Danıştay Kararı 13. Daire 2019/3769 E. 2020/2777 K. 26.10.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/3769 E.  ,  2020/2777 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3769
Karar No : 2020/2777

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : … Başkanlığı’nın 10/09/2019 tarih ve 124709 sayılı yazısıyla bildirilen, … A.Ş.’ye ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazların özelleştirilmesine yönelik satış ihalelerinin iptaline ilişkin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 03/09/2019 tarih ve 123834 sayılı işleminin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Taşınmazların özelleştirilmesine yönelik satış ihalelerinde en yüksek teklifin kendisi tarafından verildiği, ihalelerde rekabetin sağlandığı, ihalelerin gerekçe gösterilmeksizin iptal edildiği, aynı tarihlerde yapılan diğer parsellere ilişkin ihalelerin ise davalı idarece iptal edilmediği ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI : Davacının İhale Şartnamesi’nde yazılı tüm hususları bilerek ve kabul ederek ihaleye teklif verdiği, ihale komisyonu kararlarının idare tarafından onaylanması aşamasında, idarece takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanılarak karar verildiği, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’UN DÜŞÜNCESİ : Dava, … Holding A.Ş.’ye ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada; … parseldeki 16.878,81 m2 taşınmazın 3/5 hissesine karşılık gelen 10.127,28 m2 ; … parseldeki 4.165,65 m2 yüzölçümlü taşınmazın 3/5 hissesine karşılık gelen 2.499,39 m2; 136 parseldeki 7.557,73 m2 yüzölçümlü taşınmazın 3/5 hissesine karşılık gelen 4.534,64 m2; … parseldeki 5.947,26 m2 yüzölçümlü taşınmazın 3/5 hissesine karşılık gelen 3.568,36 m2 yüzölçümlü taşınmazların özelleştirilmesini teminen 05/04/2018-07/05/2018 tarihleri arasında çıkılan ihalelerinin iptaline ilişkin işlemin iptali istemi ile açılmıştır.
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesinin işlem tarihindeki (A) fıkrasında, bu Kanun’un amacının, bu maddede “kuruluş” adı ile anılacak olan; genel ve katma bütçeli idareler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların ve kamu iktisadi teşebbüslerinden kamu iktisadi kuruluşlarının gördükleri kamu hizmetleri ile doğrudan doğruya ilgili olmayan varlıklarının ve iştiraklerindeki paylarının ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmesine ilişkin esasları düzenlemek olduğu; 2. maddesinde, özelleştirme uygulamalarında esas alınacak ilkeler düzenlenerek, 1. fıkrasının (b) bendinde, “Kuruluşların özelliklerine ve içinde bulundukları şartlara göre özelleştirme yöntemlerinin belirlenmesi” ilkesinin esas alınacağı; maddenin son fıkrasında, Kanun’daki amaç ve ilkeler doğrultusunda alınacak kararlarda öncelikler ile bunların tâbi olacağı özelleştirme uygulamalarına ilişkin esas ve usullerin, kuruluşların nitelikleri ve ülke ekonomisinin gerektirdiği şartlar da dikkate alınarak Özelleştirme Yüksek Kurulu’nca belirleneceği kurala bağlanmış; 3. maddesinin 2. fıkrasında Kurul’un görevleri sayılarak, (a) bendinde, Kanun’un 1. maddesinde sayılan kuruluşların özelleştirme kapsam ve programına alınmasının, (c) bendinde, kuruluşların, satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukukî tasarruflar ile devredilmelerine ilişkin özelleştirme yöntemlerinden hangisi ile özelleştirileceğini belirlemenin, (d) bendinde, özelleştirme programına alınan kuruluşların “satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflarla gerçek ve/veya özel hukuk tüzel kişilerine devredilmesi” yöntemleriyle yapılan ihaleler sonucunda ihale komisyonlarınca verilen nihaî kararları onaylama yetkisinin, Kurul’un görevleri arasında olduğu; son fıkrasında ise, Kurul’un hizmetin ifası için yarar gördüğü hâllerde parasal sınırları ile usul ve esaslarını açıkça belirlemek kaydıyla bu maddenin (d) ve (g) bentlerinde yazılı konularda Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na yetki verebileceği belirtilmiştir.
