Danıştay Kararı 13. Daire 2019/277 E. 2023/1397 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/277 E.  ,  2023/1397 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/277
Karar No:2023/1397

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …. Kurulu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) :… Televizyon Yayıncılık A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 24/12/2014 tarihinde yayınlanan “…” adlı sinema filminde 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle 12.353,00-TL idarî para ceza verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlık konusu sinema filminde, kocası öldürülen bir şarkıcıyla bir polisin ilişkisinin anlatıldığı, iki erkek karakterin bir gece kulübünde konuşması esnasında karakterlerden birinin aynı anda iki kadın ile birlikte olma görüntülerini takiben, iki kadın arasında da lezbiyen ilişki olarak tanımlanan cinsel ilişki biçimine yer verildiği, diğer sahnelerde ise bir kadın ve erkeğin uzun yatak sahneleri olduğu, söz konusu sahnelerin bir cinsel ilişkide rastlanabilecek nitelikteki görsel unsurların, jest ve mimiklerin ve yer yer açık erotizmin de ötesinde pornografi sınırlarına yaklaşan örüntülerle birlikte sunulduğu, film içerisinde, birçok sahnede ve uzunca bir süre kadın ve erkek bedeni çıplak bir şekilde seyirlik malzeme hâline getirildiği ve görsel olarak bir meta gibi sunulduğu, erotizm öğeleri içeren bir biçimde, toplumda yaşayan bireylerin ar ve utanma duygularını örseleyen ve cinsel isteklerini tahrik ve istismar edebilecek nitelikte sahnelere yer verildiğinden bahisle dava konusu Kurul kararının tesis edildiği, Mahkemelerinn … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile “çözümü özel ve teknik bilgiden de yararlanmayı gerektiren uyuşmazlıkta, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan verilen mahkeme kararında eksik inceleme nedeniyle hukuka uyarlık görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulması üzerine, Mahkemelerince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişi raporunda sonuç olarak, “…logosu ile yayın yapan televizyon kanalında 24/12/2014 tarihinde yayınlanan “…” adlı filmin TV kanalının hazırladığı bir yayın olmayıp uygun saatte ve uygun uyarı işaretleriyle yayınlanmış bir sinema filmi olduğunun anlaşıldığı, filmin çocuklar tarafından izlenmemesi için gerekli önlemlerin alınmış olması nedeniyle 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi bağlamında değerlendirilemeyeceği kanatine varılmıştır.” şeklinde görüş bildirildiği, davalı idarece bilirkişi raporuna yapılan itiraz yerinde görülmeyerek raporun hükme esas teşkil edebilecek nitelikte görüldüğü, bu durumda, Dijital-Tematik yayıncılık biçimlerinin ve izle-öde temelli ticari yayın faaliyetlerinin yaygınlaştığı, yayımlanan kanalın şifreli olduğu televizyon izleme etkinliğinde izleyicinin pasif rolünün değiştiği, aktif izleyici kavramının güncellik kazandığı, izleyicinin seçim yapma, istemediği içeriği sınırlama, istediği içeriği özgürce belirleme olanaklarının bulunduğu, bununla birlikte akıllı işaretlerle getirilmek istenen koruyucu yaklaşımın şifreli yayının doğasında zaten mevcut olduğu, davaya konu filme erişim için hizmet bedeli ödeyen izleyicinin çocuk izleyici olmadığı, şifrelerin, evdeki çocukların değil, yetişkinlerin bilgi ve kullanımına sunulduğu, bu noktada çocuğunun hangi kanala ne zaman erişebileceğini denetleme yetkisinin davalı idareye değil bizzat ebeveynlere ait olduğu, davalı idarenin aile içindeki işleyiş ve süreçlere müdahil olmamasının gerektiği, bununla birlikte yine davalı idarenin izlemek istediği kanalın parasını ödeyen, zamanı belirleyen ve şifresini girmek kaydıyla kendi seçme hak ve özgürlüğünü, tercih yapma iradesini yasal biçimde kullanan izleyiciyi, çocuğu korumak adına da olsa, denetlemek gibi bir yetkisinin olamayacağı, çocuğun gelişimi ve eğitimi konusunda ebeveyn üzerinde bir söz hakkı sahibi olmanın davalı idarenin görev tanımı kapsamında bulunmadığından dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, uyuşmazlık konusu yayının müstehcen unsurlar taşıdığı, 6112 sayılı Kanun’da şifreli veya şifresiz yayın ayrımına gidilmediği, bilirkişi raporunun bilimsel incelemeye dayanmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Mahkeme’ce karar verilen tarih itibarıyla yürürlükte olan hâliyle 45. maddesinde, idare ve vergi mahkemelerinin tek hâkimle verilen nihaî kararlarına, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dâhi, mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilebileceği, bölge idare mahkemelerinin bu kararlarının kesin olduğu ve temyiz yoluna başvurulamayacağı kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun’un 45. maddesinin 6545 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle değiştirilen birinci fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle eklenen Geçici 8. maddenin birinci fıkrasında, ivedi yargılama usulü hariç olmak üzere bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin, 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı, bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümlerin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Geçici 8. maddenin gerekçesinde ise, Resmî Gazete’de ilan tarihinden önce idare ve vergi mahkemelerince verilip ilan tarihinden önce ya da sonra kanun yollarına müracaat edilen ve bozulmak suretiyle idare ve vergi mahkemelerine gönderilen dosyalar hakkında da ilk kararın verildiği tarihte uygulanan kanun yoluna ilişkin hükümlerin uygulanacağı açıklamasına yer verilmiştir.
