Danıştay Kararı 13. Daire 2019/2804 E. 2023/1713 K. 06.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/2804 E.  ,  2023/1713 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/2804
Karar No:2023/1713

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF(DAVACI) : … Petrol Hizmetleri ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: “… Mahallesi, …. Bulvarı, No:… Mamak/ANKARA” adresinde … tarih ve … sayılı bayilik lisansı kapsamında faaliyette bulunan davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 15-16 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı sırada akaryakıt satışı yapılmamasının 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına aykırı olduğundan bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca 84.575,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirketin darbe girişiminin yaşandığı 16 Temmuz 2016 günü saat 01.30 – 05.00 arasında satış yapmadığı sistem kayıtları ve davacı şirket yetkilisinin ikrarı ile sabit ise de, davalı idare tarafından, idarî para cezasının üst sınırdan verilmesi hususunda hukuki kriter bazında herhangi bir açıklama getirilmediği anlaşıldığından, idarî para cezası tayininde herhangi bir hukukî kriter gözetmeksizin salt takdir yetkisinden hareketle Kanun’da öngörülen üst sınırdan idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 16 Temmuz 2016 tarihinde saat 01.30 – 05.00 arasında satış yapılmadığının tespit edildiği, detaylı bir araştırılma yapılması için 5015 sayılı Kanun’un “İdari yaptırımlar” başlıklı 20. maddesi uyarınca davacı şirket hakkında soruşturma başlatıldığı, hazırlanan soruşturma raporu ve davacıdan alınan savunmanın değerlendirilmesi sonucunda, davacının eyleminin 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına, 3. maddesinin dokuzuncu fıkrasına ve Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 56. maddesine aykırılık teşkil ettiği değerlendirilerek dava konusu işlemin tesis edildiği, dava konusu işlemin iptali yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
“… Mahallesi,… Bulvarı, No:… Mamak/ANKARA” adresinde … tarih ve … sayılı bayilik lisansı kapsamında faaliyette bulunan davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 15-16 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı sırada saat 01.30 – 05.00 arasında akaryakıt satışı yapılmadığı tespit edilmiş, bunun üzerine davacı şirket hakkında soruşturma açılmış, soruşturma neticesinde hazırlanan soruşturma raporu davacı şirkete gönderilmiş, davacı şirketin yazılı savunması istenilmiş, davacı şirket tarafından sunulan savunmadaki gerekçelerin haklı bulunmaması üzerine davacı şirketin eyleminin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına aykırılık teşkil ettiğinden bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca 84.575,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Kurul kararı alınmıştır.
Anılan Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanun’un amacının, yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan petrolün doğrudan veya işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamak olduğu belirtilmiş; 2. maddesinde, bayi, bayilik faaliyeti için gerekli donanıma sahip gerçek ve tüzel kişileri, bayilik ise karşılıklı yükümlülüklerin ekinde fizibilite olan bir sözleşmeye bağlanarak akaryakıt dağıtım şirketleri tarafından gerçek ve tüzel kişilere akaryakıtın kullanıcılara ikmali yetkisi verilmesi işlemi olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun’un “Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri” başlıklı 4. maddesinde, lisansın sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verdiği ve lisans ile tanınan hakların; bu Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılacağı kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un 19. maddesinin yedinci fıkrasında ise, belirtilenlerin dışında kalan, ancak bu Kanun’un getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurum’ca bin beş yüz Türk Lirası’ndan yetmiş bin Türk Lirası’na kadar idarî para cezası verileceği kuralı yer almıştır.
17/06/2004 tarih ve 25495 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 56. maddesinde, “Kuruma ulaşan bilgi, duyum, ihbar ve şikâyetlerden; a) Petrolün temin ve/veya satışı ile petrole ilişkin hizmet ifalarının sürekli ve düzenli yapılmadığı, yapılmasının engellendiği veya engellenmeye teşebbüs edildiği, b) Haksız rekabete veya rekabetin korunmasına ilişkin mevzuatın ihlâline sebebiyet verildiği, hususlarında, belirgin emarelerin oluştuğu veya bunların ulusal güvenliği veya kamu düzenini tehdit eder boyuta ulaştığına kanaat getirilmesi hâlinde gerekli girişimler Kurul kararıyla Kurum tarafindan başlatılır. Bu kapsamda, Kurum talimatlarının yerine getirilmediğinin anlaşılması hâlinde, yetkili merciler nezdinde gerekli işlemlerin başlatılmasıyla birlikte, soruşturma da açılır.” kuralına yer verilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kanunîlik ilkesi” başlıklı 4. maddesinde, “Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir. Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı ancak kanunla belirlenebilir.” kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5326 sayılı Kanun’un aktarılan kuralı uyarınca, kanunda veya idarenin genel ve düzenleyici işlemlerinde tanımlanabilen kabahatin karşılığı olan idarî yaptırımın ve miktarının mutlaka ilgili kanununda belirtilmiş olması, ilgilisine de bu kabahatinin karşılığı olan idarî yaptırımın uygulanması gerekmektedir. Dolayısıyla, idarî yaptırım uygulamaya yetkili idareler tarafından, yaptırım kararı alınmadan önce mevzuata aykırı fiilin ne olduğu ve kanunun hangi maddesinin ihlâl edildiği tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmeli ve bundan sonra fiilin karşılığı olan kanunda belirtilen idarî yaptırımın uygulanmasına karar verilmelidir. Başka bir anlatımla, fiil ile uygulanan idarî yaptırım örtüşmeli ve ilgilisine kanunda karşılığı olmayan veya fiil ile örtüşmeyen bir idarî yaptırım uygulanmamalıdır.
5015 sayılı Kanun’un 4. maddesindeki düzenlemenin, lisans sahiplerinin genel nitelikli hak, kısıtlama ve yükümlülüklerine ilişkin olduğu; anılan maddenin birinci ve ikinci fıkralarında, lisans sahiplerine, lisans hangi faaliyete (rafinerici, dağıtıcı, işleme, bayilik vb.) ilişkin olarak verilmişse, sadece buna ilişkin alanda piyasa faaliyetinde bulunabilecekleri ve lisans ile tanınan hakların 5015 sayılı Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılacağının belirtildiği görülmektedir.
Kanunîlik ilkesi, ortaya çıkan sonuca ceza uygulanabilmesini, fiilin kanunlarda açık bir şekilde kabahat veya suç olarak tanımlanması şartına bağlamaktadır. Tipiklik unsuru olarak da ifade edilen kanunî unsur, somut fiilin kanunda belirlenmiş soyut hukuk normuna uygun olmasını ifade etmektedir.
Bu itibarla, dava konusu idari para cezasının tesis edilmesine sebep olan, darbe girişimi nedeniyle olağanüstü bir durumun yaşandığı 16 Temmuz gecesi saat 01.30 ile 05.00 arasında davacı şirketin sahibi olduğu akaryakıt istasyonunda kısa süreli akaryakıt satışı yapılmaması fiilinin karşılığında “sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi” fiili için öngörülen idari para cezası tesis edilmiş ise de, anılan fiilin Kanun’un 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, lisansın verdiği haklar dışında faaliyet yürütüldüğünden bahisle 5015 sayılı Kanunun 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca verilen idari para cezasında hukuka uygunluk, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. Maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan kararın yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı idare harçtan muaf olduğundan temyiz aşamasında yatırılan toplam …-TL harcın istemi hâlinde davalıya iadesine,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu gerekçeli onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 06/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.