Danıştay Kararı 13. Daire 2019/3216 E. 2019/3816 K. 25.11.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/3216 E.  ,  2019/3816 K.f.y
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/3216
Karar No:2019/3816

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Otomotiv Sanayi A.Ş. (“…”)
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … Elektirik Dağıtım A.Ş.’nin (… ) “sanayi sicil belgesi vizesinin zamanında verilmemesi” nedeniyle düzenlediği …-TL fark faturasının iptali istemiyle yapılan başvurusunun zımnen reddine yönelik işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının uygulanması talebinin reddine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) 07/06/2018 tarihli ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararda; T.C. Anayasası’nın 138. maddesinde, yasama ve yürütme organları ile idarenin, yargı kararının gereğine göre işlem veya eylem tesis etmek zorunda olduğunun kurala bağlandığı, davacı şirket ile … Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında imzalanan perakende satış sözleşmesinin “özel hususlar” başlıklı 3 numaralı ekinin 3. maddesinin, 21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar’ın 1. maddesinin (A) bedinde yer alıp Danıştay 13. Dairesi’nin 14/06/2017 tarihli ve E:2013/3579, K:2017/1936 sayılı kararıyla iptal edilen ibarelerle aynı içeriğe haiz olduğu, yargı kararlarının aynen ve gecikmeksizin uygulanmasının zorunlu olduğu, idare mahkemelerince verilen iptal ve yürütmenin durdurulması kararlarının da, işlemin tesis edildiği tarihten itibaren hukuka aykırı kıldığı ve işlemin tesisinden önceki hukukî durumu ortaya koyduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; İdare Mahkemesi’nin kararına gerekçe gösterdiği Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 14/06/2017 tarih ve K:2017/1936 sayılı kararı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, E:2017/2753, K:2019/332 sayılı kararı ile, “Davacı şirketin … Elektrik Dağıtım A.Ş. ile yüksek gerilim elektrik enerjisi perakende satış sözleşmesi imzaladığı tarihte yürürlükte olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 24/08/2006 günlü, 875 sayılı kararıyla belirlenen 20 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar’ın 1. maddesinin (A) bendinde, “6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununda tanımı yapılan ve ilgili resmî kuruluşça onaylı sanayi sicil belgesini ibraz eden sanayi işletmeleri bu abone grubu kapsamındadır. Sanayi sicil belgelerinin vize bitim tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi sonuna kadar yenilenerek ibraz edilmemesi hâlinde, tüketimleri ticarethane abone grubu tarifesinden faturandırılır.” kuralına yer verilmiş; aynı şekilde, sözleşmenin “Özel Hususlar” başlıklı 3 numaralı ekinin 3. maddesinde sanayi sicil belgesinin vize bitim tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi sonuna kadar yenilenerek ibraz edilmemesi hâlinde tüketimlerinin ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılacağı açıkça düzenlenmiş olduğu görüldüğünden, konunun davacı şirket açısından yeni bir yükümlülük olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte olan mevzuatta sanayi abone grubundan faturalandırılan şirketlere yenilenen vizenin ibraz edilmemesi halinde ticarethane abone grubundan faturalandırma yapılmadan önce bilgilendirme yapılacağına ilişkin bir düzenleme yer almadığı ve abonelik sözleşmesi kurulurken şirketlerin açıkça bilgilendirildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlık konusu düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulduğu, bu itibarla, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararın kaldırılmasına, 2577 sayılı Kaun’un değişik 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; …’ın eşit taraflar arasında ayrım gözetmeme ilkesini ihlâl ettiği, …’ın kendi yükümlülüğü olan sanayi sicil belgesi verilip verilmediğini kontrol etmediği ve mevzuatta yapılan değişiklikler üzerine fark faturası çıkarmadan önce bildirimde bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
Davacı şirket, Eskişehir ilinde yer alan fabrikasının elektrik ihtiyacını karşılamak üzere … ile 07/09/2009 tarihinde Yüksek Gerilim Elektrik Enerjisi Satışına ilişkin perakende satış sözleşmesi imzalamıştır. Sözleşmenin “Özel Hususlar” başlıklı 3 numaralı ekinin 3. maddesinde, sanayi sicil belgesinin vize bitim tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi sonuna kadar yenilenerek ibraz edilmemesi hâlinde tüketimlerinin ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılacağı yer almıştır.