Dava konusu taşınmazların özelleştirilmesine ilişkin İhale Şartnameleri’nin “İhalenin Onayı” başlıklı 3. maddesinde, ihale komisyonu tarafından ihale sonucunda verilen nihai satış kararının İdare veya Kurul’un onayına sunulacağı, sözleşmenin imzalanmasının İdare veya Kurul’un vereceği karara bağlı olacağı, teklif sahibi/alıcının İdare veya Kurul kararının çıkmaması veya gecikerek çıktığı bahsi ile zarar, ziyan ve benzeri ad altında herhangi bir talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt ettiği, ihalenin, İdare ve Kurul tarafından onaylandıktan sonra kesinleşeceği ve ihale sonuçlarının Resmî Gazete’de yayımlanacağı; “İhale Serbestisi” başlıklı 19. maddesinde, idarenin, ihale işlemlerini 4046 sayılı Kanun çerçevesinde yürüttüğü, ihalenin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na tâbi olmadığı ve idarenin ihaleyi yapıp yapmamakta, iptal etmekte serbest olduğu kurala bağlanmıştır.
4046 sayılı Kanun’a göre, Kanun’da “kuruluş” olarak sayılan genel ve katma bütçeli idarelerin gördükleri kamu hizmetleri ile doğrudan doğruya ilgili olmayan varlıklarının, Kurul’ca, belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmesi yoluna gidilebileceği, genel bütçeli idarelerin gördükleri kamu hizmeti ile doğrudan doğruya ilgili olmayan varlıklarının mülkiyet devri suretiyle özelleştirilmesinin mümkün olduğu ve yapılan ihaleler sonucunda ihale komisyonunca verilen nihaî kararları onaylama yetkisini haiz olan Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun, hizmetin ifası için yarar gördüğü hâllerde, parasal sınırları ile usul ve esaslarını açıkça belirlemek kaydıyla Kanun’un 3. maddesinin 2. fıkrasının (d) ve (g) bentlerlerine ilişkin konularda Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na (İdare) yetki verebileceği; ihale şartnamesi uyarınca, ihale komisyonu kararlarının İdare veya Kurul tarafından onaylanmasından sonra kesinleşeceği anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, özelleştirme ihalelerinde, Kurul veya İdare’nin ihale komisyonunca verilen nihai kararları onaylama/onaylamama konusunda takdir yetkisi bulunmakta olup, bu yetki kullanılırken hukuken geçerli seçenekler arasından tercihte bulunulması ve işlemin yapılıp yapılmaması noktasında makûl ve meşru sebepler dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, Kurul veya İdare’ye ihaleyi onaylama ya da onaylamayarak iptal etme konusunda tanınan yetki, ihale işlemlerinin sırf mevzuata uygunluğunu denetlemeye yönelik olmayıp, aynı zamanda ihale konusu işin özelliklerini, benzer işlere ilişkin diğer ihalelerin sonuçlarını ve ihalede oluşan fiyatın piyasa şartlarına uygun olup olmadığını en iyi bilebilecek durumda bulunması nedeniyle İdare’nin (Kurul tarafından yetki verilmesi hâlinde), yerindelik denetimi yaparak idare menfaatini koruması amacıyla düzenlenmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; söz konusu taşınmazların 4046 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde “satış” yöntemi ve “pazarlık usulü” uygulanmak suretiyle 05/04/2018-07/05/2018 tarihleri arasında ihaleye çıkıldığı, her bir ihale için aralarında davacının da bulunduğu üç adet teklif alındığı, ihale komisyonunun 25/05/2018 tarih ve 03 sayılı kararıyla taşınmazların, belirlenen referans değerlerin üzerinde tek teklif veren davacıya satışına karar verildiği, ancak Başkanlık Makamının … tarih ve … sayılı Oluruyla anılan ihalelere ilişkin olarak ihale komisyonunun 25/05/2018 tarih ve 03 sayılı kararının onaylanmamasına, ihalelerin iptaline ve geçici teminatların iadesine karar verildiği ve bu kararın dava konusu işlemle davacıya bildirildiği anlaşılmaktadır.
