Danıştay Kararı 13. Daire 2019/2195 E. 2020/2043 K. 10.09.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/2195 E.  ,  2020/2043 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/2195
Karar No:2020/2043

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Otomotiv Akaryakıt Gıda İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, bayilik lisansı ile faaliyet gösterdiği akaryakıt istasyonunda dağıtıcısı haricinde akaryakıt ikmal ettiğinden bahisle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca 72.751,00-TL idarî para cezası uygulanmasına ilişkin 21/09/2017 tarih ve 7301-48 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; … tarih ve … sayılı bayilik lisansı ile faaliyet gösteren davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 14/04/2014 tarihinde yapılan denetimde, sözleşmeli dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali yapıldığının tespit edilmesi üzerine, soruşturma açıldığı, yapılan soruşturma sonucunda söz konusu fiil nedeniyle davacı şirket hakkında 72.751,00-TL idarî para cezası verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı,
Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce 5015 sayılı Kanunun 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin “Aşağıdaki hallerde sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idari para cezası verilir” bölümünün, bendin (3) numaralı alt bendindeki “8. maddenin ihlali” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulduğu, Anayasa Mahkemesinin 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla; iptali istenilen maddenin, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa’nın 2. maddesine aykırı bulunarak iptal edilmesine ve iptal hükmünün de, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildiği,
Uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu işlemin sebebi olan “bayisi olduğu dağıtıcı haricinde akaryakıt ikmali yapılması” fiili karşılığında verilecek idarî para cezasının 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin 3 numaralı alt bendinde düzenlendiği, söz konusu mevzuat hükmünün aynı Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa Mahkemesinin anılan kararı ile iptal edildiği ve bu konuda Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda yasal bir düzenleme yapılmadığından ortada hukuki boşluk olduğu, “bayisi olduğu dağıtıcı haricinde akaryakıt ikmali yapılması” fiilinin karşılığı olmayan 5015 sayılı Kanunun 19. maddesinin yedinci fıkrası uygulanmak suretiyle idari para cezası verildiği, bu durumun ceza hukukunun “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ve “tipiklik” ilkelerine de aykırı olduğu dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince; davacı şirketin faaliyetini dağıtıcısı ile yapmış olduğu bayilik sözleşmesi kapsamında yürüttüğü; Kurul kararı ile davacı şirkete isnat edilen fiilin ise dağıtıcısı haricinde akaryakıt ikmal edilmesi olarak tanımlandığı, davacının fiilinin idari para cezası verilmesine dayanak olan Kanundaki kural ile örtüşmediğinden, davacıya 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasına dayanılarak idari para cezası verilemeyeceği, davacıya atfedilen “dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali etmek” fiilinin karşılığı olan idarî para cezası yaptırımı, Kanunun 19. maddesinde düzenlenmiş olduğundan, 19. maddede sayılanların dışında kalan fiiller için verilecek olan cezayı düzenleyen 19. maddesinin 7. fıkrasının, anılan fiil için yasal dayanak olarak belirlenerek tesis edilen dava konusu işlemde hukuki isabet bulunmadığı, bu durumda, davacının dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali gerçekleştirildiği gerekçesiyle tesis edilen dava konusu idarî para cezasına ilişkin iptal hükmü kurulmasına yönelik Mahkeme kararının sonucu itibariyle usul ve hukuka uygun olduğu ve istinaf başvurusunun kabulünü gerektiren bir neden bulunmadığından, davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, harçtan muaf olunduğundan yatırmış olunan harçların iadesi gerektiği, işlemin hukuka uygun olduğu, birimlerinin hukuk dairesine görüş sorularak işlem tesis