Danıştay Kararı 13. Daire 2019/4021 E. 2020/214 K. 28.01.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/4021 E.  ,  2020/214 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/4021
Karar No:2020/214

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı vekili tarafından, … İli, … İlçesi, … Köyü, … ada, … parselde Hazine adına kayıtlı taşınmazın 2886 sayılı Kanun hükümleri uyarınca pazarlık usulü ile kiralanması amacıyla 31/07/2019 tarihinde … Milli Emlak Müdürlüğünce yapılan ihalenin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; … İli, … İlçesi, … Köyü, … ada, … parselde Hazine adına kayıtlı taşınmazın 2886 sayılı Kanun hükümleri uyarınca pazarlık usulü ile kiralanması amacıyla 31/07/2019 tarihinde … Milli Emlak Müdürlüğünce yapılan ihalenin isteklileri arasında davacının da yer aldığı, gerçekleştirilen ihalenin başka bir istekli üzerinde kaldığı, davacı vekili tarafından 01/08/2019 tarihli dilekçe ile ihalenin iptal edilmesi için davalı idareye başvuruda bulunulduğu, anılan başvurunun 08/08/2019 tarih ve E.26163 sayılı işlemle reddedildiği, bu işlemin 19/08/2019 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, davanın konusunun ihale işlemi niteliği taşıması nedeniyle ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu ve dava açma süresinin otuz gün olduğu, otuz günlük sürenin ihalenin yapıldığı gün olan 31/07/2019 tarihinden itibaren başlayacağı, idareye yapılan itiraz veya başvuruların dava açma süresini durdurmayacağı, 31/07/2019 tarihinde başlayan dava açma süresinin son gününün 30/08/2019 tarihi olduğu, bu tarihin çalışmaya ara verme (adli tatil) zamanına denk gelmesi sebebiyle davanın en son 09/09/2019 tarihine kadar açılması gerekirken bu tarih geçirildikten sonra 16/09/2019 tarihinde açılan davanın süre aşımı sebebiyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, davanın yasal süresinde açıldığı, davacının ihalenin yapıldığı odaya alınmadığı ve ihale sürecinde hukuka aykırılıklar bulunduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 28/01/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Anayasa’nın 40/2. maddesi hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa’nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim” tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, idare mahkemelerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin “altmış gün” olduğu kurala bağlanmış, 20/A maddesinde ise ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin “otuz gün” olduğu ve bu Kanun’un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür.
… Valiliği tarafından dava konusu ihalenin 31/07/2019 tarihinde gerçekleştirildiği, ihaleye katılan istekli tarafından 01/08/2019 tarihli dilekçe ile ihalenin iptal edilmesi için davalı idareye başvuruda bulunulduğu, başvurunun 08/08/2019 tarih ve E.26163 sayılı işlemle reddedildiği, bu işlemin 19/08/2019 tarihte davacı vekiline tebliğ edildiği, bunun üzerine ihalenin iptali istemiyle 16/09/2019 tarihinde bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Davacının, Anayasa’nın 40/2. maddesine uygun olarak kendisine yazılı bir bildirim yapılmadığı sürece, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde öngörülen ve özel bir yargılama niteliği taşıyan ivedi yargılama usulünü, bu usule tâbi işlerde geçerli olan dava açma süresini ve idarî başvuru yolu bulunup bulunmadığını, idarî başvuruda bulunursa bunun dava açma süresini durdurmayacağını bildiğini kabul etmek mümkün değildir. Böyle bir durumda davacıdan, hiçbir bilgisinin olmadığı ivedi yargılama usulü için öngörülen ve özel dava açma süresi olan otuz gün içinde davasını açmasını beklemek mahkemeye erişim hakkının sınırlandırılması sonucunu doğuracaktır.
Bu itibarla, uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tâbi olduğunu ve dava açma süresinin otuz gün olduğunu bilmeyen davacının, 31/07/2019 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin iptali istemiyle altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde, 16/09/2019 tarihinde açtığı davanın süresinde olduğunun kabulü gerektiğinden, İdare Mahkemesi’nce davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen kararın bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.