Danıştay Kararı 13. Daire 2019/3906 E. 2023/1047 K. 08.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/3906 E.  ,  2023/1047 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/3906
Karar No:2023/1047

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Özel Sağlık ve Turizm Hizmetleri Ticaret A.Ş.
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Eskişehir ili, Odunpazarı ilçesi, … Mahallesi, … Sokak – … Sokak kesişeninde bulunan kafeteryanın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulü ile 3 yıllığına kiralanmasına ilişkin 13/06/2019 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; belediyelerin tasarrufu altındaki yerlerin kiralanmasına ilişkin ihalelerin 2886 sayılı Kanun uyarınca yapılacağı, ihalenin ilanından evvel ihale şartnamesinin hazırlanması gerektiği, kiralanacak taşınmazın bedel tespitinin idare tarafından yapılacağı veya yaptırılacağı, fiyatların ticaret odası, sanayi odası, borsa gibi kuruluşlardan veya bilirkişilerden soruşturulabileceği, artırmalarda uygun bedelin, tahmin edilen bedelden aşağı olmamak üzere teklif edilen bedellerin en yükseği olduğu;
Uyuşmazlıkta, ihale kararının alınmasından sonra usulüne uygun olarak ihale ilanına çıkıldığı, ihaleye ilişkin dokümanlarda rekabeti ve katılımı engelleyen herhangi bir şart bulunmadığı, muhammen bedelin usulüne uygun olarak belirlendiği, 2886 sayılı Kanun uyarınca yapılan ihalelerde kamu yararının sağlanması gerektiği, dolayısıyla davacı tarafından ileri sürülen ihale bedelinin fahiş olarak belirlendiği iddiasına itibar edilemeyeceği, ihalenin gerçekleştirilmesinden evvel teknik koşulların yerine getirildiği, diğer yandan, davacının ihale konusu kafeteryadan tahliye edilmesine ilişkin işleminin bakılan davanın konusunu teşkil etmediği, davacı şirketle yapılan önceki ihaleye ilişkin sözleşmede sözleşme süresinin açıkça belirtildiği, davacı tarafa yeniden ihaleye çıkılacağına ilişkin herhangi bir ihtarname gönderilme zorunluluğunun bulunmadığı, öte yandan aylık muhammen bedeli 7.000,00-TL olarak tespit edilen ihalenin, 30.000,00-TL teklifte bulunan istekli üzerinde bırakıldığı anlaşıldığından, dava konusu ihalede hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, ihale yapılacağına ilişkin kendisine bildirimde bulunulmadığı, ihaleye katılımının engellendiği, hâlihazırda taşınmazda kiracı olduğu, Borçlar Kanunu’nda sayılan tahliye şartlarının oluşmadığı, taşınmazın tahliyesi için ihtarname gönderilmesi gerektiği hâlde gönderilmediği, ihale şartnamesinin hukuka aykırı ve eksik olduğu, ihale öncesinde şirket yetkililerinin idare ile yaptığı görüşmede ihale yapılmayacağının söylenilmesine rağmen ihaleye çıkıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, davacı şirketle imzalanan bir önceki kira sözleşmesinin yasal süresinin 21/07/2019 tarihinde sona erdiği, davacı tarafa tahliye tebligatı yapıldığı, kafeteryanın tamamen boşaltıldığı, boşaltma esnasında taşınmaza zarar verenler hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, dava konusu ihalenin 13/06/2019 tarihinde yapıldığı, ihale kararı alınmasından sonra ihalenin usulüne uygun olarak ilan edildiği, açık teklif usulü ihalelerde davet etme şartının bulunmadığı, ihaleye toplamda altı isteklinin iştirak ettiği, fakat davacının ihaleye katılmadığı, ihalenin en yüksek teklifi veren istekli üzerinde kaldığı, bir önceki kira süresinin sözleşmede yer alan hüküm gereğince ayrıca ihtarda bulunmaya gerek kalmadan belirlenen süre bitiminde sona erdiği, davacı ile imzalanan önceki kira sözleşmesinin devam edeceğinden bahsedilemeyeceği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 08/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava, Odunpazarı Belediye Başkanlığı’nca, Eskişehir ili, Odunpazarı ilçesi, … Mahallesi, … Sokak – … Sokak kesişeninde bulunan kafeteryanın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulü ile 3 yıllığına kiralanmasına ilişkin 13/06/2019 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin iptali istemiyle açılmıştır.
