Danıştay Kararı 13. Daire 2019/2546 E. 2019/2614 K. 17.09.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/2546 E.  ,  2019/2614 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/2546
Karar No:2019/2614

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E: …, K: …sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Depolama lisansı ile faaliyet gösteren davacı şirkete ait … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Sokak, No: … adresinde bulunan depolama tesisinden alınan LPG numunesinin ilgili teknik düzenlemelere uygun olmamasının 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 4/4(ğ) maddesi ile aynı Kanun’un 17/2. maddesine ve LPG Piyasaında uygulanacak Teknik Düzenlemeler Hakkında Yönetmeliğin 4/1. maddesine aykırlık teşkil ettiğinden bahisle, 5307 sayılı Kanun’un 16/2-b(4) ile Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16. Maddesi Gereği 2015 Yılında Uygulanacak Para Cezaları Hakkında Tebliğ hükümleri uyarınca …-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 18/08/2016 tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararda; davacıya ait LPG istasyonundaki tanklardan alınan numune üzerinde … Petrol Araştırmaları Merkezi’nce yapılan tahlil sonucu düzenlenen 31/08/2015 tarihli raporda ”Numune buharlaşma kalıntısı özelliği itibari ile TS EN 589 + A1 standartına uygun değildir.” tespitine yer verildiği, her ne kadar davacı tarafından yaptırılan tahlilde istasyondan alınan numunenin teknik düzenlemelere uygun olduğu yönünde … Petrol Araştırmaları Merkezi’nce 06/11/2016 tarihli rapor düzenlenmiş ise de, tahlilleri yapan… Petrol Araştırmaları Merkezi’nin 12/01/2016 tarihli yazısında davacı ile davalı idarenin ayrı ayrı tahlillerini yaptırdığı iki LPG numunesinin aynı ürün kitlesine ait olmadığı belirtildiğinden davacının bu iddiasına itibar edilmediği, davacı şirketin teknik düzenlemelere uygun olmayan LPG’yi piyasa faaliyetine konu ettiği anlaşıldığından …-TL para cezası verilmesine ilişkin Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi tarafından istinaf incelemesi sonrasında verilen kararın gerekçeli olmadığı, … Petrol Araştırmaları Merkezi’nce şahit numuneler üzerinde yapılan tahlilde istasyondan alınan numunenin teknik düzenlemelere uygun olduğu yönünde 06/11/2016 tarihli rapor düzenlenmiş olduğu, davalı idare tarafından … Petrol Araştırmaları Merkezi’ne sunulan ilk numunenin, yaklaşık iki yıldır kullanılmadığı için boru hatlarında oksitlenme olan tanktan alınmış olduğu, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, temyize konu kararın usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının açıklama ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, idarî para cezasının hukukî anlamda kesinleşmesinden veya tahsil edilmesinden önce ceza miktarına yönelik mevzuatta bir değişiklik olması durumunda, idarî para cezasının iptali gerekmemekle birlikte tahsilatın lehe düzenlemeye uygun olarak yapılması gerekmektedir.
5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin (ğ) bendinde “Piyasa faaliyetlerinde teknik düzenlemelere uygun LPG sağlamak” lisans sahiplerinin hak ve yükümlülükleri arasında sayılmış; bu maddeye aykırılık hâlinde idarî para cezasının miktarını düzenleyen aynı Kanun’un 7164 sayılı Kanun’un 35. maddesiyle değişik 16. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde “Aşağıdaki hâllerde sorumlulara ikiyüzellibin Türk Lirasından az olmamak ve ikimilyonyediyüzellibin Türk Lirasını geçmemek üzere fiilin işlendiği tarihten bir önceki yılda ilgili lisansa konu LPG piyasası faaliyetine ilişkin net satış hasılatının binde onikisi oranında idarî para cezası uygulanır.” kuralına yer verildikten sonra, 1 numaralı alt bendinde “… 4. madde hükümlerinin ihlali.” hükmü yer almış; davacının para cezasına konu fiili olan teknik düzenlemelere aykırı LPG bulundurmanın yaptırımı alt ve üst sınırlar içinde belirlenmiş; 7164 sayılı Kanun’un 37. maddesiyle 5307 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 8. maddenin ikinci fıkrasında ise, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kurul kararına bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış olan idarî para cezaları işlenen fiil için bu kanunla birlikte daha düşük bir idarî para cezası uygulanmasının öngörülmesi hâlinde ilgili vergi dairesince 16’ncı maddenin ilgili bentlerinde belirlenmiş olan asgari maktu hadden tahsil edilir. Kısmen veya tamamen tahsil edilen idarî para cezaları iade edilmez. ” kuralına yer verilmiştir.
İlgili vergi dairesinin kanunen üstlendiği bu görevi yerine getirmesi açısından önemli olan husus, idarî para cezasının keşinleşmesi değil, tahsilatının tamamlanmamış olmasıdır. Dolayısıyla söz konusu düzenleme, tamamen tahsilat aşamasına özgü bir kural niteliğindedir. İdarî para cezasının iptali istemiyle dava açılsın veya açılmasın, bu kuralın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarına uygulanması vergi dairesi açısından bir zorunluluktur.
İlgili vergi dairesi, dava açılıp açılmadığına bakılmaksızın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezasının miktarında lehe bir değişiklik varsa bunu tespit etmekle ve uygulamakla yükümlü bulunduğundan, tahsilat aşamasına özgü olan anılan kuralın, idarî para cezasının iptali istemiyle açılan davalarda, dikkate alınmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu itibarla, idarî para cezasına konu olan fiilin sübûta ermiş olması ve ihlâlin tespit edildiği tarih itibarıyla davacıya …-TL idarî para cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte, idarî para cezasının miktarında lehe olan değişikliğin tahsilat aşamasında vergi dairesince dikkate alınması gerektiği açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 17/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.