Danıştay Kararı 13. Daire 2019/346 E. 2019/3943 K. 02.12.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/346 E.  ,  2019/3943 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/346
Karar No:2019/3943

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1. TMMOB Mimarlar Odası
VEKİLİ : Av. …
2. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
3. …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1. … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
Av. …
2. … Su ve Atıksu İdaresi (…) Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesinde ”…, … Çayı ve … Çayı Taşkın ve Rüsubat Kontrolü Kısmi Ön ve Kati Projeleri ile İhale Dokümanının Hazırlanması İşi” kapsamında hazırlanmakta olan projelere ilişkin olarak nehrin Akdenize deşarj noktasından membaya doğru olan 750 metrelik bölümünün ihaleye çıkarılmasına ilişkin … Genel Müdürlüğü’nün 22/06/2017 tarih ve 217 sayılı işlemi ile söz konusu ihalenin … Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılmasına dayanak olarak gösterilen … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 22/05/2017 tarih ve 24733 sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; dava konu işlemle gerçekleşen ihale sonucunda ihalenin … İnş. Mad. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … iş ortaklığı üzerinde kaldığı, komisyon kararının onaylanarak 03/10/2017 tarihinde iş sözleşmesinin imzalandığı, 09/10/2017 tarihinde ihaleyi alan iş ortaklığına yer tesliminin yapıldığı, davalı belediyenin dosyaya sunduğu fotoğraflara göre iş tanıtım ve işe başlama levhalarının 20/10/2017 tarihinde herkes tarafından mecburi geçiş güzergâhı olarak kullanılan … Köprüsü’ne yerleştirildiği, yine 21/10/2017 tarihli yerel gazetelerde yer alan görsellerde söz konusu alanda iş makinalarının çalışmakta olduğu ve iş tanıtım ve işe başlama levhalarının çalışma alanındaki farklı mevkilere yerleştirilmiş olduğunun görüldüğü, daha önce gerek yazılı ve görsel medyada gerekse sosyal paylaşım sitelerinde dava konusu projeye eleştiriler getiren tüm davacıların yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı dava konusu işlemden haberdar olmamalarının hayatın olağan akışına uygun olmayacağının kabulü gerektiği; her ne kadar, bir kısım davacılar vekili Av. … tarafından 20/12/2017 tarihinde davalı … Genel Müdürlüğü’ne başvuru yapılarak proje sahasına ilişkin bir idari işlem olup olmadığının sorulduğu, davalı … Genel Müdürlüğü tarafından başvuruya karşı verilen 04/01/2018 tarihli cevabi yazının 09/01/2018 tarihinde başvurucu Av. …’a tebliği üzerine, dava konusu işlemlerin öğrenme tarihinin 09/01/2018 olduğu belirtilerek 09/03/2018 havale tarihli dava dilekçesi ile açılan davanın süresinde olduğu ileri sürülmüş ise de, başvuran Av. …’un herhangi bir vekâlet ilişkisine girmeden ve başvurusunda herhangi bir makam veya mercii temsil ettiğini belirtmeden kendi nam ve hesabına başvuru yaptığının görüldüğü, başvuru dilekçesinin bir kısmında neticeden … Barosu’na bilgi verilmesinin istenilmiş olduğu görülse de, Mahkemelerinde açılan davada hem Av. …’un hem de … Barosu’nun taraf sıfatına sahip olmadığı görüldüğünden, davacılar tarafından bu konuda ileri sürülen iddiaların geçerli görülmediği; bu durumda, davacıların dava konusu işlemin varlığından iş tanıtım ve işe başlama levhalarının yerleştirildiği 20/10/2017 tarihinde haberdar olduğunun kabulü ile, davanın bu tarihten itibaren 60 gün içinde açılması gerekirken, 09/03/2018 tarihinde açılan işbu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, dava konusu işlemin hiçbir yerde ilan edilmediği, delil olarak sunulan gazete haberlerinde projenin hangi karara dayandığının belirtilmediği, işlemin açık olarak bilindiğinin kabul