Danıştay Kararı 13. Daire 2019/3967 E. 2020/3849 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/3967 E.  ,  2020/3849 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3967
Karar No : 2020/3849

DAVACI : …İnşaat Tekstil Turizm Nakliyat Kimya Petrol Ürünleri
Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı – …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVANIN KONUSU :
Davacı şirkete 4634 sayılı Şeker Kanunu’nun 11. maddesinin 5. fıkrası uyarınca 8.075,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Şeker Kurulu kararının iptali istenilmiştir.

DAVACININ İDDİALARI :
Uyuşmazlık konusu şekerin (A) ve (B) kotaları dışında üretildiğinin ispat edilemediği, söz konusu şekerin ilgili kurumlarca yakalanıp tasfiye amacıyla satışa çıkarılan ve kendileri tarafından satın alınan ürün olduğu, ürünün tasfiye ürünü olması nedeniyle menşei açısından kaygı duyulmasının beklenemeyeceği, idare tarafından yapılan analizin güvenilir olmadığı, davalı idare tarafından yapılan tespitler kaçakçılık anlamına gelmesine rağmen bu hususa ilişkin olarak adli yargı yerlerince verilmiş ve kesinleşmiş bir cezanın bulunmadığı ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI :
Davacı şirketin uyuşmazlık konusu şekerin tasfiye ürünü olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi veya belge sunamadığı, numunenin şirket görevlilerinin nezaretinde alınarak bir şahit numunenin de kendilerine verildiği, alınan numunenin Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) uluslararası standartlara uygun laboratuvarlarında incelendiği, davacı şirket hakkında adli yargı yerlerinde açılmış ve savcılıklara intikal etmiş birçok soruşturma olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdarî ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından, bozma kararına uyularak İdarî Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’NUN DÜŞÜNCESİ : Danıştay Onüçüncü Dairesince, davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptaline dair verilen karar, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 13/12/2017 gün ve E:2015/2350, K:2017/4267 sayılı kararıyla bozulmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesine göre Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, temyiz incelemesi sonucu bozulan kararlar üzerine, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarının kararlarına uyulması zorunludur.
Açıklanan nedenle, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına uyularak, bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi, yukarıda anılan Yasa hükmü gereği olduğundan, anılan Kurul kararında belirtilen gerekçeyle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Dairemizin dava konusu işlemin iptali yolundaki 29/09/2014 tarih ve E:2009/3563, K:2014/3015 sayılı kararının Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu’nun 13/12/2017 tarih ve E:2015/2350, K:2017/4267 sayılı kararıyla bozulması ve davacının karar düzeltme isteminin de İdarî Dava Daireleri Kurulu’nun 13/06/2019 tarih ve E:2018/2177, K:2019/3048 sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine işin gereği yeniden görüşüldü:
24/12/2017 tarih ve 30280 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 72. maddesiyle 4634 sayılı Şeker Kanunu’na eklenen Ek-1. maddesinde, “Mevzuatta Şeker Kurumu’na ve Şeker Kurulu’na yapılmış olan atıflar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na yapılmış sayılır.”; 73. maddesiyle eklenen Geçici 9. maddesinde ise, “Şeker Kurumu bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte başkaca bir işleme gerek kalmaksızın kapatılmıştır. Kapatılan Şeker Kurumu’nun taraf olduğu davalar ve icra takiplerinde Bakanlık kendiliğinden taraf sıfatını kazanır.” kuralına yer verildiğinden, kapatılan Şeker Kurumu’nun yerine Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın davalı sıfatıyla bakılan davada taraf olduğu; ancak 10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın, Tarım ve Orman Bakanlığı adı altında yeniden yapılandırılmış olduğu anlaşıldığından, mülga Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yerine Tarım ve Orman Bakanlığı’nın davalı konumda olduğu görülerek esasın incelenmesine geçildi.

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davalı idare tarafından Van ilinde yapılan incelemeler kapsamında davacı şirketin de incelemeye tabi tutulduğu, yapılan denetimde, davacı şirketin depolarında …markalı 25 kilogramlık torbalarda 4.750 kg küp şeker bulunduğu, bu şekerden alınan numunelerin karbon izotop oranlarının belirlenmesi için TÜBİTAK’a gönderildiği, TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü tarafından yapılan analiz sonucuna göre …markalı 4.750 kg şekeri temsil eden numunenin pancar şekeri olmayıp yurt dışında üretilen kamış şekeri olduğunun tespit edilmesi üzerine 4634 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 5. fıkrası uyarınca davacı şirkete idarî para cezası uygulandığı, anılan kararın iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dairemizin 29/09/2014 tarih ve E:2009/3563, K:2014/3015 sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, anılan kararın davalı idare tarafından temyiz edildiği, Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu’nun 13/12/2017 tarih ve E:2015/2350, K:2017/4267 sayılı kararı ile; “Dosyanın incelenmesinden; kaçak şekerle mücadele kapsamında Van ili, Merkez ve Başkale ilçesinde şeker üretimi ve kristal şeker ambalajlama faaliyetinde bulunan şirketler nezdinde yapılan incelemeler çerçevesinde davacı şirket stoklarında bulunan şekerlerden numuneler alınarak TÜBİTAK’a analiz için gönderildiği, anılan Kurumca yapılan analiz sonucu numunelerin bir kısmının pancar şekeri olmadığı, yurt dışında üretilen kamış şekeri olduğu yolunda rapor düzenlendiği, yapılan bu tespite bağlı olarak A ve B kotası dışında temin edilen şekerin iç piyasada satılmasına yönelik eylemler nedeniyle idari para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu kararın verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, usulüne uygun olarak alınan numunelerin, TÜBİTAK nezdinde yapılan analizinde pancar şekeri olmayıp, şeker kamışından üretildiğinin bilimsel olarak saptandığı ve Türkiye’de kota kapsamında şeker üreten üreticiler tarafından kamış şekeri üretimi yapılmadığı hususu dikkate alındığında, davacı şirket tarafından deposunda bulundurmak suretiyle kamış şekerinin iç piyasaya satışa sunulduğu ve 4634 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 5. fıkrasında belirtilen fiilin gerçekleştiği sonucuna ulaşıldığından, davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle davalı idarenin temyiz isteminin kabul edilerek Dairemiz kararının bozulmasına karar verildiği, davacının karar düzeltme isteminin de İdarî Dava Daireleri Kurulu’nun 13/06/2019 tarih ve E:2018/2177, K:2019/3048 sayılı kararıyla reddedildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihaî kararlarının Danıştay’da temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, İdarî Dava Daireleri Kurulu’nun, idarî dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği; 2577 sayılı Kanun’un 49/4 ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmayıp, Danıştay İdarî ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Aktarılan kanun hükümlerine göre, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdarî ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından, bozma kararına uyularak İdarî Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve davacı tarafından yapılan toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı idare tarafından yapılan toplam …-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
3. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.