edildiği, Mahkemece değerlendirmenin fiilin yaptırımsız kalması sonucun doğuracağı, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının da işlemde yazıldığı, bu fıkra yönünden iptal kararı verilmediği, iptal hükmünün 2. fıkraya yönelik olduğu, işlemin sakatlanmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davacının dağıtıcısı olan … Petrol Ürünleri Pazarlama Nakliyat Sanayi Ticaret ve Dağıtım Ltd. Şti tarafından otomasyon sistemi üzerinden 10/04/2014 tarihinde davacıya ait istasyonda bulunan 3 no.lu tanka 2.213,70-LT, 2 no.lu tanka 7.739,30-LT motorin ikmalinin kayıt dışı yapıldığının görülmesi üzerine durum kolluk kuvvetlerine ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na bildirilmiş, bunun üzerine istasyonda 14/04/2014 tarihinde yapılan denetimde, sözleşmeli dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali yapıldığının tespit edilmesi üzerine, istasyon yetkilisinden otomasyonda görülen söz konusu ikmale ilişkin fatura sevk irsaliyesi istenildiği, söz konusu fiilin aksini ispatlayıcı bilgiler ve belgeler ibraz edilemediği gerekçeyle davacı şirket hakkında soruşturma açılarak, yazılı savunma sunulması istenmiştir. Savunma istem yazısı davacının KEP adresine tebliğ edilmesine rağmen süresinde savunma sunulmamıştır. Akabinde dağıtıcı dışı yakıt ikmali fiili sabit görülerek dava konusu işlem tesis edilmiştir.
Bu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Bayiler” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında; Bayi lisanslarına ilişkin düzenlemelerin (teknik, güvenlik, kapasite, çevre vb.) Kurum tarafından yapılacağı, bayilerin, dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetini yürütecekleri kuralına, aynı maddenin 2. fıkrasının (a) bendinde; Bayilerin lianslarının devamı süresince, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü olduğu kuralına yer verilmiştir.
5015 sayılı Kanun’un “idari para cezaları” başlıklı 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 3 numaralı alt bendinde; 5, 6, 7, 8 ve 17. maddelerin ihlali halinde, sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idari para cezası verileceği, aynı maddenin 2. fıkrasının (d) bendinde; 8. maddenin ihlali halinde bayiler için (c) bendinde yer alan cezanın beşte birinin uygulanacağı, 19. maddesinin 7. fıkrasında ise; yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verileceği kurala bağlanmıştır.
Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinin “Bayilik Lisansı Sahiplerinin Yükümlülükleri” başlıklı 38/d maddesinde; “Bayisi oldukları dağıtıcı haricinde akaryakıt temini yapılmaması” düzenlemesi yer almaktadır.
Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce; 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin “Aşağıdaki hallerde sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idari para cezası verilir” bölümünün, bendin (3) numaralı alt bendindeki “8. maddenin ihlâli” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuş ve Anayasa Mahkemesi’nin 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla; 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa’nın 2. maddesine aykırı bulunarak iptaline ve iptal hükmünün de kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmek fiilinin karşılığı uygulanan idarî para cezası yaptırımının 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesindeki yaptırım maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi akabinde 19. maddede sayılanların dışında kalan fiiller için verilecek olan cezayı düzenleyen 19. maddesinin 7. fıkrasının, anılan fiile uygulanacak idarî para cezası yaptırımı için yasal dayanak olarak belirlenmesinin mümkün olup olmadığı açısından yapılan incelemede;
İdari yaptırımlar ve idari para cezaları idarenin bir yargı kararına gerek olmaksızın, yasaların açıkça verdiği bir yetkiye dayanarak, idare hukukuna özgü yöntemlerle, doğrudan doğruya bir işlem ile uyguladığı yaptırımlarla verdiği cezalardır. Kabahatler Kanununa göre hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilecek, fakat kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla belirlenecektir.