Başsavcılığın E:2009/3769 sayılı istem yazısı ile, davalı idareden; takdir yetkisinin ihalelerin iptali yönünde kullanılmasının somut gerekçesinin bildirilmesi, bahse konu taşınmazların özelleştirilmesine yönelik ihale işlem dosyalarının gönderilmesi, davacı tarafından dava dilekçesinde, aynı yere (145 ada) ilişkin olarak aynı tarihte yapılan diğer parsellere yönelik ihalelerin iptal edilmediği öne sürüldüğünden, diğer taşınmazların özelleştirilmesine yönelik satış ihalelerine ilişkin değerleme raporları ve ihale tutanaklarının da yer aldığı ihale işlem dosyalarının gönderilmesi; 145 adadaki diğer taşınmazlar ile davaya konu taşınmazların özelliklerini (fiziksel ve yapısal özellikleri, koınumu ve çevre özellikleri vb.) içeren bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenilmiş, davalı idare tarafından verilen cevapta; dava dilekçesinde, aynı yerdeki … adaya ilişkin olarak aynı tarihte yapılan diğer parsellere yönelik ihalelerin iptal edilmediği öne sürülmekte ise de, idareleri tarafından … Holding A.Ş.’ye ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada …, …, … ve … numaralı davaya konu parseller dışında herhangi bir parselin ihale ilanı söz konusu olmadığından, onaylanan herhangi bir komisyon kararı ve satışı yapılan bir taşınmazın da bulunmadığı; söz konusu birbirine sınır parsellerin “tarla” vasfında olduğu ve üzerinde herhangi bir yapılaşma bulunmadığı, parsellerin yakınında da yapılaşmanın az olduğu ve çevresinde tarım arazilerinin yer aldığı ifade edilmiştir.
Bu itibarla, her ne kadar takdir yetkisinin ihalelerin iptali yönünde kullanılmasının somut gerekçesi yönünden bir açıklama yapılmamış ise de; davalı idarece, … Holding A.Ş.’ye ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada …, …, … ve … numaralı taşınmazların özelleştirilmesini teminen satış ihalesine çıkıldığı, davaya konu parseller dışında herhangi bir parselin ihale ilanı söz konusu olmadığından, onaylanan herhangi bir komisyon kararı ve satışı yapılan bir taşınmazın bulunmadığı, söz konusu ihalelerde belirlenen referans değerin üzerindeki tek teklifin davacı tarafından verildiği, diğer bir anlatımla, anılan ihalelerde referans değerin üzerinde teklifin yalnızca davacı tarafından verildiği, diğer iki teklif sahibinin tekliflerinin referans değerin altında kaldığı hususları ile idarenin takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında subjektif ve keyfi amaçlar doğrultusunda kullandığına ilişkin olarak dosya içeriğinde herhangi bir bilgi ve belge de bulunmadığı dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
… Holding A.Ş.’ye ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, …, …, … ve … parseldeki taşınmazların 3/5 hisseye karşılık gelen kısımlarının özelleştirilmesini teminen ihaleye çıkılmıştır.