Davacı şirket, sanayi sicil belgesini zamanında vize ettirmesine karşılık …’a ibraz etmemiş, …’da, davacı tarafından vizesi yenilenmiş sanayi sicil belgesinin ibraz edilmemesini 25. ayın sonunda fark ederek, davacıya, sanayi abonesi- ticarethane abonesi tarife farkı olarak …-TL fark faturası hesaplayarak 18/01/2013 tarih ve 2013319 sayılı yazı ile tebliğ etmiştir.
Davacı 12/03/2013 tarihli dilekçeyle davalı idareye başvurarak, faturanın iptali, elektrik tedarikinin devamı ile …’a yaptırım uygulanmasını talep etmiş, başvuru üzerine davalı idare tarafından 11/07/2013 tarih ve … sayılı Kurul kararı alınmıştır.
Bunun üzerine, davacı tarafından, 11/07/2013 tarih ve … sayılı Kurul kararının birinci paragrafının iptali için açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin, … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Öte yandan davacı tarafından, 29/12/2010 tarihli ve … sayılı Kurul kararı ekinde yer alan 21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar’ın 1. maddesinin (A) bendinin iptali içinde dava açılmış, Dairemizin 14/06/2017 tarih ve K:2017/1936 sayılı kararıyla, anılan Esaslar’ın 1. maddesinin (A) bendinin iptaline karar verilmiştir.
Davacı tarafından, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının uygulanması istemiyle davalı idareye başvurulmuş, davalı idarenin 07/06/2018 tarihli ve … sayılı Kurul kararıyla başvurunun reddine karar verilmiştir.
Anılan Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 30. maddesiyle başlığı “Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun” olarak değiştirilen 4628 sayılı Kanun’un dava konusu Kurul kararının tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılmasının sağlanmasıdır.”; 2. maddesinin 2. fıkrasında, “Piyasada faaliyet gösterecek tüzel kişilerin faaliyetlerinde uymaları gereken usul ve esaslar bu Kanun ve ilgili yönetmeliklerle düzenlenir.”; 13. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, “Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Bir gerçek veya tüzel kişinin tabi olduğu tarifede öngörülen ödemelerden herhangi birisini yapmaması hâlinde, söz konusu hizmetin durdurulmasını da içeren usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Tarife onayı gerektiren bir lisansın verilmesi ile birlikte, içinde bulunulan yıla ait tarife de Kurulca incelenerek onaylanır.” kuralına yer verilmiş; 5. maddesinin 6. ve 7. fıkralarında ise, “Tüketicilere güvenilir, kaliteli, kesintisiz ve düşük maliyetli elektrik enerjisi hizmeti verilmesini teminen gerekli düzenlemeleri yapmak, bu Kanun hükümlerinin uygulanması ve bu Kanunla kendisine verilen görevleri yerine getirmek için gerekli olan ve piyasada rekabeti geliştirmeye yönelik olarak gerçek ve tüzel kişilerin uymaları gereken, talimatları ve tebliğleri, şebeke yönetmeliğini, dağıtım yönetmeliğini, müşteri hizmetleri yönetmeliğini ve dengeleme ve uzlaştırma yönetmeliğini onaylamak.” Kurul’un görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürülükte bulunan “Abone grupları” başlıklı 22. maddesinde, “Tarife önerilerinde yer alan abone grupları temel olarak mesken, sanayi, ticarethane, tarımsal sulama ve aydınlatma gruplarından oluşur. Tarifeleri düzenlemeye tabi tüzel kişiler tarafından alt gruplar ya da bölgesel özellikler ve yük eğrilerine göre yeni abone grupları önerilebilir. Ancak, aynı abone grubuna dahil edilen tüketicilerin benzer maliyet yapısına ve benzer tüketim veya talep eğilimine sahip olması zorunludur.” kuralına yer verilmek suretiyle temel abone grupları belirlenmiştir.
