Danıştay Kararı 13. Daire 2019/4213 E. 2023/1630 K. 04.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/4213 E.  ,  2023/1630 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/4213
Karar No:2023/1630

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … A.Ş.
(Eski Unvanı: … A.Ş.)

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 26/07/2018, 30/07/2018, 03/08/2018 tarihlerinde saat 10.00 civarında yayınlanan “…” isimli magazin programında, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle 19.593,00-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirkete ait televizyon kanalında yayınlanan “…” adlı programın 26/07/2018 tarihinde saat 12.02’de yayınlanan bölümünde, programın sunucularının yayın etiği gereği açıklamayacaklarını söyledikleri ünlü bir şarkıcının aile içinde yaşanan durumuna ilişkin mektubun içeriğinden bahsedilmek suretiyle anılan ünlü kişinin özel hayatının gizliliğinin ihlâl edildiği ve toplumsal saygınlığının zedelendiği, aynı programın 03/08/2018 tarihinde saat 10.15’te yayınlanan bölümünde yer alan, “insanın aklına ya ihanet gelir, S. hanımın birisiyle ilişki kurduğuna dair bir şey ima ettiği gelir …” şeklindeki ifadelerin, varsayım üzerinden kişileri töhmet altında bırakmak suretiyle eleştiri sınırlarını aşan ve kişilerin saygınlığını zedeleyen nitelikte olduğu, bu itibarla, söz konusu yayınlarda yer alan ifadelerin, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendine aykırılık teşkil ettiği anlaşıldığından, tesis edilen dava konusu kararda hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hem davalı idare hem de ilk derece mahkemesince yüzeysel inceleme yapıldığı, yayın özelinde herhangi bir değerlendirmeye yer verilmediği, konularında uzman bilirkişilerce inceleme yapılması gerekirken bilirkişi incelemesi yapılmadan verilen kararın eksik incelemeye dayalı olarak verildiği, programda ekrana getirilen haberlerdeki kişilerin tanınmışlık düzeyi dikkate alındığında, yaşanan olaylara ilişkin halkın ilgilendiği konularda salt bir şekilde özel hayatın gizliliğinin ihlâl edildiğine ilişkin yorum yapmanın hem kanuna hem de içtihatlara aykırılık teşkil edeceği, bu tür halkı aydınlatıcı haberlerin verilmesinde kamu yararının olduğu kabul edilerek özel hayatın gizliliği ilkesinin daha dar yorumlanması ve ünlü kişiler hakkında kullanılan ifadelerin eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde olmadığının kabul edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, söz konusu yayında ekrana getirilen kişilerin kamuoyunda tanınır olmasının programı hukuka uygun hâle getirmediği, AİHM içtihatları uyarınca, kamuoyunun tanıdığı kişiler ile ilgili olarak yapılan haberlerin ifade özgürlüğü kapsamında olabilmesi için kamu yararı şartının varlığının arandığı, ancak dava konusu yayında yansıtıldığı gibi salt kişilerin ünlü olduklarından bahisle kişilerin mahrem alanlarına giren intihar, aldatma ve aldatma sonucu hamilelik gibi iddiaların detaylı şekilde sohbet ortamında ele alınmasında AİHM kararlarında da belirtildiği üzere hiçbir kamu yararı bulunmadığı, kişilerin ünlü olmalarının yorum sınırının genişletilebileceği anlamına gelmediği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 04/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.