edilemeyeceği, levhalarda hiçbir ayrıntının yer almadığı, proje ve işlemin bilinmesinin mümkün olmadığı, öğrenme tarihinin … Genel Müdürlüğü’ne yapılan başvuruya karşı gelen cevapla başladığının kabulü gerektiği, başvurucunun avukat unvanını kullandığı, başvurunun vekâletle yapılmasının zorunlu olmadığı, başvurunun şahsi başvuru olarak nitelendirilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idareler tarafından, davacıların idareye yaptığı bir başvurunun bulunmadığı, davacıların 09/01/2018 tarihinden çok önce dava konusu karardan ve içeriğinden ayrıntılı olarak haberdar oldukları, davacıların dava dilekçesinde beyan ettikleri tarihin esas alınmasının kabulünün mümkün olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
… Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 22/05/2017 tarih ve 24733 sayılı yazısı ile, … ili, … ilçesinde ”…, … Çayı ve … Çayı Taşkın ve Rüsubat Kontrolü Kısmi Ön ve Kati Projeleri ile İhale Dokümanının Hazırlanması İşi” kapsamında hazırlanmakta olan projelerdeki, nehrin Akdenize deşarj noktasından membaya doğru olan ilk 750 metrelik bölümünün ihaleye esas olarak hazırlanması ve ihaleye edilerek her türlü kontrol ve kabul işlemlerinin yerine getirilerek tamamlanması hususunun … Genel Müdürlüğüne bildirilmesi üzerine, … Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu’nun 22/06/2017 tarih ve 217 sayılı kararıyla söz konusu işin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca açık ihale usulüyle ihaleye çıkarılmasına karar verilmiş, 14/07/2017 tarih ve 3400 sayılı Kamu İhale Bülteni’nde ihalenin 08/08/2017 tarihinde yapılacağı ilan edilmiştir.
08/09/2017 tarih ve 2017/55 sayılı ihale komisyonu kararıyla ihale … İnş. Mad. Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti. – … iş ortaklığı üzerinde bırakılmış, anılan iş ortaklığı ile 03/10/2017 tarihinde ihale sözleşmesi imzalanarak, 09/10/2017 tarihinde yer teslimi yapılmıştır.
Bir kısım davacılar vekili tarafından, 20/12/2017 tarih ve 40399 sayılı dilekçe ile, … Genel Müdürlüğü’ne … projesinde yapılan işlere ilişkin olarak bilgi edinme başvurusunda bulunulmuştur.
Davalı idarelerden … Genel Müdürlüğü’nün 04/01/2018 tarih ve 467 sayılı cevabi yazısında, … ili, … ilçesinde ”…, … Çayı ve … Çayı Taşkın ve Rüsubat Kontrolü Kısmi Ön ve Kati Projeleri ile İhale Dokümanının Hazırlanması İşi” kapsamında hazırlanmakta olan projelerdeki, nehrin Akdenize deşarj noktasından membaya doğru olan ilk 750 metrelik bölümünün ihaleye esas olarak hazırlanması ve ihale edilerek her türlü kontrol ve kabul işlemlerinin yerine getirilerek tamamlanması hususunun … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 22/05/2017 tarih ve 24733 sayılı yazısıyla … Genel Müdürlüğü’ne bildirilmesi üzerine bu doğrultuda, … Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu’nun 22/06/2017 tarih ve 217 sayılı kararıyla söz konusu işin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca açık ihale usulüyle ihaleye çıkarılmasına karar verildiğinin belirtildiği; bu yazının Av. …’a 09/01/2018 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, … Genel Müdürlüğü’nün 22/06/2017 tarih ve 217 sayılı işlemi ile … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 22/05/2017 tarih ve 24733 sayılı işleminin iptali istemiyle 09/03/2018 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 125. ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, idarî işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı belirtilmek suretiyle dava açma süresinin başlamasında, “yazılı bildirim”in esas alınması öngörülmüş olup, hak arama özgürlüğünün kullanılması bakımından, idarî işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılabilir biçimde bildirilmesi gerekmektedir.
