Danıştay Kararı 13. Daire 2019/2590 E. 2023/1179 K. 15.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/2590 E.  ,  2023/1179 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/2590
Karar No:2023/1179

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … İdaresi (…) Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Mülkiyeti davalı idareye ait olan ve İzmir ili, Menderes ilçesi, … (…) Mahallesi’nde bulunan … ada, … parsel sayılı taşınmazın 29/01/2019 tarihinde açık artırma usûlü ile yapılan satış ihalesinin ve anılan satış ihalesi iptal edilerek taşınmazın doğrudan kendisine rayiç bedel üzerinden satılması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; uyuşmazlık konusu taşınmazın Hazine’nin mülkiyetinde iken, 1164 sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun uyarınca davalı idareye devrine karar verildiği, söz konusu taşınmazın, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun Geçici 16. maddesi kapsamında davacıya doğrudan satılmasının mümkün olmadığı, davacının fuzulen işgal etmiş olduğu Hazine’nin mülkiyetinde bulunan taşınmazın 4706 sayılı Kanun uyarınca değerlendirilmek üzere belediyeye devrine dair bir karar alınmadığı, anılan taşınmazın başka bir amaçla değerlendirilmek suretiyle ekonomiye kazandırılma yolunun seçildiği, bu hususun idarenin takdir yetkisinde olduğu, davalı idarenin mülkiyetinde bulunan ve söz konusu taşınmazı geçerli bir hukukî sebep olmaksızın kullanmak suretiyle işgal eden davacının bu taşınmazın kendisine doğrudan satılması gerektiği yönündeki iddiasına itibar edilmeyeceği, 4706 sayılı Kanun kapsamında da değerlendirilmesi mümkün olmayan taşınmazın, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca satışa çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlem ile bu işleme karşı yapılan itirazın reddine dair işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka uygun bulunan dava konusu işlemler hakkında davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, uyuşmazlık konusu taşınmazın 2012 yılından itibaren kullanılmaya başlanıldığı, etrafının tel örgü ile çevrildiği ve üzerine konteyner konulması nedeniyle 9.951,73-TL tutarında ecrimisil tahakkuk ettirildiği, bu tutarın tarafınca ödendiği, söz konusu taşınmaza yönelik 25/09/2018 tarihli Yapı Kayıt Belgesi’nin düzenlendiği, 3194 sayılı Kanun’un Geçici 16. maddesi ve 4706 sayılı Kanun uyarınca, ihaleye konu taşınmazın tarafına rayiç bedel üzerinden doğrudan satışı yapılması gerekirken ihale yoluyla satış işleminde ve bu işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, davalı idareye doğrudan satış yapılmaması yönünde takdir yetkisi verilmediği, ihaleye ilişkin tarafına tebligat yapılmadığı, İdare Mahkemesi’nce eksik inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle karar verildiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, İdare Mahkemesi kararı usûl ve yasaya uygun olduğundan davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
USÛL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davalı idarece, İzmir ili, Menderes ilçesi, … (… Mahallesi’nde bulunan … ada, … parsel sayılı taşınmazın 29/01/2019 tarihinde açık artırma usûlü ile satışı gerçekleştirilmiştir.
Davacı tarafından 23/01/2019 tarihli dilekçe ile davalı idareye yapılan başvuruda, dava konusu ihalenin iptali ile ihaleye konu taşınmazın doğrudan kendisine rayiç bedel üzerinde satılması istenilmiştir.
Söz konusu başvuru üzerine Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Emlak Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işlemiyle, uyuşmazlık konusu taşınmazın doğrudan davacıya satışının uygun görülmediği ve bu taşınmazın arsa satış ihalesi kapsamında satışa sunulacağı belirtilmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından, yapılan başvurunun reddine dair işlem ile satış ihalesinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; uyuşmazlığın taşınmaz mallarla ilgili mevzuattan kaynaklandığı, bu durumda, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 34. maddesinin birinci fıkrası uyarınca taşınmazın bulunduğu yerdeki İzmir İdare Mahkemesi’nin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilerek dava dosyasının İzmir İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş; … İdare Mahkemesi’nce de davanın reddine karar verilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları idarî dava türleri arasında sayılmış; 14. maddesinin üçüncü fıkrasında, dilekçelerin görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, ehliyet, idarî davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve Kanun’un 3. ve 5. maddelerine uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği belirtilmiş; 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın yetki yönünden reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun’un “İdarî davalarda genel yetki” başlıklı 32. maddesinin birinci fıkrasında, “Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, bu Kanun’da veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması hâlinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idarî işlemi veya idarî sözleşmeyi yapan idarî merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.”; 34. maddesinin birinci fıkrasında ise, “İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskân gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idarî davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların bulunduğu yer idare mahkemesidir.” kurallarına yer verilmiştir.

HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
İdarî davalarda genel yetki, 2577 sayılı Kanun’un 32. maddesinde düzenlenmiştir. 32. maddenin yukarıda yer verilen birinci fıkrasına göre, iptal davalarında yetki konusundaki genel kural, dava konusu idarî işlemi tesis eden idarî merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesinin yetkili olmasıdır.
2577 sayılı Kanun’un 33. ile 37. maddeleri arasında ise, kamu görevlileri ile ilgili davalarda, taşınmaz ve taşınır mallara ilişkin davalarda, tam yargı davalarında ve vergi uyuşmazlıklarında geçerli olan özel yetki kuralları düzenlenmiştir.
Kanun’un 34. maddesinde, taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasından kaynaklanan iptal ve tam yargı davaları ile konusu taşınmaz mal olan idarî sözleşme uyuşmazlıklarından ve ayrıca kamu mallarına ilişkin idarî davalardan söz edilmiştir. Maddenin öngördüğü yetki kuralı özel ve kesin nitelikte olduğundan; anılan davaların mutlaka uyuşmazlık konusu taşınmaz malın bulunduğu yerdeki idare mahkemesinde görülmesi gerekmekte, 32. maddenin birinci fıkrasındaki genel yetki kuralının bu alanda geçerliliği bulunmamaktadır (YENİCE Kâzım / ESİN Yüksel, Açıklamalı-İçtihatlı-Notlu İdari Yargılama Usulü, 1983, Ankara, s.656).
Aslında, 2577 sayılı Kanun’un 2. maddesinde düzenlenen idarî dava türlerinden hiçbirinin konusu taşınmaz mallar değildir. Dolayısıyla, 34. maddede yer alan “taşınmaz mallara ilişkin davalar” ifadesinden anlaşılması gereken, taşınmaz malları konu edinen idarî davalar değil; “idarî uyuşmazlığın kaynağı olan taşınmaz mallarla ilgili bir isteği karşılayan” ya da “taşınmaz mallar üzerindeki bir hakkı ihlâl eden” idarî işlemleri konu edinen idarî davalardır (CANDAN Turgut, Açıklamalı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 2017, Ankara, s.929).
Bu durumda, idarî dava türlerinden olan iptal davalarında, yetkili mahkemenin tespitinde kural olarak 32. maddede belirlenen ilkenin uygulanmasının esas olduğu; bu genel kuraldan ayrılmanın ancak istisna öngören özel bir yetki kuralının varlığı hâlinde mümkün olduğu; 2577 sayılı Kanun’un 34. maddesinde düzenlenen özel yetki kuralının ise taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasını veya taşınmaza bağlı hakları konu alan işlemlere karşı açılan davalara yönelik olduğu açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, açık artırmaya konu satış ihalesinin iptali için davacı tarafından yapılan başvurunun reddine dair işlemin Toplu Konut İdaresi Emlak Dairesi Başkanlığı’nca tesis edildiği, söz konusu satış ihalesinin de Toplu Konut İdaresi Başkanlığı oluru ile yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, uyuşmazlığın, 2577 sayılı Kanun’un 34. maddesinin birinci fıkrası kapsamında imar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskân gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasına veya taşınmaza bağlı hak kapsamında bulunan bir işleme yönelik olmadığı, taşınmaz hukukuna ilişkin herhangi bir kuralla ilgili olmaksızın, ihale mevzuatına dayalı olarak yapılan ihale işlemi ile anılan ihalenin iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işleme yönelik olduğu, uyuşmazlığın çözümünde 2577 sayılı Kanun’un 32. maddesinin birinci fıkrası kapsamındaki genel yetki kuralı uyarınca, dava konusu işlemleri tesis eden idarî merci olan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın bulunduğu yer mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, yetkisiz yargı yerince uyuşmazlık hakkında davanın reddine karar verilmesinde usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 15/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.