Danıştay Kararı 13. Daire 2019/3968 E. 2020/2826 K. 27.10.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/3968 E.  ,  2020/2826 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3968
Karar No : 2020/2826

DAVACILAR : 1- …
2- …
3- … Birliği … Şubesi
4- … Derneği
5- … Kooperatifler Birliği
6- … Derneği … Şubesi
7- … Derneği
8- … İl Başkanlığı
9- … İl Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Kurumu
VEKİLİ : Av. … – Aynı adreste

MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : … Elektrik Üretim A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Sinop-Gerze ilçesinde, ithal kömürle çalıştırılacak elektrik üretim tesisi kurmak üzere … Termik Santralleri A.Ş.’ne termik-konvansiyonel elektrik enerjisi üretim lisansı verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanun’un 49/4 ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmayıp, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır. Bu sebeple İdari Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle, … İl Başkanlığı, … İl Başkanlığı, … Derneği … Şubesi ve … Derneği yönünden davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’İN DÜŞÜNCESİ : Davacılar tarafından, Sinop İli, Gerze İlçesinde, ithal kömürle çalıştırılacak elektrik üretim tesisi kurmak üzere … Termik Santralleri A.Ş.’ne termik-konvansiyonel elektrik enerjisi üretim lisansı verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada; Danıştay Onüçüncü Dairesince, dava konusu anılan Kurul kararının iptali yolunda verilen karar, davalı idarece ve davalı yanında müdahil tarafça temyiz edilmiş, yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davacılardan …, …, …Derneği, … Şubesi, … Kooperatifler Birliği açısından temyiz istemleri reddedilerek esas yönünden onanmış, davacılardan … İl Başkanlığı ile … İl Başkanlığının dava açma ehliyetlerinin olmadığı, … Derneği … Şubesi ve … Derneğinin ise, tek başına dava açma ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle usul yönünden Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca bozulmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesine göre Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, temyiz incelemesi sonucu bozulan kararlar üzerine, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarının kararlarına uyulması zorunludur.
Açıklanan nedenle, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına uyularak, bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi, yukarıda anılan Yasa hükmü gereği olduğundan, anılan Kurul kararında belirtilen gerekçe doğrultusunda karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Dairemizin 29/04/2015 tarih ve E:2009/2944, K:2015/1667 sayılı dava konusu işlemin iptaline yönelik kararının, … İl Başkanlığı, … İl Başkanlığı, … Derneği … Şubesi ve … Derneği yönünden, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 23/11/2017 tarih ve E:2015/4558, K:2017/3836 sayılı kararıyla ehliyet yönünden bozulması, diğer davacılar yönünden kararın onanması üzerine, bozulan kısımla sınırlı olarak işin gereği yeniden görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
USUL YÖNÜNDEN:
Dairemizin 29/04/2015 tarih ve E:2009/2944, K:2015/1667 sayılı kararıyla dava konusu üretim lisansının iptaline karar verildiği, anılan kararın, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 23/11/2017 tarih ve E:2015/4558, K:2017/3836 sayılı kararıyla, davacılardan, …, …, … Şubesi, … Derneği, … Kooperatifler Birliği yönünden onanarak kesinleştiği; buna karşılık, “Davacılardan, … İl Başkanlığı, … İl Başkanlığı açısından;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları olarak tanımlanmıştır.
İdarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun yargısal denetim yoluyla sağlanmasında en etkin araçlardan biri iptal davaları olduğundan, iptal davalarında “menfaat ihlali” olarak tanımlanan subjektif ehliyet koşulunun subjektif hak ihlallerinin giderilmesiyle birlikte idari işlemlerin hukuka uygunluğunun denetlenebilmesi kapsamında belirlenmesi gerektiği açıktır. Bu bağlamda, menfaat ihlali koşulu, davacının idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisinin kurulması gereği şeklinde tanımlanmış olup, dava açma ehliyetinin iptal davasına konu olan kararın niteliğine göre idari yargı yerince değerlendirilmesi gerekmektedir.
… İl Başkanlığı ile … Sinop İl Başkanlığı tarafından, dava konusu üretim lisansının iptali istemiyle açılan davada, dava açma ehliyetini sağlayan menfaat ihlalinin incelenmesi gerektiği, faaliyet konusu itibarıyla konuyla ilgisi bulunmayan parti il teşkilatlarının işleme karşı dava açmakta menfaatleri bulunmadığından, bu davacıların dava açma ehliyetinin olmadığı sonucuna varıldığı;
Davacılardan …Derneği … Şubesi, … Derneği açısından incelenmesine gelince;
Tüzel kişilerin dava ehliyetinin, ilgili Yasalara ve Tüzüklere göre, bunun için gerekli organlara sahip olmaları ile başlayacağının, derneklerde ise yönetim kurulunun derneği temsil ve yönetim ile ilgili işlerin yürütülmesinde yetkili ve görevli zorunlu organ olduğunun, derneklerin sahip oldukları fiil ehliyetini merkez yönetim kurulu aracılığı ile kullanabileceklerinin kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, Dernekler Kanunu’nda dernek şubelerine özel olarak derneğin görevlerini yerine getirme konusunda hak ve yetki tanınmaması, merkez yönetim kurullarınca verilecek olan işleri yapabilecekleri, ayrıca dernek tüzüğüne göre derneği temsile yetkili organın yönetim kurulu olması nedeniyle, davacı … Derneği … Şubesi’nin ve … Derneği … Şubesi’nin tek başına dava açma ehliyetleri bulunmadığı” gerekçesiyle Dairemizin iptal kararının, … Derneği … Şubesi, … Derneği, … İl Başkanlığı, … İl Başkanlığı’na ilişkin kısmının bozulmasına karar verildiği görülmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihaî kararlarının Danıştay’da temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği kuralı yer almış, 2577 sayılı Kanun’un 49/4. ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmayıp, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Aktarılan kanun hükümlerine göre, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından, bozma kararına uyularak, İdari Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle, … İl Başkanlığı, … İl Başkanlığı, … Derneği … Şubesi ve … Derneği yönünden davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14/3-c ve 15/1-b maddeleri uyarınca … İl Başkanlığı, … İl Başkanlığı, … Derneği … Şubesi ve …. Derneği yönünden DAVANIN EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen tüm davacıların toplam …-TL yargılama giderinden davalı idareye yüklenen …-TL’lik kısmının Dairemizin iptal kararının diğer davacılar yönünden onanmasıyla kesinleştiği görülerek, kalan …TL davacılar yargılama giderinin … İl Başkanlığı, … İl Başkanlığı, … Derneği … Şubesi ve … Derneği üzerinde bırakılmasına,
3. Temyiz aşamasında davalı idare tarafından yapılan …-TL posta giderinin ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesine göre …-TL vekâlet ücterinin … İl Başkanlığı, … İl Başkanlığı, … Derneği … Şubesi ve … Derneği’nden alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara ve müdahile iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 27/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.