Danıştay Kararı 13. Daire 2019/4044 E. 2020/349 K. 05.02.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/4044 E.  ,  2020/349 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/4044
Karar No:2020/349

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVALI): …
VEKİLİ: …

İSTEMİN_KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi’nin … tarih ve E: …, K: …sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıya ait akaryakıt istasyonunda otomasyon sistemine yansımayan satış işlemi gerçekleştiğinden bahisle …-TL idarî para cezası uygulanmasına ilişkin 15/02/2018 tarihli ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararda; davacıya ait akaryakıt istasyonunda 27/10/1015 tarihinde yapılan denetimde istasyonda bulunan otomasyon sistemi verilerine göre 01/09/2015-30/09/2015 tarihleri arasındaki dönemde …-TL tutarında akaryakıt satışı yapıldığı, aynı döneme ilişkin mali hafıza (yazar kasa) raporları incelendiğinde ise; …-TL (4.064,696 litre) tutarında satış yapıldığının tespit edildiği, davalı Kurum tarafından kendi kayıtları üzerinden yapılan incelemede ise söz konusu dönemde …-TL (2.451,79 litre) tutarında akaryakıt satışı yapıldığı hususlarının tespit edildiği, bunun üzerine davacı hakkında yapılan soruşturma neticesinde, davacı tarafından durumun arızadan kaynaklandığı arızanın giderilmesi için gerekli tedbirlerin derhal alınmaya başlandığı iddia edilmekte ise de, davacı tarafından dağıtıcı firmaya ya da kuruma yapılmış herhangi bir arıza bildirimine rastlanılmadığı, dolayısıyla bu iddiaya itibar edilmeyerek otomasyon sistemine kaydedilmeyen akaryakıt satışı yapıldığı anlaşıldığından, tesis edilen işlemin dayanağı olan fiillerin sübut bulduğu, otomasyon sistemine yansımayan satış yapılması suretiyle otomasyon sistemine ilişkin kurallara aykırı hareket edildiği gözetildiğinde mevzuatla yasaklanmış olan piyasa faaliyetleri kapsamında ticari faaliyet yürütülmeye çalışıldığı dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerden anlaşıldığı, bu nedenle davalı idarenin 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 7. fıkrasında belirlenen üst sınırdaki tutar üzerinden takdir hakkını kullanmak suretiyle tesis etmiş olduğu dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usûl ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, akaryakıt istasyonunu devraldıktan sonra kısa zamanda eksiklikleri giderdiklerini, arızaların dağıtıcıya ve teknik servise bildirilerek kısa zamanda giderildiği, arızanın mali hafızanın ara birim ünitesinden kaynaklandığı, yapılan satıştan daha yüksek gösterildiği, otomasyona yansımayan satış yapmadıkları ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …NIN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davacıya ait “… Petrol” unvanlı akaryakıt istasyonunda 27/10/2015 tarihinde yapılan denetimde istasyonda bulunan iki adet akaryakıt pompasındaki ödeme kaydedici cihazdan 01/09/2015-30/09/2015 tarihleri arasında alınan mali hafıza raporuna göre …-TL (4.064,696 litre) tutarında satış yapıldığı, anılan tarihlerde otomasyon sisteminde yapılan incelemede …-TL (2.451,79 litre) tutarında akaryakıt satışı yapıldığı tespit edilmiştir.
Yapılan soruşturma neticesinde, davacının alınan yazılı savunmasında öne sürdüğü iddialar yerinde görülmeyerek davacı hakkında söz konusu fiilinin 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 1. ve 2. fıkralarına, Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 18. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 1240 sayılı Kurul Kararı’nın 5. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendine aykırılıktan …-TL idarî para cezası tesis edilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasında, lisansın, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını vereceği; 2. fıkrasında, lisans ile tanınan hakların, bu Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılacağı; 19. maddesinin yedinci fıkrasında ise, dava konusu Kurul kararı tarihinde yürürlükteki şekliyle, ”Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.
