Danıştay Kararı 13. Daire 2019/2427 E. 2019/2717 K. 25.09.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/2427 E.  ,  2019/2717 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/2427
Karar No:2019/2717

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …

KARŞI TARAF (DAVALI): …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, … Genel Müdürlüğü ile aralarında akdedilen Sistem Kullanım Anlaşmasının “Cezai Şartlar” başlıklı 9. maddesinde yer alan, “… tesislerinde kullanıcının bağlı olduğu fidere 00.00-24.00 saatleri arasında 4 (dört) veya daha fazla arıza intikal ederek kesicinin açması” ve “İletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişilerin iletim sisteminin her bir ölçüm noktasında çekecekleri endüktif reaktif enerjinin/verecekleri kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması” ihlâllerinin gerçekleştiği gerekçesiyle düzenlenen dönemine ilişkin … -TL tutarındaki tarihli sistem kullanım ceza faturasının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; Dairemizin 02/04/2018 tarih ve E:2015/4148, K:2018/1230 sayılı kararı bozma kararına uyularak dosya esastan tekemmül ettirilmiş, dava dosyasında mevcut olan arızadan dolayı açma yapan fiderlerin listeleri, diğer bilgi ve belgeler ile Sistem Kullanım Anlaşması değerlendirildiğinde, davacı şirket ile … Genel Müdürlüğü arasında tarihinde Sistem Kullanım Anlaşmasının imzalandığı, bu Anlaşmanın 9. maddesinde yer alan cezai müeyyidelerin taraflar arasında bağlayıcı olduğu, dava konusu işlemin dayanağı Sistem Kullanım Anlaşmasının 9. maddesinde yapılan düzenlemede yer alan ihlâllerin gerçekleştiği dikkate alındığında, davalı idarece yapılan arıza tespitine göre tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, mahkemenin yapması gerekenin sistem kullanım anlaşmasının varlığını incelemek olduğu, bu anlaşmaların sözleşme serbestisi kapsamında imzalanmadığı, bu anlaşmaların davalı idare tarafından hazırlandığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından onaylandığı, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’na göre bir fiil nedeniyle uygulanacak yaptırımın kanunla düzenlenmesi gerektiği, kanun hükmü olmaksızın tek taraflı bir irade ile cezaya hükmedildiği, kanunda yer almayan bir cezai yaptırımın yönetmelik ve tebliğ ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kurul kararı veya yöntem bildirimiyle düzenlenmesinin de mümkün olmadığı, ceza miktarı belirlenirken hangi yöntemin izlendiği ve hangi verilerin esas alındığının belli olmadığı, hatalı cezaların uygulanmasının sıklıkla rastlanan bir durum olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, dava konusu cezai şart faturasının ihlallerin gerçekleştiği dönemde taraflar arasında yürürlükte bulunan sistem kullanım anlaşmasının ilgili hükmü uyarınca düzenlendiği, sağlıklı iletim hizmeti sunulabilmesi ve arz güvenliğinin sağlanabilmesi için sisteme zarar veren ihlallere karşı cezai şartların öngörülmesinin bir gereklilik olduğu, davacı her ne kadar anlaşmanın tek taraflı hazırlanarak dağıtım şirketlerine dayatıldığı iddiasını ileri sürse de, davacının da dağıtım sistemi kullanıcıları ile aynı nitelikte anlaşmaları imzaladığının dikkate alınması gerektiği, genel hükümler arasında yer alan cezai şartlara ilişkin kısmın hazırlanmasında dağıtım ve üretim şirketlerinin görüş ve önerilerinin dikkate alındığı, iletim sistemi işletmecisi olarak sistem üzerinde risk oluşturan ihlâl durumlarının tespiti ve anlaşmada belirtilen cezai şartların tesisi ile görevli ve yetkili oldukları, davacıya gönderilen muhteviyat çizelgeleri ile raporlarda ceza miktarını hesaplamaya esas teşkil eden ihlâllerin ayrıntılarına yer verildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.