25/09/2002 tarih ve 24887 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren mülga Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 23. maddesinde, (1) Ödeme bildirimine ilişkin hatalar; hatalı sayaç okunması, yanlış tarife veya yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması ya da mükerrer ödeme bildirimi düzenlenmesi gibi hususlardır. (2) Hatalı bildirimlere karşı, müşteri tarafından fatura tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde perakende satış şirketine itiraz edilebilir. İtirazın yapılmış olması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İtiraza konu tüketim bedeli ile müşterinin bir önceki tüketim döneminde ödemiş olduğu tüketim bedeli arasındaki farkın yüzde otuzdan fazla olması durumunda müşteri, bir önceki dönem tüketim bedeli kadarını son ödeme tarihinden önce ödeyebilir. Bu durumda müşteriye 24 üncü madde hükümleri uygulanmaz. (3) İtiraz, perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından başvuru tarihini izleyen en geç on iş günü içerisinde incelenerek sonuçlandırılır. (4) İtirazın dağıtım şirketini ilgilendiren hususlarla ilgili olduğunun tespit edilmesi halinde, itiraz geliş tarihinden itibaren perakende satış lisansı sahibi tarafından iki iş günü içerisinde dağıtım şirketine iletilir. Dağıtım şirketi itirazın kendisine ulaştığı tarihten itibaren on iş günü içerisinde inceleme sonuçlarını perakende satış şirketine bildirir. İnceleme sonuçları Perakende satış şirketi tarafından en geç üç iş günü içerisinde müşteriye yazılı olarak bildirilir. (5) İnceleme sonucuna göre itirazın haklı bulunmaması halinde, itiraza konu tüketim bedelinin eksik tahsil edilen kısmı, müşteriden tahsil edilir.” kuralı yer almıştır.
08/05/2014 tarih ve 28994 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Faturalarda ve faturalandırmaya esas unsurlarda hata tespiti” başlıklı 13. maddesinde, “(1) Bu madde kapsamındaki hatalar; sayacın hatalı okunması, yanlış tarife veya reaktif ve aktif enerjiye ilişkin yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması gibi hususlardır. Mükerrer ödeme bildirimi de bu fıkra kapsamında değerlendirilir…(6) Bu madde çerçevesinde dağıtım şirketi veya ilgili tedarikçi tarafından hatalı tespitte bulunulduğu sonucuna varılması hâlinde, a) Yapılan tespitin dağıtım şirketinin ve/veya tedarikçinin lehine olması durumunda, 1) Tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması hâlinde 12 ayı, bulunmaması hâlinde ise doksan günü aşamaz. 2) Tüketici tarafından ödenecek tutar, tüketicinin talep etmesi hâlinde, tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre içerisindeki ay sayısı kadar eşit taksitler halinde ödenir. Bu bent kapsamında yapılacak hesaplamalarda ve taksitlendirmede gecikme zammı uygulanmaz…” kuralına yer verilmiştir.
30/05/2018 tarih ve 30436 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Faturalarda ve faturalandırmaya esas unsurlarda hata tespiti” başlıklı 36. maddesinde, (1) Bu madde kapsamındaki hatalar; çarpan hatası, sayacın hatalı okunması ve tüketim miktarının hatalı hesaplanmasına bağlı dağıtım şirketi kaynaklı ya da yanlış tarife ile diğer bedellerin hatalı hesaplanmasına bağlı tedarikçi kaynaklı hatalardır. Mükerrer ödeme bildirimi de bu fıkra kapsamında değerlendirilir…(5) Bu madde çerçevesinde dağıtım şirketi veya ilgili tedarikçi tarafından hatalı tespitte bulunulduğu sonucuna varılması halinde; a) Yapılan hatalı tespitin giderilmesine ilişkin yapılacak işlemin dağıtım şirketinin ve/veya tedarikçinin lehine olması durumunda; 1) Tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 180 günü, bulunmaması hâlinde ise 90 günü aşamaz. 2) Tüketici tarafından ödenecek tutar, tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre içerisindeki ay sayısı kadar eşit taksitler halinde ödenir. Taksitlendirme yapılması halinde vade farkı alınmaz. Tüketicinin talebi olması halinde peşin olarak ödeme yapılabilir. Bu bent kapsamında yapılacak hesaplamalarda ve taksitlendirmede gecikme zammı uygulanmaz…” kuralı yer almıştır.
29/12/2010 tarihli ve 3002 sayılı Kurul kararının ekinde yer alan “21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar”ın 1. maddesinin (A) bendinde, “6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununda tanımı yapılan ve ilgili resmî kuruluşça onaylı sanayi sicil belgesini ibraz eden sanayi işletmeleri bu abone grubu kapsamındadır. Sanayi abone grubu tarifesi uygulanması bakımından sanayi sicil belgelerinin, ilgili resmî kuruluş tarafından yayımlanan tebliğ çerçevesinde geçerliliği esas olup, ilgili resmî kuruluş tarafından vize edilen sanayi sicil belgelerinin onaylı bir sureti eş zamanlı olarak dilekçe ekinde ibraz edilir. Sanayi sicil belgelerinin vize bitim tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi sonuna kadar yenilenerek dilekçe ekinde ibraz edilmemesi halinde tüketimleri ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılır.” kuralı bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu işleme esas alınan Kurul’un 29/12/2010 tarih ve … sayılı kararının ekinde yeralan 21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar’ın 1. maddesinin (A) bendindeki ”Sanayi sicil belgelerinin vize bitim tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi sonuna kadar yenilenerek dilekçe ekinde ibraz edilmemesi hâlinde tüketimleri ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılır.” ibaresinin iptali istemiyle açılan davada, Dairemizin 14/06/2017 tarih ve E.2013/3579, K.2017/1936 sayılı kararıyla, anılan ibare iptali edilmiş, ancak davalı idarenin temyiz istemi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 31/01/2019 tarih ve E:2017/2753, K:2019/332 sayılı kararı ile Dairemiz kararı bozulmuştur.
