Danıştay Kararı 13. Daire 2019/483 E. 2019/520 K. 25.02.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/483 E.  ,  2019/520 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/483
Karar No:2019/520

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYENLER: 1. (DAVALI): …
VEKİLİ: …
2. (DAVACI): …
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının onanmasına ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 11/10/2018 tarih ve E:2018/2291, K:2018/2820 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENLERİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, İdare Mahkemesi kararının iptal kısmı yönünden bozulması gerektiği, davanın ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu ve kanuni süre içerisinde açılmadığı, dava konusu ihalede herhangi bir Hazine zararının oluşmadığı; davacı tarafından, İdare Mahkemesi kararının ret kısmı yönünden bozulması gerektiği, 3284 sayılı Bazı Maden Hurdalarının Dışarı Çıkarılmasının Yasak Edilmesi ve Satın Alınması Hakkında Kanun’da hurda tanımına yer verilmediği, hurda tanımının 7/2156 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nde yapıldığı, atık kağıdın davalı idare bakımından tedarik maksadına uygun olarak kullanılma imkânı kalmayan, ekonomik açıdan ömrünü tamamlamış bir malzeme olduğu, dolayısıyla hurda malzemesi niteliğinde olan atık kağıdın ihaleye konulmasının hukuka aykırılık teşkil ettiği ileri sürülerek Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, alüminyum doğramanın davalı idare bakımından tedarik amacına uygun şekilde kullanılması imkânı kalmayan, ekonomik ömrünü tamamlamış malzeme olduğu ve hurda niteliğinde olduğundan anılan malzemeleri toplama yetkisinin kendilerinde bulunduğu, hurda alüminyum malzemenin davalı idarece 7/2156 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi kurallarına aykırı olarak ihaleye konulmasının hukuka aykırı olduğu, bu sebeple hurda alüminyum doğrama yönünden dava konusu işlemin iptali kararının onanmasının hukuka uygun olduğu, söz konusu kararın bozulması talebiyle davalı idarenin karar düzeltme isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Karar düzeltme istemlerinin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinde ivedi yargılama usulünün uygulanacağı belirtilmiş, aynı Kanun’un 103. maddesi ile “kararın düzeltilmesi” kanun yoluna son verilmiş; 2577 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 8. madde ile de, “Bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümler, 2576 sayılı Kanun’un, bu Kanunla değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanır…” kuralına yer verilmiştir. Ancak, 6637 sayılı Kanun’un 19. maddesi ile Geçici 8. maddede değişikliğe gidilerek; 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanunla idari yargıda” ibaresi “İvedi yargılama usulü hariç olmak üzere bu Kanunla idari yargıda” şeklinde değiştirilmiş, bu düzenleme ile idari yargılama usulünde kanun yoluna ilişkin değişikliklerin ivedi yargılama usulüne ilişkin davalar bakımından derhâl uygulanması mümkün hâle gelmiştir. Başka bir anlatımla, ivedi yargılama usulünün uygulandığı uyuşmazlıklarda kararın düzeltilmesi kanun yoluna son verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı kurala bağlandığından, uyuşmazlıkta, öncelikle “ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar”dan ne anlaşılması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması ve dava konusu işlemin ivedi yargılama usulüne tâbi olup olmadığının tespitinin yapılması gerekmektedir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 4. maddesinde, ihalenin, “Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla işin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile tamamlanan sözleşmeden önceki işlemleri”; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 4. maddesinde ise, “Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan işlemleri” ifade ettiği belirtilmiştir. Bu tanımlar ve istikrar kazanan içtihatlar dikkate alınarak ihale ilanı ile başlayıp sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan süreçte idarece tesis edilen işlemlerin ivedi yargılama usulüne tâbi ihale işlemleri olduğunun kabulü gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Milli Emlak Müdürlüğü’nce … dosya numaralı muhtelif hurda alüminyum doğrama ile … dosya numaralı atık kağıdın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51/a maddesi gereğince pazarlık usulü ile satışına yapılan itiraz ile söz konusu hurda malzemenin satış yoluyla davacı idareye devredilmesine ilişkin başvurunun cevap verilmemek suretiyle zımnen reddine ilişkin işlemin iptalinin istenildiği, dolayısıyla uyuşmazlığın ihale aşamasına dâhil olan bir ihale işleminden kaynaklandığı ve ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır.
Her ne kadar Dairemizin düzeltilmesi istenilen 11/10/2018 tarih ve E:2018/2291, K:2018/2820 sayılı kararının hüküm fıkrasında “kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere” ibaresine yer verilmiş ise de, anılan ibarenin sehven yazıldığı görülmüştür.
Bu itibarla, Mahkeme kararının temyizi üzerine, Dairemizin, ivedi yargılama usulünü uygulamak suretiyle temyiz istemi hakkında verdiği karar kesin olup, bu karara karşı karar düzeltme yolu kapalı olduğundan, tarafların karar düzeltme istemlerinin incelenmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Karar düzeltme istemlerinin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. Davacı tarafından yatırılan …-TL karar düzeltme harcının istemi hâlinde iadesine,
3. Karar düzeltme giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, 25/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.