Liman Sahası sınırları içerisinde kalan 5.849,00m2 yüz ölçümlü alan için davalı idare ile yapılan ön izin sözleşmesi uyarınca gerekli yükümlülüklerin yerine getirildiğinden bahisle söz konusu alan için kullanma izni sözleşmesi imzalanması istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik’te ön izin süresi içerisinde yükümlülüklerin yerine getirilmesi hâlinde Kullanma İzni Sözleşmesi düzenlenmek suretiyle kullanma izni verileceği kuralına yer verildiği, 16/06/2012 tarih ve 2012/15 sayılı Başbakanlık Genelgesinde ise buna ek olarak Başbakanlıktan izin alınması şartının getirildiği, olayda Yönetmelikte öngörülmeyen, yönetmelik hükmünü ve kişilerin yönetmelikten doğan haklarını sınırlayan genelge hükümleri kapsamında hareket edildiği, oysa yönetmelikte öngörülmeyen bir sınırlamanın genelge ile getirilmesine normlar hiyerarşisi açısından olanak bulunmadığı, yönetmelik hükümleri kapsamında işlem tesis edilmesi gerekirken bunun yapılmadığı görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, usul yönünden; kullanma izni sözleşmesi imzalanması için asıl talep tarihi 24/01/2012 olduğundan en geç 24/05/2012 tarihine kadar açılması gerekirken 24/12/2013 tarihinde açılan davada dava açma süresinin geçirildiği, esas yönünden; davacı şirketin talebi 2012/15 sayılı Başbakanlık Genelgesi kapsamında kaldığından, ancak Başbakanlık izni doğrultusunda işlem yapılabileceğinden davacı şirkete kullanma izni verilemediği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, usul yönünden; Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrası ile 74. maddesi uyarınca, idarenin sessiz kaldığı durumlarda dava açma haklarını kullanabilmelerini sağlayan zımni red usulünün, anayasal yükümlülüğünü yerine getirmeyen idare lehine ve bireyler aleyhine sonuç doğurmasının Danıştay içtihatlarında kabul görmediği, davalı idare tarafından cevap verilmeyen başvuru sonrası hâlen işletilmekte olan limana ön izin sözleşmesi uyarınca ilâve edilen alanla ilgili olarak kullanım izni sözleşmesi yapılması için yeni bir başvuru yapıldığı, esas yönünden; davalı idarenin ön izin sözleşmesindeki yükümlülüklerini eksiksiz ve süresinde yerine getiren davacı şirketle ilgili kullanma izni sözleşmesi imzalama konusunda bağlı yetki içerisinde olduğu, Milli Emlâk Genel Müdürlüğü tarafından 22/10/2013 tarihinde 81 il defterdarlığına gönderilen yazı uyarınca davalı idarenin Başbakanlıktan izin almadan kullanma izni sözleşmesi akdetme yetkisinin bulunduğu, genelge ile yönetmelikte öngörülmeyen bir sınırlama getirilmesinin ve Başbakanlık olurunun beklendiği iddiasıyla işlem tesis edilmemesinin normlar hiyerarşisine aykırı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davalı idarenin süre aşımı itirazı yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.