Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2019/3433 E. , 2023/1716 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/3433
Karar No:2023/1716
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrol Ürünleri A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bayilik lisansı kapsamında faaliyette bulunan davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 15-16 Temmuz 2016 tarihinde darbe girişiminin yaşandığı sırada akaryakıt satışı yapılmamasının 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına aykırı olduğundan bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca 84.575,00-TL idarî para cezası verilmesine ve 20. maddesinin beşinci fıkrasına aykırı olduğundan bahisle ise bayilik lisansının iptal edilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:.., K:… sayılı kararda; “… Mahallesi, Kadıköy/İSTANBUL” adresinde bayilik lisansı ile faaliyet gösteren davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 16 Temmuz 2016 tarihinde 01.45 – 11.15 saatleri arasında akaryakıt bulunmasına rağmen akaryakıt satışı gerçekleştirmediğinin tespit edildiği;
Dava konusu işlemin; davacı şirkete 84.575,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin kısmı açısından yapılan incelemede; davacı şirketin, 16 Temmuz 2016 tarihinde 01.45-11.15 saatleri arasında akaryakıt satışı yapmadığının tespit edildiği, bu fiiline karşılık olarak cezanın üst sınırı olan 84.575,00-TL idari para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, lisans sahibinin darbe teşebbüsü gecesi akaryakıt satışını yapmadığı anlaşılmakla bu özel durumun fiilin ağırlığına sebebiyet verdiği dikkate alındığında, dava konusu işlemin davacı şirkete 84.575,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı;
Dava konusu işlemin; davacı şirkete 5015 sayılı Kanunun 20. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca bayilik lisansının iptaline karar verilmesine ilişkin kısmı açısından yapılan incelemede ise; 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinin beşinci fıkrasında kanuna karşı hile veya gerçeğe aykırı beyanda bulunulması hâlinde bayilik lisansının iptaline karar verileceği düzenlemesine yer verildiği, olayda ise her ne kadar davacı tarafından 15-16 Temmuz gecesi satış yapılmadığı sabit olsa da, davacı tarafından gerçekleştirilen bu eylemin kanuna karşı hile veya gerçeğe aykırı beyan niteliğinde bulunmadığı, olağanüstü olayların yaşandığı bir gecede kısa sürede akaryakıt satışına ara verildiği, aynı zamanda bayilik lisansının iptali yaptırımının uygulanmasının ölçülülük ve hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemin bayilik lisansının iptaline ilişkin kısmında ise hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davacı şirketin bayilik lisansının iptal edilmesine ilişkin kısmı açısından dava konusu işlemin iptaline, idari para cezası verilmesine ilişkin kısım açısından ise davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; dava konusu işlemin bayilik lisansının iptaline ilişkin kısmı yönünden, karar usul ve hukuka uygun olup, istinaf başvurusunun kabulünü gerektiren bir neden bulunmadığından, davalı idarenin istinaf başvurusunun reddi gerektiği;
Dava konusu işlemin idari para cezası verilmesine ilişkin kısmı yönünden ise, davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunun otomasyon sistemi satışlarını gösterir liste, çalışanların beyanları ve kamera kayıtlarından, olağanüsü bir durumun yaşandığı gecede akaryakıt satışının yapılmadığı, bu nedenle davacının filinin sabit olup, söz konusu fiilin niteliği ve oluş biçimi dikkate alındığında, davalı idare tarafından bu fiil karşılığında davacı şirket hakkında idari para cezası uygulanması gerekmekte ise de, 5015 sayılı Kanun’un 4. ve 19. maddeleri ile 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. ve 17. maddelerinde yer alan düzenlemeler gereği, idarî para cezalarının Kanun’da alt ve üst sınır belirtilmek suretiyle belirlendiği durumlarda, idarî para cezası vermeye yetkili makamın, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin yedinci fıkrasında belirtilen idarî para cezası yaptırımı konusundaki takdir yetkisini kullanırken, Kabahatler Kanunu’nun 17. maddesinde yer alan kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusur ve ekonomik durumunu göz önünde bulundurması ve hangi nedenle idarî para cezasının üst sınırdan verildiğinin yargısal denetime imkân verecek şekilde somut olarak belirtilmesi gerektiği hâlde, idarî para cezasına konu işlemin yargısal denetiminin yapılabilmesine yönelik olarak idarî para cezasının hangi nedenle üst sınırdan verildiğinin hukuken haklı bilgi ve belgelerle gerekçelendirilmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemin davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin bayilik lisansının iptaline ilişkin kısmı yönünden davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin kısmı açısından davanın reddine yönelik İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 16 Temmuz 2016 tarihinde 01.45 – 11.15 saatleri arasında satış yapılmadığının tespit edildiği, detaylı bir araştırılma yapılması için 5015 sayılı Kanun’un “İdari yaptırımlar” başlıklı 20. maddesi uyarınca davacı şirket hakkında soruşturma başlatıldığı, hazırlanan soruşturma raporu ve davacıdan alınan savunmanın değerlendirilmesi sonucunda, davacının eyleminin 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına, 3. maddesinin dokuzuncu fıkrasına ve Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 56. maddesine aykırılık teşkil ettiği değerlendirilerek dava konusu işlemin tesis edildiği, dava konusu işlemin iptali yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
“… Mahallesi, Kadıköy/İSTANBUL” adresinde bayilik lisansı kapsamında faaliyette bulunan davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 15-16 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı sırada 01.45 – 11.15 saatleri arasında akaryakıt satışı yapılmadığı tespit edilmiş, bunun üzerine davacı şirket hakkında soruşturma açılmış, soruşturma neticesinde hazırlanan soruşturma raporu davacı şirkete gönderilmiş, davacı şirketin yazılı savunması istenilmiş, davacı şirket tarafından sunulan savunmadaki gerekçelerin haklı bulunmaması üzerine davacı şirketin eyleminin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına aykırılık teşkil ettiğinden bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca 84.575,00-TL idarî para cezası verilmesine ve aynı Kanun’un 20. maddesinin beşinci fıkrasının (e) bendi uyarınca bayilik lisansının iptal edilmesine ilişkin … tarih ve …sayılı Kurul kararı alınmıştır.