5015 sayılı Kanunun 7. maddesine dayanılarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nca hazırlanan, 27/06/2007 tarih ve 1240 sayılı Petrol Piyasasında Dağıtıcı Lisansı Sahiplerinin Bayi Denetim Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kararı’nın 5. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinde Bayilik lisansı sahibinin İstasyon otomasyon sistemi çevrim içi olmayan yerlerde (tank, geçici tank, pompa vs.) akaryakıt hareketine konu eylem (satış, dolum vs.) gerçekleştiremeyeceği kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacıya ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetimde, otomasyon sistemi verilerine göre 01/09/2015-30/09/2015 tarihleri arasındaki dönemde …-TL (2.451,79 litre) tutarında akaryakıt satışı yapıldığı, aynı döneme ilişkin mâlî hafıza (yazar kasa) raporları incelendiğinde ise …-TL (4.064,696 litre) tutarında satış yapıldığının tespit edildiği, davalı kurum kayıtları üzerinde yapılan incelemede ise; söz konusu tarihler arasında …-TL (2.451,79 litre) tutarında akaryakıt satışı yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından sunulan ve denetim tarihinden önceki tarih olan 18/09/2015 tarihli teknik servis raporunda “arabirim arızalı olduğundan satışlar yansımamaktadır. Arabirim değiştirilerek arıza giderilmiştir.”, 09/10/2015 tarihli teknik servis raporunda ise “yazar kasa mali hafızası arızalı olduğundan satışlar yüksek göstermektedir. Arıza giderilmiştir.” ifadelerine yer verildiği, 19/10/2015 tarihli teknik servis raporunda da benzer hususlara yer verildiği görülmektedir.
Davalı idare tarafından tesis edilen işlemin dayanağı olan 1240 sayılı Petrol Piyasasında Dağıtıcı Lisansı Sahiplerinin Bayi Denetim Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Karar’ın 5. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinde bayilik lisansı sahibinin istasyon otomasyon sistemi çevrim içi olmayan yerlerde (tank, geçici tank, pompa vs.) akaryakıt hareketine konu eylem (satış, dolum vs.) gerçekleştiremeyeceği belirtildiğinden, cezalandırılacak fiilin otomasyon sistemine yansımayan satışların yapılması fiili olduğu anlaşılmaktadır.
Davacıya ait akaryakıt istasyonunda idarece yapılan denetim sırasında düzenlenen tutanaklarda davacının otomasyon sistemine yansımayan satış yaptığına ya da otomasyona satışın yansımamasına yönelik olarak otomasyon sistemine müdahale edildiği, otomasyon sistemini devre dışı bırakan bir düzenek bulunduğu, yazar kasa satış fişleri ile alış faturalarının, ödeme kaydedici cihaz verileri ile otomasyon verilerinin, otomasyon verileri ile fiilen tanklarda bulunan miktarların bu yüzden uyumsuz olduğuna dair somut bir tespite yer verilmediği, teknik servis raporlarında da ödeme kaydedici cihaz (yazar kasa) mali hafıza raporları ile otomasyon verilerinin uyumsuzluğundan bahsedildiği, bu farklılığın yazar kasa arızasından kaynaklandığının belirtildiği, idare tarafından da bunun aksini ortaya koyan bir tespite yer verilmediği görülmektedir.
Kanunîlik ilkesi, ortaya çıkan sonuca ceza uygulanabilmesini, fiilin kanunlarda açık bir şekilde kabahat veya suç olarak tanımlanması şartına bağlamaktadır. Tipiklik unsuru olarak da ifade edilen kanunî unsur, somut fiilin kanunda belirlenmiş soyut hukuk kuralına uygun olmasını ifade etmektedir.
Dava konusu Kurul kararı ile davacı şirkete isnat edilen fiilin otomasyon sistemine yansımayan satış yapmak fiili olduğu, davacının bu fiili işlediğine dair tespite yer verilmediği, yer verilen tespitlerde mali hafıza raporlarının otomasyona yansıyan miktardan yüksek çıkması olduğu, bu bağlamda, davacının fiili, idarî para cezası verilmesine dayanak olan mevzuat düzenlemeleri ile örtüşmediğinden, davacıya 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 1240 sayılı Kurul Kararı’nın 5. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendine dayanılarak idarî para cezası verilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 05/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verilmiştir.