2577 sayılı Kanun’un 8. maddesinde, dava açma sürelerinin tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı, aynı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’la eklenen 20/A maddesinde ise ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinin ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Düzenleyici işlemler dışında kalan bireysel nitelikteki idarî işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda, dava açma sürelerinin hesabında, işlemin ilgilisine tebliğ edildiği tarihin esas alınması gerekmekle birlikte, özellikle idarenin tesis ettiği işlemin doğrudan tarafı olmayan ve bu nedenle de idarece yazılı bildirim zorunluluğu bulunmayan kişilerin açacakları davalarda, bu kişilerin idarî işlemi öğrenme tarihinin belirlenebildiği durumlarda, öğrenme tarihinin esas alınması gerektiği yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
Davacılar tarafından, dava konusu işlemlerin, bir kısım davacılar vekili olan Av. … tarafından … Genel Müdürlüğü’ne yapılan başvuruya verilen 04/01/2018 tarih ve 467 sayılı cevabi yazının 09/01/2018 tarihinde tebliğ edilmesi ile öğrenildiği dava dilekçesinde beyan edilmiştir.
Bu itibarla, yazılı bildirim yapılmayan hâllerde işlemin bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenildiği tarihten itibaren dava açma süresinin başlayacağı açık olup, davacıların öğrenme tarihini izleyen günden itibaren otuz gün içinde (en geç 08/02/2018 tarihinde) dava açması gerekirken bu süre geçirildikten sonra 09/03/2018 tarihinde Mahkeme kaydına alınan dilekçe ile açıldığı anlaşıldığından, davanın süre aşımı yönünden reddine dair temyize konu Mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin reddine,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacılara iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 02/12/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Anayasa’nın 40/2. maddesi hükmü ile, bireylerin yargı ya da idarî makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa’nın 125. maddesinde de, idarî işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim” tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, idare mahkemelerinde idarî işlemlere karşı dava açma süresinin “altmış gün” olduğu kurala bağlanmış; 20/A maddesinde ise, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin “otuz gün” olduğu öngörülmüştür.
Bu bağlamda, ilgililere herhangi bir yazılı bildirimin yapılmadığı ve idarî işlemin bir şekilde öğrenilmesi üzerine dava açıldığı durumda, bu kişilerin kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceğinden, dava açma süresinin hesabı açısından öğrenme tarihinin başlangıç alınması ve aynı şekilde özel dava açma süresinin değil, genel dava açma süresinin işletilmesi gerekir.
Olayda, … ili, … ilçesinde ”…, … Çayı ve … Çayı Taşkın ve Rüsubat Kontrolü Kısmi Ön ve Kati Projeleri ile İhale Dokümanının Hazırlanması İşi” kapsamında hazırlanmakta olan projelere ilişkin olarak nehrin Akdenize deşarj noktasından membaya doğru olan 750 metrelik bölümünün ihaleye çıkarılmasına ilişkin … Genel Müdürlüğü’nün 22/06/2017 tarih ve 217 sayılı işlemi ile söz konusu ihalenin … Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılmasına dayanak olarak gösterilen … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 22/05/2017 tarih ve 24733 sayılı işleminin, 09/01/2018 tarihinde … Genel Müdürlüğü’nün 04/01/2016 tarih ve 467 sayılı yazısının tebliğ edilmesi üzerine öğrenildiğinin dava dilekçesinde beyan edildiği, 09/03/2018 tarihinde de bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Davacıların, kendisine yazılı olarak bir bildirim yapılmadığı sürece 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde öngörülen ve özel bir yargılama niteliği taşıyan ivedi yargılama usulünü ve bu usule tâbi işlerde geçerli olan dava açma süresini bilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla ivedi yargılama usulüne tâbi olan bir işlemi öğrendiğinde kaç gün içinde hangi merciye başvuracağını ya da doğrudan dava açıp açamayacağını bilmesi beklenemez.
Bu itibarla, uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu ve dava açma süresinin otuz gün olduğu yolunda kendisine yazılı bildirim yapılmayan davacıların, 09/01/2018 tarihinde öğrenmiş oldukları dava konusu işlemlerin iptali istemiyle, altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde, 09/03/2018 tarihinde açtığı davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan nedenle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.