Danıştay Kararı 13. Daire 2019/2248 E. 2020/591 K. 24.02.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/2248 E.  ,  2020/591 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/2248
Karar No:2020/591

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): … Kaymakamlığı
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı tarafından, … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada … parselde Maliye Hazinesi adına kayıtlı taşınmazın ihale yoluyla satışına ilişkin 26/02/2014 tarih ve 2 sayılı işlemin ve söz konusu satış ihalesine yapılan 20/01/2015 tarihli itirazın reddine dair 07/05/2015 tarih ve 111 sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce, Dairemizin 14/12/2018 tarih ve E:2015/5047, K:2018/4024 sayılı bozma kararına uyularak; … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada … parselde Hazine adına kayıtlı taşınmazın 26/02/2014 tarihli … İlçe Malmüdürlüğü işlemi ile ihale yoluyla satışının yapıldığı, … ilinde ikamet eden davacının köyünü (… mahallesi) ziyarete geldiği 15/01/2015 tarihinde dava konusu işlemi öğrendiği, 20/01/2015 tarihli dilekçe ile satış ihalesinin iptali talebini içeren başvuruda bulunduğu, başvurunun 07/05/2015 tarih ve 111 sayılı … İlçe Malmüdürlüğü işlemi ile reddedilmesi üzerine 15/05/2015 tarihinde dava açıldığı, uyuşmazlığa konu taşınmaz satış ihalesinin ve ihalenin iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali isteminden kaynaklanan uyuşmazlığın ivedi yargılama usulü kapsamında yer aldığı, davacı tarafından idareye başvuru tarihi olan 20/01/2015 tarihi öğrenme tarihi olarak kabul edilse dahi bu tarihten itibaren en geç 30 gün içinde dava açılması gerekirken; dava açma süresini canlandırmayan başvuru ve cevap üzerine 15/05/2015 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine imkân bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, vakıf arazilerinin hiç bir şekilde satışının mümkün olmadığı, dava konusu işlemin ihale değil; ihale ile satış kararı olduğu, bu nedenle ivedi yargılama usulünün uygulanamayacağı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 24/02/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Anayasa’nın 40/2. maddesi hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa’nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim” tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, idare mahkemelerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin “altmış gün” olduğu kurala bağlanmış, 20/A maddesinde ise ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin “otuz gün” olduğu ve bu Kanun’un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür.
Olayda, … Kaymakamlığı tarafından … mahallesi, … ada … parselde Hazine adına kayıtlı taşınmazın 26/02/2014 tarihinde ihale yoluyla satışının gerçekleştirildiği, davacının 15/01/2015 tarihinde dava konusu işlemi öğrendiği, satış ihalesinin iptaline yönelik olarak 20/01/2015 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunduğu, başvurunun 07/05/2015 tarih ve 111 sayılı … İlçe Malmüdürlüğü işlemi ile reddedilmesi üzerine 15/05/2015 tarihinde bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Kendisine yazılı bildirim yapılmadığı için herhangi bir şekilde bir idarî işlemi öğrenen ya da haberdar olan ve o işlem nedeniyle menfaati ihlal edilen davacının, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde öngörülen ve özel bir yargılama niteliği taşıyan ivedi yargılama usulünü, bu usule tâbi işlerde geçerli olan dava açma süresini ve idarî başvuru yolu bulunup bulunmadığını, idarî başvuruda bulunursa bunun dava açma süresini durdurmayacağını bildiğini kabul etmek mümkün değildir. Anayasa’nın 40/2. maddesine uygun olarak kendisine yazılı bir bildirim yapılmayan davacıdan hiçbir bilgisinin olmadığı ivedi yargılama usulü için öngörülen ve özel dava açma süresi olan otuz gün içinde davasını açmasını beklemek mahkemeye erişim hakkının sınırlandırılması sonucunu doğuracaktır.
Bu itibarla, uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tabi olduğunu ve dava açma süresinin otuz gün olduğunu bilmeyen davacının, 15/01/2015 tarihinde öğrendiği taşınmaz satış ihalesinin iptal edilmesi için 20/01/2015 tarihinde yaptığı itiraz başvurusunun reddine ilişkin davalı idarenin 07/05/2015 tarih ve 111 sayılı işleminin tebliği üzerine, 2577 sayılı Kanun’un 7. ve 11. maddeleri uyarınca genel dava açma süresi içerisinde, 15/05/2015 tarihinde açtığı davanın süresinde olduğunun kabulü gerektiğinden, İdare Mahkemesi’nce davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen kararın bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.