10/09/1983 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1. maddesinde, “Genel bütçeye dâhil dairelerle katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işleri bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütülür.”; “İlkeler” başlıklı 2. maddesinde, “Bu Kanunun yürütülmesinde, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması esastır. …”;
“İhale usullerinin neler olduğu” başlıklı 35. maddesinde, “Bu Kanun’un 1. maddesinde yazılı işlerin ihalelerinde aşağıdaki usuller uygulanır: a) Kapalı teklif usulü, b) Belli istekliler arasında kapalı teklif usulü, c) Açık teklif usulü, d) Pazarlık usulü, e) Yarışma usulü. İşin gereğine göre bu usullerden hangisinin uygulanacağı, bu Kanun hükümlerine uyularak idarelerince tespit edilir.”;
75. maddesinin 3. fıkrasında, “Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi hâlinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edilir. Aksi hâlde ecrimisil alınır.”; 4. fıkrasında, “İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.” kurallarına yer verilmiştir.
13/07/2005 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde, “mahalli müşterek nitelikteki hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde taşınmaz almak, kamulaştırmak, satmak, kiralamak veya kiraya vermek, trampa etmek, tahsis etmek, bunlar üzerinde sınırlı ayni hak tesis etmek,” belediyenin yetki ve imtiyazları arasında sayılmış; aynı maddenin 6. fıkrasında, 2886 sayılı Kanun’un 75. maddesi hükümlerinin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı düzenlenmiş; 18. maddesinde, taşınmaz malların üç yıldan fazla kiralanmasına karar vermek belediye meclisinin; 34. maddesinde, süresi üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek belediye encümeninin görev ve yetkileri arasında yer almıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 04/02/2011 tarih ve 27836 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesi gereğince 18/05/1955 tarih ve 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Bu düzenleme ile 01/07/2012 tarihinden sonra da Türk Borçlar Kanunu’nun kiraya ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
6098 sayılı Kanun’un 299. ve devamındaki maddelerde “kira akdi” düzenlenmiş, 299. maddesinde, “Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmış; “Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarını” düzenleyen 339. maddesinde, “Konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin hükümler, bunlarla birlikte kullanımı kiracıya bırakılan eşya hakkında da uygulanır. Ancak bu hükümler, niteliği gereği geçici kullanıma özgülenmiş taşınmazların altı ay ve daha kısa süreyle kiralanmalarında uygulanmaz. Kamu kurum ve kuruluşlarının, hangi usul ve esaslar içinde olursa olsun yaptıkları bütün kira sözleşmelerine de bu hükümler uygulanır.” kuralı getirilmiştir.
Ayrıca yeni Türk Borçlar Kanunu’nun 347. ve devamı maddelerinde, konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşmenin sona ermesi düzenlenmiş, 347. maddedeki, “Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.” şeklindeki kurala göre on yıldan önce sözleşme süresinin sonunda 15 gün önceden bildirimde bulunmak kaydıyla sadece kiracıya bildirim yoluyla fesih hakkı tanınmış iken, bu hak kiraya verene verilmemiş, ancak on yıllık uzama süresi sonunda kiraya verenin, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebileceği emredici bir şekilde düzenlenmiş olup, sözleşme ile aleyhe bir şekilde değiştirilmesi mümkün değildir.
Aktarılan kurallardan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “genel kanun” ve yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 2886 sayılı Kanun’a ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre “sonraki kanun” niteliğinde olduğu, 2886 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılan kira ihalesinin bir sözleşmeye bağlanması gerektiği ve kiracı ile belediye başkanı veya yetkilendirdiği kişi arasında yapılan kira akdinin özel hukuk hükümlerine tâbi olduğu, 6098 sayılı Kanun’un 339. maddesi gereği, kamu kurum ve kuruluşlarının, hangi usul ve esaslar içinde olursa olsun yaptıkları bütün kira sözleşmelerine de Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanacağı anlaşılmaktadır.
Lex posterior ilkesi (sonraki kanun ilkesi) gereğince; normlar hiyerarşisinde aynı düzeyde yer alan ve birbiriyle çatışan iki kuralın varlığı durumunda sonraki tarihte kabul edilmiş kural esas alınır.
Dosyanın incelenmesinden, kafeterya olarak kullanılan taşınmazın Odunpazarı Belediyesi tarafından 21/07/2016 tarihinden 21/07/2019 tarihine kadar 3 yıl süreyle davacıya kiralandığı, taşınmazın kira süresinin dolduğundan bahisle 13/06/2019 tarihinde gerçekleştirilen dava konusu ihale ile başka bir şahsa kiraya verilmesi üzerine davacı tarafından, ihalenin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla, kiralamanın başlangıcından itibaren 6098 sayılı Kanun’da kiralayana verilen süre bitimi nedeniyle tahliye hakkına ilişkin 10 yıllık sürenin dolmadığı, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren ve “sonraki kanun” niteliğinde olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu gereğince geçerli ve uzayan bir kira sözleşmesinin bulunduğu, dolayısıyla kira sözleşmesinin süresinin bittiğinden bahisle taşınmazın yeniden ihaleye çıkılarak kiralanmasına yönelik işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı anlaşıldığından, temyize konu Mahkeme kararının bozulması ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.