07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Bölge Adliye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemelerinin Tüm Yurtta Göreve Başlayacakları Tarihe İlişkin Karar” ile, söz konusu Bölge İdare Mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinde tüm yurtta görevlerine başlayacakları duyurulmuştur. Nitekim bu tarih itibarıyla anılan mahkemeler yargılama faaliyetlerine başlamıştır.
Aktarılan mevzuata göre, 20/07/2016 tarihinden önce verilen (ivedi yargılama usulü hariç olmak üzere) kararlar için kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yoluna ilişkin hükümler uygulanmaya devam edeceğinden, 20/07/2016 tarihinden önce idare ve vergi mahkemelerince tek hâkimle verilen nihaî kararlara karşı mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemelerine itiraz edilebileceği ve itiraz üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen kararların kesin olduğu, anılan tarihten önce idare ve vergi mahkemelerince verilen ve itirazen incelenerek bozma kararı verilerek idare ve vergi mahkemelerine gönderilen dosyalar hakkında mahkemelerce bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen kararların ilk kararın verildiği tarihte uygulanan kanun yollarına tâbi olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 24/12/2014 tarihinde yayınlanan “…” adlı sinema filminde, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinde yer alan yayın ilkesini ihlâl ettiğinden bahisle davacı şirkete 12.353,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Üst Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla (tek hakim) dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, bu karara karşı itiraz kanun yoluna başvurulması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce itiraz kanun yoluna ilişkin hükümler uyarınca inceleme yapılarak … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile davalı idarenin itirazının kabulüne, idare mahkemesi kararının bozulmasına ve yeniden karar verilmek üzere dosyanın Mahkeme’ye iadesine karar verildiği, bunun üzerine … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla bozma kararına uyularak istinaf yolu açık olmak üzere dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce bu kez istinaf kanun yoluna ilişkin hükümler uyarınca inceleme yapılarak … tarih ve E:…, K:… sayılı temyiz başvurusuna konu karar ile istinaf başvurusunun temyiz yolu açık olmak üzere reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, istinaf yetkisini haiz Bölge İdare Mahkemeleri’nin tüm yurtta göreve başladıkları tarih olan 20/07/2016 tarihinden önce idare veya vergi mahkemelerince verilen tek hakim kararlarının itirazen incelenmek suretiyle bozularak mahkemelerine gönderilmesi üzerine mahkemelerce bozma kararına uyularak verilecek kararlara ilişkin olarak ilk kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin düzenlemelerin uygulanması gerektiğinden, 20/07/2016 tarihinden önce tek hakimle verilen ilk kararın itirazen incelenerek bozulduğu, bozma kararına uyularak yine tek hakimle verilen … tarih ve E:.., K:… sayılı karar da belirtilen düzenlemeler çerçevesinde itiraz kanun yoluna tabi olduğundan, bu kanun yolu uyarınca incelenerek karar verilmesi gerekirken, istinaf kanun yoluna ilişkin hükümler uyarınca yapılan inceleme sonucunda temyiz yolu açık olmak üzere istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararda usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 23/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.