Danıştay Kararı 13. Daire 2019/4408 E. 2020/245 K. 29.01.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/4408 E.  ,  2020/245 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/4408
Karar No:2020/245

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : …

KARŞI TARAF (DAVALI): Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
VEKİLİ : …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, “…” logolu televizyon kanalında yayınlanan “…” adlı programda sarf edilen sözler sebebiyle 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle aynı Kanun’un 32. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “Program Yayınının Üç Kez Durdurulması” tedbirinin ve …-TL tutarında idarî para cezasının uygulanmasına ilişkin 26/12/2018 tarih ve … sayılı davalı idare işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlık konusu 14/12/2018 tarihinde ve saat:21:00’da yayınlanan “…” adlı program yayını incelendiğinde, program konuğu tarafından; “Alt tarafı bir bira içmek için Erciyes Dağı’na çıkmanız lazım. Yasak. Yaa arkadaş bir bira. Arabaya binip Kapadokya’ya gitmen lazım veya Erciyes Dağı’na çıkman lazım. Sonra diyorlar ki biz şehir yaptık.”, “Tayyip Erdoğan bir tek bira içmiş olsaydı bugün çok daha iyi bir Türkiye olurdu. Çünkü bunu kötü alışkanlık ya da alkol manasında söylemiyorum. Bunu yaptığında kötü bir şey olmadığını görmüş olurdu.” şeklinde ifadelere yer verildiğinin görüldüğü, bu durumda, dava dosyasında bulunan program yayınına ait CD kayıtları ile 6112 sayılı Kanun’un birlikte değerlendirilmesinden, program konuğunca sarf edilen sözlerin bağımlılık yapmak suretiyle olumsuz etkiler gösteren alkol kullanımını özendirici mahiyette olduğu anlaşıldığından tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu program yayını sırasında açıkça alkolün zararlarından bahsedilmesine rağmen bazı ifadeler seçilerek hakkında idarî yaptırım uygulandığı, oysa ki yayında “bunu kötü bir alışkanlık ya da alkol manasında söylemiyorum” şeklindeki ifadeyle alkolün kötü bir alışkanlık olduğunun vurgulandığı, yapılan açıklamaların Anayasa’nın 28. maddesi’nde güvence altına alınan “basın hürriyeti” ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi’nde korunan “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dolayısıyla 6112 sayılı Kanun’a muhalefet edilmediğinden dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, uyuşmazlık konusu yayında alkol kullanımının doğal bir eylem olduğu izleniminin verildiği, alkol kullanmanın kötü bir alışkanlık olmadığının belirtildiği, böylelikle alkol kullanımını özendirici nitelikte yayın yapıldığının görüldüğü, medyanın özellikle televizyonların toplum ve insan üzerindeki etkisinin göz ardı edilemeyeceği, yayın esnasında sarf edilen sözlerin “basın hürriyeti” ve “ifade özgürlüğü” olarak nitelendirilemeyeceği gibi 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesi’nde korunan yayın hizmeti ilkesinin ihlâl edildiği, basın hürriyetinin sınırsız olmayıp basının işlevini yerine getirirken kendisine sağlanan güvencenin maksadını da gözeterek özellikle yayının gerçeğini yansıtması, kamu yararının bulunması, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmesi, haber verilirken özle biçim arasındaki dengenin, milli güvenliğin, kamu düzeninin ve güvenliğinin korunması gerektiği, dolayısıyla tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKÎ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 29/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.