Anılan Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanun’un amacının, yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan petrolün doğrudan veya işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamak olduğu belirtilmiş; 2. maddesinde, bayi, bayilik faaliyeti için gerekli donanıma sahip gerçek ve tüzel kişileri; bayilik ise, karşılıklı yükümlülüklerin ekinde fizibilite olan bir sözleşmeye bağlanarak akaryakıt dağıtım şirketleri tarafından gerçek ve tüzel kişilere akaryakıtın kullanıcılara ikmali yetkisi verilmesi işlemi olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun’un “Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri” başlıklı 4. maddesinde, lisansın sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verdiği ve lisans ile tanınan hakların; bu Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılacağı kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un 19. maddesinin yedinci fıkrasında ise, belirtilenlerin dışında kalan, ancak bu Kanun’un getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurum’ca bin beş yüz Türk Lirası’ndan yetmiş bin Türk Lirası’na kadar idarî para cezası verileceği kuralı yer almıştır.
17/06/2004 tarih ve 25495 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 56. maddesinde, “Kuruma ulaşan bilgi, duyum, ihbar ve şikâyetlerden; a) Petrolün temin ve/veya satışı ile petrole ilişkin hizmete ıfalarının sürekli ve düzenli yapılmadığı, yapılmasının engellendiği veya engellenmeye teşebbüs edildiği, b) Haksız rekabete veya rekabetin korunmasına ilişkin mevzuatın ihlâline sebebiyet verildiği, hususlarında, belirgin emarelerin oluştuğu veya bunların ulusal güvenliği veya kamu düzenini tehdit eder boyuta ulaştığına kanaat getirilmesi hâlinde gerekli girişimler Kurul kararıyla Kurum tarafindan başlatılır. Bu kapsamda, Kurum talimatlarının yerine getirilmediğinin anlaşılması hâlinde, yetkili merciler nezdinde gerekli işlemlerin başlatılmasıyla birlikte, soruşturma da açılır.” kuralına yer verilmiştir .
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kanunîlik ilkesi” başlıklı 4. maddesinde, Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir. Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla belirlenebilir. kuralı yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu kararın davacı şirketin bayilik lisansının iptal edilmesine ilişkin kısmı açısından yapılan değerlendirmede;
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bayilik lisansının iptaline ilişkin kısmında usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyiz istemine konu kararın davacı şirkete 84.575,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin kısmı açısından yapılan değerlendirmede;
5326 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan kuralı uyarınca, kanunda veya idarenin genel ve düzenleyici işlemlerinde tanımlanabilen kabahatin karşılığı olan idarî yaptırımın ve miktarının mutlaka ilgili kanununda belirtilmiş olması, ilgilisine de bu kabahatinin karşılığı olan idarî yaptırımın uygulanması gerekmektedir. Dolayısıyla, idarî yaptırım uygulamaya yetkili idareler tarafından, yaptırım kararı alınmadan önce mevzuata aykırı fiilin ne olduğu ve kanunun hangi maddesinin ihlâl edildiği tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmeli ve bundan sonra fiilin karşılığı olan kanunda belirtilen idarî yaptırımın uygulanmasına karar verilmelidir. Başka bir anlatımla, fiil ile uygulanan idarî yaptırım örtüşmeli ve ilgilisine kanunda karşılığı olmayan veya fiil ile örtüşmeyen bir idarî yaptırım uygulanmamalıdır.
5015 sayılı Kanun’un 4. maddesindeki düzenlemenin, lisans sahiplerinin genel nitelikli hak, kısıtlama ve yükümlülüklerine ilişkin olduğu; anılan maddenin birinci ve ikinci fıkralarında, lisans sahiplerine, lisans hangi faaliyete (rafinerici, dağıtıcı, işleme, bayilik vb.) ilişkin olarak verilmişse, sadece buna ilişkin alanda piyasa faaliyetinde bulunabilecekleri ve lisans ile tanınan hakların 5015 sayılı Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılacağının belirtildiği görülmektedir.
Kanunîlik ilkesi, ortaya çıkan sonuca ceza uygulanabilmesini, fiilin kanunlarda açık bir şekilde kabahat veya suç olarak tanımlanması şartına bağlamaktadır. Tipiklik unsuru olarak da ifade edilen kanunî unsur, somut fiilin kanunda belirlenmiş soyut hukuk normuna uygun olmasını ifade etmektedir.
Bu itibarla, dava konusu idari para cezasının tesis edilmesine sebep olan, darbe girişimi nedeniyle olağanüstü bir durumun yaşandığı 16 Temmuz 2016 tarihinde 01.45 – 11.15 saatleri arasında davacı şirketin sahibi olduğu akaryakıt istasyonunda akaryakıt satışı yapılmaması fiilinin karşılığında “sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi” fiili için öngörülen idari para cezası tesis edilmiş ise de, anılan fiilin Kanun’un 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, lisansın verdiği haklar dışında faaliyet yürütüldüğünden bahisle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca verilen idari para cezasında hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işleminin iptaline ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin bayilik lisansının iptaline ilişkin kısmı açısından iptaline, idari para cezası verilmesine ilişkin kısmı açısından ise davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddi, davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan kararın yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Davalı idare harçtan muaf olduğundan, temyiz aşamasında yatırılan toplam …-TL harcın istemi hâlinde davalı idareye iadesine,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın …. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 06/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.