Danıştay Kararı 13. Daire 2019/3285 E. 2023/2531 K. 18.05.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/3285 E.  ,  2023/2531 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/3285
Karar No:2023/2531

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Holding Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …Tüketim Malları Pazarlama Sanayi Ticaret A.Ş.

İSTEMİN KONUSU : …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Holding’e ait Van ili, …Mahallesi, …ada, …ve …parsel sayılı taşınmazların satışına ilişkin ihale üzerinde bırakılan, ancak süresi içerisinde ihale bedeli yatırılmadığından bahisle geçici teminat mektubu irat kaydedilen davacı tarafından, geçici teminat bedelinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair …tarih ve …sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, söz konusu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine davalı idarece yapılan ödemede teminat mektuplarının nakde çevrilmesi tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken iptal kararından itibaren faiz işletilmesi nedeniyle oluştuğu ileri sürülen 113.350,00-TL zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesi’nce Dairemizin …tarih ve E:…, K:…sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; söz konusu taşınmazın satışına ilişkin olarak gerçekleştirilen ve davacının üzerinde kalan ihalenin …tarih ve …sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla onaylandığı, ihale bedelinin peşin ödenmesi gereken kısmının idarece verilen ek süreye rağmen ödenmemesi üzerine ihalenin iptal edildiği, davacı tarafından tecavüzlü yere isabet eden değer kadar indirim yapılması ya da anılan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla tecavüzlü yere isabet eden değer kadar indirim yapılması istemine yönelik kısım bakımından davanın görev yönünden reddine, Kurul kararının iptali istemine yönelik kısım bakımından davanın reddine karar verildiği, Danıştay Onuncu Dairesi’nin 15/04/2003 tarih ve E:2001/24, K:2003/1355 sayılı kararıyla davanın görev yönünden reddine ilişkin kısmının onandığı, davanın reddine ilişkin kısmının bozulduğu, …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, …sayılı kararıyla bozma kararına uyularak Kurul kararının iptaline karar verildiği ve kararın Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 02/10/2006 tarih ve E:2006/2378, K:2006/3689 sayılı kararıyla onandığı ve karar düzeltme isteminin reddedildiği, davacı tarafından 01/02/2000 tarihinde nakde çevrilen teminat mektuplarının tahsil tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte iadesi istemiyle yapılan başvurunun …tarih ve …sayılı işlemle reddi üzerine açılan davada …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E: …, K: …sayılı kararıyla söz konusu işlemin iptaline karar verildiği ve kararın Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 02/10/2006 tarih ve E:2006/1643, K:2006/3690 sayılı kararıyla onandığı, davacı tarafından 08/12/2006 tarihinde davalı idareye yapılan başvuru ile 31.000,00-TL teminatın nakde çevrilme tarihi olan 13/12/1999 tarihinden itibaren işlemiş faiziyle birlikte toplam 147.619,52-TL’nin ödenmesinin istenildiği, 18/01/2007 tarihli ikinci başvuru ile davalı idarece hesabına 34.262,00-TL yatırılmış olduğundan bahisle itiraz edildiği, idarece başvuruya cevap verilmemesi üzerine bakılan davanın açıldığı,
Davacı tarafından 08/12/2006 tarihinde davalı idareye yapılan başvuru ile 31.000,00-TL teminatın nakde çevrilme tarihi olan 13/12/1999 tarihinden itibaren işlemiş faiziyle birlikte ödenmesinin istenilmesi üzerine davalı idarece 31.000,00-TL teminat mektubunun nakde çevrilme tarihi olan 13/12/1999 tarihinden itibaren değil de …İdare Mahkemesi’nin karar tarihi olan 06/09/2005 tarihinden itibaren faiz uygulanarak 34.262,00-TL olarak hesabına yatırıldığı, bunun üzerine davacı tarafindan 31.000,00-TL teminat mektubunun yasal faiz başlangıç tarihi olarak 13/12/1999 tarihinin baz alınması gerektiğinden bahisle bakılan davanın açıldığı, kararın Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 21/12/2017 tarih ve E:2011/608, K:2017/4141 sayılı kararı ile, “…Holding A.Ş. tarafından davacı şirketten 30.250-TL tutarında teminat istenildiği, ancak şirketçe 31.000,00-TL tutarında teminat mektubu verildiği ve bu tutarın 30.250,00-TL’lik kısmının Fon hesabına aktarıldığı, kalan 750,00-TL’nin davacı şirkete iade edildiği” belirtilerek, bu hususun araştırılması amacıyla bozulması üzerine yapılan araştırma sonucunda fazladan yatırılan 750,00-TL’nin davacıya ödendiğinin anlaşıldığı, faizin konusu para olan borçlarda, alacaklının bu paradan mahrum kaldığı süre içinde uğrayacağı kayıpların, bir başka anlatımla bu paranın kullanılamamasından dolayı yoksun kalınan kazancın karşılığının olması, idarenin, hukuka aykırılığı yargı kararı ile saptanan işleminden dolayı uğranılan zararın davacıya tam olarak ödenebilmesi için davacıdan alınan 30.250,00-TL geçici teminat mektubunun nakde çevrilme tarihi olan 13/12/1999 tarihinden itibaren geçen süre içinde paranın alış gücündeki farklılığın ve sağlayacağı gelirin karşılığı olarak kabul edilen yasal faizin ödenmesi ile sağlanabilmesi için davacıdan alınan 30.250,00-TL geçici teminat mektubunun nakde çevrilme tarihi olan 13/12/1999 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiği, davalı idarece davacıya 17/01/2007 tarihinde 30.250,00-TL anapara ve 4.012,89-TL faiz olmak üzere toplam 34.262,89-TL ödeme yapıldığı, 30.250,00-TL’nin 13/12/1999 tarihinden 08/12/2006 tarihine kadar olan dönemdeki faiz getirisinin 91.382,73-TL olduğu, bu miktardan daha önce ödenen 4.012,89-TL faiz ödemesi düşüldüğünde, 87.369,84-TL’nin yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, 113.350,00-TL tazminat isteminin 87.369,84-TL’lik kısmının kabulüne, kalan 25.980,16-TL’lik kısmının ve bu kısma ilişkin faiz talebinin reddine, hükmedilen 87.369,84-TL tazminatın davanın açıldığı 30/01/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı şirkete ödenmesine, hükmedilen miktar üzerine hesaplanan 4.717,97-TL nispi karar harcının tamamının yatırıldığı görüldüğünden, 4.717,97-TL nispi karar harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazladan yatırılan 