Bu durumda, İdari Dava Daireleri Kurulu’nun anılan kararı sonrasında, dağıtım şirketinin, davacının tarifesini değiştirmeden önce bilgilendirme yükümlülüğü altında olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, dağıtım şirketinin, sanayi sicil belgesi ibraz etmeyen abonelere kullandırdığı elektrik için hatalı tüketim bedelini (abone grubu değişikliği yapılmadığı için ortaya çıkan fark faturasını) geçmişe dönük olarak isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Bir hakkın kullanılmasının açıkça adaletsizlik oluşturduğu durumlarda ve gerçek hakkın tanınması ve bireyin korunması için zorunluluk hallerinde, dürüstlük kuralı uygulama alanı bulur ve haksızlığı düzeltici, işlevini yerine getirir.
Dairemizin E:2013/3579 ve E:2019/3341 sayılı dosyalarının birlikte incelenmesinden, davacının 2008 yılına ait sanayi sicil belgesini 26/06/2008 tarihinde, 2010 yılına ait sanayi sicil belgesini 28/04/2010 tarihinde ve 2012 yılına ait sanayi sicil belgesini ise 20/04/2012 tarihinde vize ettirdiği, ancak vize ettirilen sanayi sicil belgelerini süresi içinde dağıtım şirketine ibraz etmediği, buna karşılık dağıtım şirketinin de süresi içinde ibraz edilmeyen sanayi sicil belgesi eksikliğini mâkûl bir süre içinde tespit edip bu mâkûl süre için fark faturası çıkarmadığı, 25 ay geçtikten sonra geriye dönük toplam …-TL fark faturası çıkardığı görülmektedir.
Uyuşmazlığın çıktığı tarihte yürürlükte olan 25/09/2002 tarihli mülga Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 23. maddesinde, tüketim bedelinin hatalı hesaplanmasının ödeme bildirimine ilişkin hata olarak kabul edilmiş, bu hataya müşteri tarafından, faturanın tebliği tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde perakende satış şirketine itiraz edilebileceği belirtilmiş, ancak anılan düzenlemede, dağıtım şirketinin hatalı hesapladığı tüketim bedelini geriye dönük olarak ne kadar süre için isteyebileceğine dair bir kurala yer verilmemiştir.
Aktarılan kuraldaki eksiklik dürüstlük kuralına uygun bir şekilde yorumlandığında, dağıtım şirketinin, hatalı hesapladığı tüketim bedelini mâkûl bir süreyle sınırlı olarak geriye dönük isteyebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Nitekim davalı idarenin hatalı hesaplanan tüketim bedellerine yönelik fark faturası çıkarma süresini, tüketim tarihinden sonra yürürlüğe giren 08/05/2014 tarihli Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nde “doğru bulgu ve belgenin bulunması hâlinde 12 ay, bulunmaması hâlinde ise doksan gün”; 30/05/2018 tarihli Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nde “doğru bulgu ve belgenin bulunması hâlinde 180 gün, bulunmaması hâlinde ise 90 gün”le sınırlandırdığı görülmektedir.
Öte yandan, dağıtım şirketinin, süresi içinde ibraz edilmeyen sanayi sicil belgesi üzerine bu eksikliği takip eden ilk fatura döneminde tespit edip fark faturası çıkararak aboneden istemesi hâlinde, yüksek fatura ödemek zorunda kalacak olan abonenin zaten mevcut olan vizeli sanayi sicil belgesini sunarak anılan eksikliği giderebileceği de açıktır.
Dağıtım şirketinin süresinde ibraz edilmeyen sanayi sicil belgesi nedeniyle geçmişe dönük fark faturası düzenlemesi mümkün ise de bunun mâkûl bir süreyle sınırlandırılması gerekmekte olup böyle bir sınırlama yapılmadan fark faturası düzenlenmiş olması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi’nin davanın reddine ilişkin kararında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 25/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.