Danıştay Kararı 13. Daire 2019/4179 E. 2020/960 K. 21.04.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/4179 E.  ,  2020/960 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/4179
Karar No:2020/960

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI): Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ)
VEKİLİ : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … Büyükşehir Belediye Başkanlığı ASKİ Genel Müdürlüğü Su İnşaat Daire Başkanlığı’nca 17/07/2019 tarihinde gerçekleştirilen … ihale kayıt numaralı “… İlçesi … Beldesi Su Temini Yapım İşi 1. Kısım (… İçmesuyu Arıtma … Alt Geçidi Arası İsale Hattı” ihalesinin iptaline ilişkin 02/08/2019 tarih ve … sayılı kararın iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; dava konusu ihaleye 16 isteklinin teklif verdiği, 14 teklifin geçerli olduğu, yaklaşık maliyetin …-TL olarak belirlendiği ve davacının şirket tarafından … TL teklif sunulduğu, ihale komisyonunun 26/07/2019 tarih ve … sayılı kararı ile davacının teklifinin ekonomik açıdan en avantajlı teklif olarak belirlendiği ve anılan kararın ihale yetkilisine sunulduğu, ihale yetkilisince yapılan değerlendirme sonucunda “Genel Müdürlüğün yatırım programındaki önceliklerin değişmesi, kurumun mali bütçesindeki daralma ve ilerleyen süreçte projenin devamı niteliğindeki diğer kısımların da projeye dahil edilebilme imkanının araştırılması gerekliliği” sebepleri ile ihalenin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 40. maddesi uyarınca iptal edildiği, ülkemizin ekonomik konjonktürü göz önüne alındığında mali olarak tüm kurumların aynı ekonomik sıkıntılar içerisinde bulunduğu, davalı idarenin, mali yapısındaki olası değişmeleri dikkate alarak kamu yararı açısından en uygun olan tedbirleri alabileceği, bu kapsamda diğer tüm işlemlerinde olduğu gibi yapmış olduğu ihaleleri de kamu yararı gözetilerek iptal edebileceği, bu tedbirleri alırken de mali durumu ile ilgili verilerin ve kendileri için gerekli önceliklerinin kamuoyu ile paylaşması gibi bir zorunluluğunun olmadığı, öte yandan iptal gerekçelerinden biri olan, ilerleyen süreçte projenin devamı niteliğindeki diğer kısımların da projeye dahil edilme imkanının araştırılması gerekliliğinin ise anılan gerekçeden de anlaşılacağı üzere projenin diğer kısımlarının da projeye dahil edilebilmesi hususunun, planlama mahiyeti taşımakta olduğu, ihale kapsamının ihtiyaçların durumuna göre tekrar değerlendirilmesini içerdiği görülmekte olup, ihaleyi yapan idarenin, 4734 Sayılı Kanun’un 5. maddesinde belirtilen ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ile kaynakların verimli kullanılması ilkelerini gözetmek zorunda olduğu, bu çerçevede konu değerlendirildiğinde davalı idarenin ihaleyi iptal edebilmesi için takdir yetkisi çerçevesinde makul sebeplerin oluştuğu ve davalı idarenin ihalenin iptaline ilişkin gerekçelerinin objektif kriterlere uygun olduğu, ayrıca idarenin takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gereğine uygun kullanmadığına ilişkin bir tespitin de bulunmadığı, bu durumda, dava konusu ihalenin idarenin takdir yetkisi kapsamında, kamu yararı gözetilerek iptal edilmiş olduğu anlaşılmakla, ihalenin iptaline yönelik dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı idarece ihalenin iptaline ilişkin olarak birbiriyle çelişen gerekçeler öne sürüldüğü, yatırım önceliği değişmişse projenin tamamının iptal edilmesi gerektiği, mali bütçede bir daralma söz konusuysa öncelikle projenin 1. kısmının tamamlanmasına çalışılması gerektiği, temyize konu Mahkeme kararının eksik inceleme neticesinde verildiği, ihalenin gerçekleştirildiği tarih ile iptal edildiği tarih arasında çok kısa bir süre olduğu, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma dilekçesi verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutar ile istemi hâlinde kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 21/04/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.