Söz konusu taşınmazların ihalelerine ilişkin komisyon kararları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın onayına sunulmuş, Başkanlığın 03/09/2019 tarih ve 123834 sayılı kararıyla söz konusu ihalelerin iptaline karar verilmiş, bunun üzerine 25/05/2018 tarih ve 3 sayılı ihale komisyonu kararlarında en yüksek teklifi veren davacı tarafından anılan işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinde, bu Kanun’un amacının, bu maddede sayılan kuruluşların, ekonomide verimlilik artışı, kamu giderlerinde azalma sağlamak ve Hazineye ait taşınmazları değerlendirmek suretiyle kamuya gelir elde etmek için özelleştirilmesine ilişkin esasları düzenlemek olduğu; 2. maddesinde, özelleştirme uygulamalarında esas alınacak ilkeler düzenlenerek, 1. fıkrasının (b) bendinde, “Kuruluşların özelliklerine ve içinde bulundukları şartlara göre özelleştirme yöntemlerinin belirlenmesi” ilkesinin esas alınacağı; maddenin son fıkrasında, Kanun’daki amaç ve ilkeler doğrultusunda alınacak kararlarda öncelikler ile bunların tâbi olacağı özelleştirme uygulamalarına ilişkin esas ve usullerin, kuruluşların nitelikleri ve ülke ekonomisinin gerektirdiği şartlar da dikkate alınarak Özelleştirme Yüksek Kurulu’nca belirleneceği kurala bağlanmış; 3. maddesinin 2. fıkrasında Kurul’un görevleri sayılarak, (a) bendinde, Kanun’un 1. maddesinde sayılan kuruluşların özelleştirme kapsam ve programına alınmasının, (c) bendinde, kuruluşların, satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukukî tasarruflar ile devredilmelerine ilişkin özelleştirme yöntemlerinden hangisi ile özelleştirileceğini belirlemenin, (d) bendinde, özelleştirme programına alınan kuruluşların “satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflarla gerçek ve/veya özel hukuk tüzel kişilerine devredilmesi” yöntemleriyle yapılan ihaleler sonucunda ihale komisyonlarınca verilen nihaî kararları onaylama yetkisinin, Kurul’un görevleri arasında olduğu; son fıkrasında ise, Kurul’un hizmetin ifası için yarar gördüğü hâllerde parasal sınırları ile usul ve esaslarını açıkça belirlemek kaydıyla bu maddenin (d) ve (g) bentlerinde yazılı konularda Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na yetki verebileceği belirtilmiştir.
… ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazların özelleştirilmesine ilişkin İhale Şartnamelerinin “İhalenin Onayı” başlıklı 3. maddesinde, komisyon tarafından ihale sonucunda verilen nihai satış kararının İdare veya Kurul’un onayına sunulacağı, sözleşmenin imzalanmasının İdare veya Kurul’un vereceği karara bağlı olacağı, teklif sahibi/alıcının İdare veya Kurul kararının çıkmaması veya gecikerek çıktığı bahsi ile zarar, ziyan ve benzeri ad altında herhangi bir talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt ettiği, ihalenin, İdare ve Kurul tarafından onaylandıktan sonra kesinleşeceği ve ihale sonuçlarının Resmî Gazete’de yayımlanacağı; “İhale Serbestisi” başlıklı 19. maddesinde, idarenin, ihale işlemlerini 4046 sayılı Kanun çerçevesinde yürüttüğü, ihalenin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na tâbi olmadığı ve idarenin ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbest olduğu kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
4046 sayılı Kanun’a göre, özelleştirme kapsam ve programına alınan kuruluşların varlıklarının, Kurul’ca, belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde, satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri ayni haklarının tesisi ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflarla gerçek ve/veya özel hukuk tüzel kişilerine devredilmesi yöntemleriyle özelleştirilmelerinin, ekonomide verimlilik artışı, kamu giderlerinde azalma sağlamak ve Hazineye ait taşınmazları değerlendirmek suretiyle kamuya gelir elde etme amaçlarıyla yapılabileceği ve bu kapsamda yapılan ihaleler sonucunda ihale komisyonunca verilen nihaî kararları onaylama yetkisini haiz olan Kurul’un, hizmetin ifası için yarar gördüğü hâllerde, parasal sınırları ile usul ve esaslarını açıkça belirlemek kaydıyla Kanun’un 3. maddesinin 2. fıkrasının (d) ve (g) bentlerlerine ilişkin konularda Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na (İdare) yetki verebileceği; ihaleye konu taşınmazlara ait İhale Şartnameleri uyarınca, ihale komisyonu kararlarının İdare veya Kurul tarafından onaylanmasından sonra kesinleşeceği anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, özelleştirme ihalelerinde, Kurul veya İdare’nin ihale komisyonunca verilen nihai kararları onaylama/onaylamama konusunda takdir yetkisi bulunmakta olup, bu yetki kullanılırken hukuken geçerli seçenekler arasından tercihte bulunulması ve işlemin yapılıp yapılmaması noktasında makûl ve meşru sebepler dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, ihaleyi onaylama ya da onaylamayarak iptal etme konusunda tanınan yetki, ihale işlemlerinin sırf mevzuata uygunluğunu denetlemeye yönelik olmayıp, aynı zamanda ihale konusu işin özelliklerini, benzer işlere ilişkin diğer ihalelerin sonuçlarını ve ihalede oluşan fiyatın piyasa şartlarına uygun olup olmadığını en iyi bilebilecek durumda bulunması nedeniyle İdare’nin (Kurul tarafından yetki verilmesi hâlinde), yerindelik denetimi yaparak idare menfaatini koruması amacıyla düzenlenmiştir.