339,08-TL harcın istemi hâlinde davacıya ödenmesine, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hükmedilen tazminat miktarı üzerinden nispi olarak belirlenen 9.739,59-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen miktar üzerinden belirlenen 3.117,62-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 3095 sayılı Kanun’un 3. maddesinde kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemeyeceğinin açık bir biçimde belirtildiği, davacının talep tarihlerinde 3095 sayılı Kanun’da düzenleme yapılmadığı, 2005 yılına kadar yasal faiz olarak temerrüt faizi uygulaması yapıldığı, bunun da davacının haksız kazancına sebep olduğu, idarenin kanunları uyguladığı, haksız zenginleşmediği, kaldı ki böyle olsa bile iddia edilen zenginleşme miktarının hesaplanan faiz oranının çok altında olduğu, 2005 yılına kadar yasal faiz hesabının yine yıllık %12 oranında yapılması ya da hesaplanan faiz miktarından Borçlar Kanunu’na göre hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken yapılmadığı, davacı vekilinin ilk yargılamada vekillikten çekildiği, bozmadan sonra yapılan yargılama faaliyetinin yeni bir yargılama olduğu, davacının vekilinin bulunmadığı, davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmiş olmasının bozma sebebi olduğu ileri sürülerek Mahkeme kararının kabule ilişkin kısmının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 24. maddesinin (f) bendinde, kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 31. maddesinde, yargılama giderleri hususunda Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; anılan madde ile atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderlerinin kapsamı” başlıklı 323. maddesinin (ğ) bendinde, “vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti” yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 330. maddesinde, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin taraf lehine hükmedileceği; 332. maddesinde ise, yargılama giderlerine mahkemece re’sen hükmedileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasında, “Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.” kuralı yer almıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık ücreti” başlıklı 164. maddesinin birinci fıkrasında, “Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder.” kuralı bulunmaktadır.
02/01/2019 tarih ve 30643 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2019 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Avukatlık ücretinin kapsadığı işler” başlıklı 2. maddesinde, “(1) Bu Tarifede yazılı avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez. Hükümlerin tavzihine ilişkin istemlerin ret veya kabulü halinde de avukatlık ücretine hükmedilemez. …”;
“Uygulanacak tarife” başlıklı 21. maddesinde, “(1) Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan Tarife esas alınır.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKÎ DEĞERLENDİRME :
Dosyanın incelenmesinden, … Holding’e ait Van ili, … Mahallesi, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların satışına ilişkin ihale üzerinde bırakılan, ancak süresi içerisinde ihale bedeli yatırılmadığından bahisle geçici teminat mektubu irat kaydedilen davacı tarafından, geçici teminat bedelinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, söz konusu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine davalı idarece yapılan ödemede teminat mektuplarının nakde çevrilmesi tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken iptal kararından itibaren faiz işletilmesi nedeniyle oluştuğu ileri sürülen 113.350,00-TL zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davada, davacı şirket temsilcisi tarafından Av. …na verilen 24/03/2009 tarihli vekâletnamenin 24/07/2009 tarihli dilekçeyle dosyaya sunulduğu, …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği, bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu sonucunda Dairemizin 21/12/2017 tarih ve E:2011/608, K:2017/4141 sayılı kararıyla Mahkeme kararının bozulduğu ve söz konusu kararın anılan avukata tebliğ edildiği, devamında avukat tarafından dosyaya sunulan 19/04/2018 tarihli dilekçeyle davacı şirketin vekilliğinden çekildiğinin bildirildiği, …İdare Mahkemesince bozma kararına uyularak …tarih ve E:…, K:…sayılı kararla tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği ve kararda davacı vekilinin belirtilmediği, ancak Mahkemece hükmedilen tazminat miktarı üzerinden davacı lehine nispi vekâlet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır.
Aktarılan 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin birinci fıkrasına göre, avukatlık ücretinin, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade ettiği, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre avukatlık ücretinin, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığı olduğu ve avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan Tarifenin esas alınacağı anlaşılmaktadır.
Davada, davacı vekili tarafından, dava sonunda hükmün verildiği temyize konu karar tarihinden önce davacı şirketin vekilliğinden çekildiğine dair dilekçe sunulduğu, dolayısıyla nihai kararın verildiği tarih itibarıyla davanın, davacı vekili tarafından değil, davacı asil tarafından takip edildiği anlaşıldığından, İdare Mahkemesince vekillikten çekilen avukat dolayısıyla davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği hâlde, davacıya vekâlet ücreti ödenmesine hükmedilmesinde usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, temyize konu İdare Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasında yer alan “hükmedilen tazminat miktarı üzerinden nispi olarak belirlenen 9.739,59-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin çıkarılması suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle tazminat isteminin kısmen reddi, kısmen kabulü yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının kabule ilişkin kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Mahkeme kararının, hüküm fıkrasında yer alan “hükmedilen tazminat miktarı üzerinden nispi olarak belirlenen 9.739,59-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin çıkarılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/05/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.