Danıştay Kararı 13. Daire 2019/331 E. 2023/960 K. 02.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/331 E.  ,  2023/960 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/331
Karar No:2023/960

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Prodüksiyon A.Ş.

KARŞI TARAF (DAVALI): … Kurulu
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosu ile yayın yapan televizyon kanalında 05/12/2016 tarihinde yayınlanan ‘…” adlı dizide 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasının tekraren ihlâl edildiğinden bahisle 516.542,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlığın mahiyeti ve tarafların iddiaları teknik bilgiyi gerektirdiğinden Mahkemelerinin 19/04/2017 tarihli kararı ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerce düzenlenen 23/11/2017 kayıt tarihli bilirkişi raporunda özetle, “söz konusu dizide yer alan görüntüler ile bir annenin gündelik yakınmalar ile çocuğunu öldürebileceği düşüncesinin verilmesinin durumun normalleştirilmesi sonucunu yaratacağı, sahnelerin hem çocuklar hem de yetişkinler için örseleyici olduğu, insani normlar açısından asla kabul edilemeyecek bir sonuca özür oluşturmayacağı, anılan dizinin korumalı saatlerde “Genel İzleyici” logosuyla herhangi bir uyarı simgesine yer verilmeksizin yayınlandığı, bu nedenle çocuklar ve gençler tarafından korumasız bir biçimde izlenmesinin uygun olmadığı, sonuç itibariyle kullanılan görüntülerin 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasında ifade edilen yayın ilkesini ihlâl eder nitelikte olduğu” şeklinde görüş bildirildiği, taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporuna davacı şirket tarafından itiraz edilmişse de yeterli tespit ve değerlendirmelere yer verildiği sonucuna varılan bilirkişi raporuna yapılan itirazlar yerinde görülmeyerek raporun hükme esas alınabilecek nitelikte bulunduğu; bu durumda, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan, “Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz.” ilkesinin ihlâl edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, dizide sebep-sonuç ilişkisi üzerinden öncelikle yanlış ve sonuçları gösterilmek suretiyle ailenin öneminin anlatıldığı, ihlâle konu sahnedeki kişinin ruhsal durumunun bozuk olduğunun gösterildiği, davalı idarenin sembol düzenleme sisteminin yayıncılığa uygun olmadığı, yayının imrenme ve model alma duygusu uyandırmadığı, çocuk ve gençlerin televizyon yayınlarından korunmasında ebeveynlere de görev düştüğü, yayının bir kurgu ve sanat eseri olduğunun göz önünde bulundurulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, dava konusu yayının yetişkinlere nazaran daha korumasız konumda bulunan çocuk ve gençlerin üzerinde olumsuz etki bırakabileceği, belirtilen yayın ilkesinin ihlâl edildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 02/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.