Danıştay Kararı 13. Daire 2019/45 E. 2019/495 K. 21.02.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/45 E.  ,  2019/495 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/45
Karar No:2019/495

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVALI): …
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: …’nca 25/12/2017 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen ”3 Yıl Süre İle Toplu Taşıma Hattı Kiralama İşi” ihalesinin iptal edilmesi için ihalede istekli olan davacı tarafından yapılan başvurunun reddine dair 24/01/2018 tarih ve 42486431-455 sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; davalı idare tarafından toplu taşıma işi için ihaleye çıkıldığı, davacı tarafından 18/12/2017 tarihli dilekçeyle ihale şartnamesini satın almak için davalı idareye başvuruda bulunulduğu, 25/12/2017 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin … Ltd. Şti firması üzerinde kaldığı, davacının 02/01/2018 tarihli dilekçe ile anılan ihalenin iptal edilmesi için davalı idareye başvurduğu, davacının başvurusunun 24/01/2018 tarih ve 42486431-455 sayılı işlem ile reddi üzerine bakılan davanın açıldığı, davacı tarafından … Ltd. Şti firması üzerinde kalan ihaleye karşı doğrudan idari dava açılmasının mümkün olduğu, dava açma imkanı varken ihalenin iptali istemiyle idareye yapılan başvurunun 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesi kapsamında idari işlemin geri alınmasına yönelik bir başvuru olduğu, söz konusu uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne göre çözümlenecek bir uyuşmazlık olduğundan yapılan başvurunun işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurmayacağı, uyuşmazlık konusu ihale işleminin en geç davalı idareye yapılan başvuru tarihi olan 02/01/2018 tarihinde öğrenildiği kabul edilmesi halinde dahi bu tarihten itibaren 30 gün içinde en geç 01/02/2018 tarihinde dava açılması gerekirken bu süre geçirilerek 16/02/2018 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasını inceleme olanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, ihaleye katılmak amacıyla yapmış olduğu başvurunun reddi üzerine dava açılmamasının ihalenin başka birisi üzerinde kalması işlemine dava açılamayacağı anlamına gelmeyeceği, iki işlemin de konularının farklı olduğu, ihale işlemlerinin zincir işlem olduğu ve her bir işlemin icrai olduğu, uyuşmazlık konusu işlemde başvurulacak merci ve sürelerin belirtilmemesinin Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya idareye iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 21/02/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Anayasa’nın 40/2. maddesi hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa’nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim” tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, idarî yargı mercilerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin “altmış gün” olduğu kurala bağlanmış, 20/A maddesinde ise ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu öngörülmüştür.
İdarenin, Anayasa’dan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmesi esas olmakla birlikte, ilgililere kaç gün içinde hangi mercilere başvuracaklarını bildirme yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumu, idari işlemlere karşı açılan davalarda dava açma süresinin işletilmeyip, ihmal edilmesi sonucunu doğurmamalıdır. Böyle bir durumda idari işlemin yazılı olarak bildirilmesi üzerine dava açma süresinin hesabı açısından özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin esas alınması gerekir.
Diğer yandan ilgililere herhangi bir yazılı bildirimin yapılmadığı ve idari işlemin bir şekilde öğrenilmesi üzerine dava açıldığı durumda, bu kişilerin kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceğinden, dava açma süresinin hesabı açısından öğrenme tarihinin başlangıç alınması ve aynı şekilde özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin işletilmesi gerekir.
Olayda; …’nca 25/12/2017 tarihinde gerçekleştirilen toplu taşıma işi ihalesinin iptal edilmesi için davacı tarafından 02/01/2018 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunulduğu, davacının başvurusunun 24/01/2018 tarih ve 42486431-455 sayılı işlem ile reddi üzerine 16/02/2018 tarihinde bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Davacının, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde öngörülen ve özel bir yargılama niteliği taşıyan ivedi yargılama usulünü ve bu usule tabi işlerde geçerli olan dava açma süresini kendisine yazılı olarak bir bildirim yapılmadığı sürece bilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla ivedi yargılama usulüne tabi olan bir işlemi öğrendiğinde kaç gün içinde hangi merciye başvuracağını ya da doğrudan dava açıp açamayacağını bilmesi beklenemez.
Bu itibarla, uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tabi olduğu ve dava açma süresinin otuz gün olduğu yolunda kendisine yazılı bildirim yapılmayan davacının, önceden doküman almakla 25/12/2017 tarihinde yapılacağını öğrendiği ihalenin iptali istemiyle altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde 16/02/2018 tarihinde açtığı davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan nedenle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.