Danıştay Kararı 13. Daire 2019/2499 E. 2019/2504 K. 11.07.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/2499 E.  ,  2019/2504 K.f.y
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/2499
Karar No:2019/2504

TEMYİZ EDENLER 1. (DAVACI) …
VEKİLİ: …
2. (DAVALI) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
VEKİLLERİ: …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, davalı idarenin kanuni görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğinden bahisle … Bank hesabında bulunan … -TL’nin davalı idareye başvuru tarihi olan 04/05/2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararda; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 150. maddesi’nin 2. fıkrasında özel ve tüzel kişilerin “banka gibi faaliyet gösterdiği”, “kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda banka adını ya da banka gibi faaliyet gösterdikleri” veya “banka gibi mevduat ve katılım fonu kabul ettiği” yönünde izlenimler uyandıracak söz ve deyimlerin kullanılmasının suç sayıldığı ve bu gibi ihlallerin saptaması üzerine davalı idarece kendi sorumluluk alanında yapılan inceleme ve denetim sonucu 5411 sayılı Kanun hükmü gereği 29/12/2017 tarih ve 7662 sayılı kararıyla Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması ve … Bank organizasyonuna ilişkin faaliyetlerin, reklamların geçici olarak durdurulmasının, ilanların toplatılmasının, ilgili web sitesine erişimin engellenmesinin Cumhuriyet Başsavcılığından talep edildiği, bu durumda, davalı idarece mevzuat hükmü gereği kendine verilmiş olan görev ve yetkileri gereği ilgili inceleme ve denetimleri yaptığı ve gerekli yerlere başvuruda bulunduğu bu haliyle davalı idarenin kendisine verilen yetki çerçevesinde harekete geçtiği açık olup davacının hesabında bulunan miktarın kendisine ödenmesine neden olabilecek herhangi bir kusuru bulunmadığı kanaatine varıldığı, öte yandan, davacı hesabının bulunduğu … Bank adı altında faaliyet gösteren organizasyonun 5411 sayılı Kanun’un 2. maddesinde sayılan faaliyetlerden olmadığı yani BDDK’ya kanun ile verilen görev ve yetkileri kapsamı dışında bir oluşum olduğu, daha açık bir anlatımla ilgili organizasyonun internet sistemi içerisinde kurulmuş bir sanal oyun sitesi olduğu ve buna ilişkin olarak da kullanıcılarına (üyelerine) sözleşme sunduğu, ilgili organizasyonun “bank” ismini kullanmasından dolayı kullanıcıları tarafından banka olarak kabul edildiği, “bank” kelimesinin ise ekonomik bir güç ifade etmesi nedeniyle tercih edilen bir kullanım olduğu ve bu kullanımların engellenmesine dair bir hüküm bulunmadığından bu yönüyle de davalı idarenin mali sorumluluğunu gerektirecek bir kusuru bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davacı tarafından, idarenin olayda hizmet kusuru bulunduğu ve davalı idarenin denetim yükümlülüğünü yerine getirmediği; davalı idare tarafından ise temyize konu mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden hatalı olduğu iddia edilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : 5411 sayılı Kanun kapsamında her türlü yükümlülüğün yerine getirildiği, … Bank adlı organizasyonun hukuki niteliği itibarıyla “banka”cılık faaliyeti olarak değerlendirilemeyeceği, ilgililer hakkında yasal işlemlerin başlatılmasını teminen suç duyurusunda bulunulduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘İN DÜŞÜNCESİ: Dosyanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin birinci fıkrası ve Geçici 8. maddesi uyarınca görevli ve yetkili olan İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun’la değişik 45. maddesinin 1. fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği, ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararların kesin olduğu, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı belirtilmiş, aynı maddenin son fıkrasında, ivedi yargılama usulüne tabi olan davalarda istinaf yoluna başvurulamayacağı kurala bağlanmış; 2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’la eklenen maddelerden, 20/A maddesinde, ivedi yargılama usulü düzenlenmiş, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri ile Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları bu usulün uygulanacağı uyuşmazlıklar arasında sayılmış; anılan usule tabi olan davalar hakkında verilen nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği hükmüne yer verilmiş; Geçici 8. maddesinin 1. fıkrasında, ivedi yargılama usulü hariç olmak üzere bu Kanun’la idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin, 2576 sayılı Kanun’un, bu Kanun’la değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı, bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş; 07/11/2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Adalet Bakanlığının Bölge Adliye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemelerinin Tüm Yurtta Göreve Başlayacakları Tarihe İlişkin Kararı’nda, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca kurulan bölge idare mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlayacağı kurala bağlanmıştır.
Bu düzenlemelere göre, idare ve vergi mahkemelerinin konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen davalarda verilen kararlar ile ivedi yargılama usulüne tabi davalarda verilen kararlar hariç, 2576 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesine göre kurulan Bölge İdare Mahkemeleri’nin tüm yurtta göreve başladıkları 20/07/2016 tarihinden sonra verilen nihaî kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilecektir.
Davalı idarenin kanuni görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğinden bahisle … Bank hesabında bulunan …-TL’nin davalı idareye başvuru tarihi olan 04/05/2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesi istemiyle açılan ve yukarıda belirtilen istisnalar arasında bulunmayan davada, 20/07/2016 tarihinden sonra verilen nihaî karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE,
2. Dosyanın istinaf incelemesinde görevli (ve yetkili) … Bölge İdare Mahkemesi’ne gönderilmek üzere kararı veren … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 11/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.