Danıştay Kararı 13. Daire 2019/455 E. 2019/2250 K. 25.06.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/455 E.  ,  2019/2250 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/455
Karar No:2019/2250

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : Vakıflar Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Vakıflar … Bölge Müdürlüğü’nce 15/08/2018 tarihinde gerçekleştirilen …ili, …ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi, … ada, … ve … parselde bulunan benzin istasyonu ve marketin kiralanmasına ilişkin ihalenin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce; ihale şartnamesinin davalı idarenin internet sitesinde ilan edildiği ve ihaleye katılabilmek için gerekli olan belgelerin son teslim tarihinin 14/08/2018 tarihi saat 16:00 olarak belirlendiği; davacının, son başvuru günü saat 16:00’dan sonra başvuru yapmak istediği, ancak başvuru yapamayacağının kendisine şifahi olarak bildirildiği, başvuru bürosunun önünde durduğu sırada kendisinden daha sonra gelen ve ihale üzerinde kalan dava dışı …’un ise başvurusunun ise kabul edildiğinin iddia edildiği; davacının, söz konusu olay yaşandığı anda itiraz etmemesi ve bu durumu tutanak altına aldırmaması, idarece son başvuru günü kamera kayıtlarında ve ziyaretçi defterinde davacının giriş çıkış kaydına rastlanılamadığının belirtilmesi birlikte değerlendirildiğinde, davacının söz konusu ihaleye istekli olarak katılmak istediği, başka bir ifadeyle meşru, güncel ve hukuken korunabilir bir menfaatinin ihlâl edildiği hususunda tereddüt hasıl olduğu; davacı tarafından, ikâmetgâh ilmuhaberi ve nüfus cüzdanı örneği dışında ihaleye katılmak için hazırlık yaptığına ve eşitlik ilkesine aykırı şekilde başvuru evrakının kabul edilmediğine dair somut verilerin ortaya konulamadığı; davacının, dava konusu ihale ile menfaat ilgisinin kurulamadığından bu davada ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılarak davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, iptal davaları ile, idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının saptanmasına, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilebilmesine olanak sağlandığı; iptal davalarında menfaat ilgisinin bu amaç doğrultusunda yorumlanması gerektiği, menfaat ihlâlinin hak ihlâlinden daha geniş bir kavram olduğu, dava açılmasının kamunun da yararına olduğu, başvuru saatinin geçtiği gerekçesiyle ihaleye başvuru evrakının idarece kabul edilmediği, bu yolla ihaleye katılımının engellendiği, ancak ihale üzerinde kalan dava dışı …’un ihaleye katılım evrakının başvuru saati geçmesine rağmen kabul edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, ihale üzerinde kalan dava dışı …’un başvurusunun süre geçtikten sonra kabul edildiği iddia edilmekte ise de; davacının, söz konusu olay yaşandığı anda itiraz etmediği, son başvuru günü kamera kayıtlarında ve ziyaretçi defterinde davacının giriş çıkış kaydına rastlanılamadığı, davacının ihaleye katılmak için hazırlık yaptığına ve başvuru evrakının kabul edilmediğine dair somut veriler ortaya konulamadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1/a fıkrasında; iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmaktadır.
Yargı kararlarında “menfaat” kavramının davacı ile iptalini istediği idarî işlem arasındaki bağı, ilgiyi ifade ettiği belirtilmekte ve idarî işlem ile dava açan kişi arasında meşrû, güncel ve ciddî bir alâka söz konusu ise, davada menfaat bağının bulunduğu kabul edilmekte, bunun dışında ayrıca subjektif bir hakkın ihlâl edilmesi şartı aranmamaktadır.
Kişisel, meşru ve güncel bir menfaat alâkasının varlığı, davanın niteliğine ve özelliğine göre idarî yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idarî işlemle ciddî, makûl, maddî ve manevî bir alâkasının bulunduğunun anlaşılması, dava açma ehliyeti için yeterli sayılmaktadır. Ayrıca, iptal davaları idarî işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesine, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, böylece de idarenin hukuka bağlılığının ve sonuçta hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilebilmesine imkân sağladığından, bu davalarda menfaat alâkasının bu amaç doğrultusunda yorumlanması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, son başvuru saatinin geçtiği gerekçesiyle ihaleye başvuru evrakının idarece kabul edilmediği, bu yolla ihaleye katılımının engellendiği, ancak ihale üzerinde kalan dava dışı …’un ihaleye katılım evrakının başvuru saati geçmesine rağmen kabul edildiği ileri sürülerek …ili, …ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi, … ada, … ve … parsel’de bulunan benzin istasyonu ve marketin kiralanmasına ilişkin 15/08/2018 tarihli ihalenin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla, davacının, başvuru saati geçtiği gerekçesiyle başvurusunun reddedildiği, ihaleye katılımının engellendiği ve ihale üzerinde bırakılan kişiyle ilgili tüm bu iddiaları dikkate alınarak dava konusu işlem ile makul bir menfaat ilgisinin, dolayısıyla dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerektiğinden, davanın ehliyet yönünden reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 25/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.