Bu itibarla, hem hukuka uygunluk ve hem de yerindelik denetimi yapılarak bu konuda alınan idari kararın yargısal denetimi de özellik göstermektedir. Başka bir anlatımla, 4046 sayılı Kanun’da ihale komisyonu kararlarını onaylama zorunluluğu getirilmemesi nedeniyle, idareye tanınan yetkinin onaylamama yönünde kullanılması hâlinde, bu yetkinin kamu yararına kullanıldığının ispatı bakımından, hukuken kesin delil niteliği taşıyan belgelere dayanılması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Bu nedenle, ihale iptali işleminin idari davaya konu edilmesi hâlinde, gerek davalı idarenin yapacağı açıklamalar ve sunduğu belgeler ve gerekse re’sen yapılacak araştırma sonucunda elde edilen bulgular işlemde kamu yararına aykırılık bulunmadığını ortaya koyar nitelikte ise idarece somut belge sunulmadığından bahisle ihale iptali işleminin yargı yerince iptal edilmemesi gerekir.
Bu bağlamda, ihale komisyonu kararlarının Kurul veya İdare tarafından onaylanması aşamasında, idarece takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanılması gerektiği açık olup, bu yetki kullanılırken hukuken geçerli seçenekler arasından tercihte bulunulması ve ihalenin yapılıp yapılmaması noktasında makûl ve meşru sebepler dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir. İhale işlemleri bakımından takdir yetkisinin denetiminde temel ihale ilkelerinin gözetilmesi ve hukukî güvenirlik, idari istikrar gibi ilkelerin de dikkate alınması gerektiği kuşkusuzdur.
Danıştay Başsavcılığı’nın E:2019/3769 sayılı istem yazısı ile davalı idareden, takdir yetkisinin ihalelerin iptali yönünde kullanılmasının somut gerekçesinin bildirilmesi; ihaleye konu taşınmazların özelleştirilmesine yönelik satış ihalelerine ilişkin değerleme raporları ile ihale tutanaklarının da yer aldığı ihale işlem dosyalarının gönderilmesi; davacı tarafından, aynı tarihte gerçekleştirilen ve ihale konusu adada bulunan diğer parsellere yönelik ihalelerin iptal edilmediği iddia edildiğinden, söz konusu taşınmazların özelleştirilmesine yönelik satış ihalelerine ilişkin değerleme raporları ve ihale tutanaklarının da yer aldığı ihale işlem dosyalarının gönderilmesi; 145 adadaki diğer taşınmazlar ile davaya konu taşınmazların özelliklerini (fiziksel ve yapısal özellikleri, konumu ve çevre özellikleri vb.) içeren bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenilmiş; davalı idarenin cevabî yazısında, ihalelerin kamu yararı amacıyla iptal edildiği, … Holding A.Ş.’ye ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazlar dışında herhangi bir parselin ihale ilanının söz konusu olmadığı, onaylanan herhangi bir komisyon kararı ve satışı yapılan bir taşınmazın da bulunmadığı, ihaleye konu parsellerin “tarla” vasfında olduğu ve üzerinde herhangi bir yapılaşma bulunmadığı, parsellerin yakınında da yapılaşmanın az olduğu ve çevresinde tarım arazilerinin yer aldığı açıklamasına yer verilmiş, ihalelere ilişkin değer tespit komisyonu kararları ile ihale komisyonu kararları yazı ekinde gönderilmiştir.
Bu itibarla, uyuşmazlığa konu ihalelerde, sadece davacı tarafından referans alınan değere yakın teklif verildiği, diğer iki istekli tarafından söz konusu değerin çok altında teklif verildiği, idarenin takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında subjektif ve keyfi amaçlar doğrultusunda kullandığına ilişkin olarak dosya içeriğinde herhangi bir bilgi ve belge de bulunmadığı hususları dikkate alındığında, ihalelerin iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 26/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.