Esasen ceza hukukunu ilgilendiren suçta kanunilik ve cezada kanunilik ilkeleri ceza hukukundan kabahatler hukukuna sirayet etmiştir. İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza içeren hükümler ihdas edip edemeyeceği açısından idareye genel ve düzenleyici işlemlerle, kanunla çizilen çerçeve hükmün içeriğini hangi kabahatlerin yaptırım gerektireceği konusunda doldurma yetkisi verilmiştir. Fakat kabahatler karşılığında uygulanacak idari yaptırımlar ise ancak kanunla düzenlenecektir. Dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “İdari para cezaları” başlıklı 19. maddesinde, bir kısım fiillere yönelik idarî para cezaları fıkralar hâlinde sayıldıktan sonra, yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verileceği kurala bağlanmıştır. Kanun koyucunun bu düzenlemeyle, Kanuna aykırı hiçbir fiilin yaptırımsız kalmamasını sağlamayı amaçladığı görülmektedir.
Somut olayda, Anayasa Mahkemesi’nin 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla; 5015 sayılı Kanun’un 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin “Aşağıdaki hallerde sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idari para cezası verilir” bölümünün 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesine ve iptal hükmünün de kararın Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi tarafından verilen 07/04/2016 tarihli iptal kararının yürürlüğü 03/05/2016 tarihinden itibaren dokuz ay ertelenmesine rağmen bu süre içerisinde, iptal edilen kısma ilişkin yeni bir yasal düzenleme yürürlüğe girmemiştir. Bu nedenle davalı idare tarafından, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmek fiilini işlediği tespit edilen davacı şirket hakkında Kanun’un 19. maddesinin 7. fıkrası gereğince idari para cezası uygulanmıştır.
5015 sayılı Kanun’un Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilen hükmü bayilerin, bayisi olduğu dağıtıcı dışında başka bir dağıtıcıdan ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmamasına yönelik yükümlülüğe ilişkin olmayıp, bu yükümlülüğe aykırılık nedeniyle verilecek idari para cezasının maktu olarak düzenlenmesinin adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmayacağından, bu fiili işleyenler hakkında uygulanacak ceza maddesine ve miktarına yönelik bir iptal kararı olduğu, söz konusu yükümlülüğe aykırı davranan bayiler hakkında Kurumca ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak işlem tesis edilebileceği açıktır.
Bu itibarla, dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmal etmeme yükümlülüğüne ilişkin olarak bu yükümlülüğün hukuka aykırı olduğundan bahisle verilmiş bir iptal kararı bulunmadığından, belirtilen yükümlülüğe riayet etmeyen bayilere, bu ihlal nedeniyle verilecek cezayı özel olarak ayrıca düzenleyen kanun maddesinin iptali nedeniyle oluşan hukukî durum dikkate alındığında, Kanun’un 19. maddesinde özel olarak sayılmayan ihlaller nedeniyle uygulanacak cezaları düzenleyen aynı maddenin yedinci fıkrası uyarınca idarî para cezası verilmesinde hukuka aykırılık, işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine dair temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddine dair temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine,10/09/2020 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde, bayilerin, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü oldukları kurala bağlanmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce; 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “İdarî para cezaları” başlıklı 11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değişik 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir:” kuralının, (3) numaralı alt bendindeki “8. maddenin ihlâli” yönünden Anayasa’nın 2. maddesine aykırı görülerek yapılan itiraz başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla; 5015 sayılı Kanun’un, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin; “Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir:” bölümünün, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline; iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
Anılan iptal kararı, 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 03/02/2017 tarihinde yürürlüğe girmiş olmasına rağmen kanun koyucu tarafından 5015 sayılı Kanun’un 8. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden uygulanacak idarî para cezasına yönelik belirtilen tarihe kadar yeni bir yasal düzenleme yapılmamıştır.
Anayasa Mahkemesi’nce, bayilerin dağıtıcı haricinde başka dağıtıcılardan veya onların bayilerinden akaryakıt ikmal etmeleri hâlinde fiilin haksızlık içeriği, bayilerin kusur durumu dikkate alınmadan, ekonomik büyüklüklerine ve sınıflarına göre adil bir denge gözetilmeden, itiraz konusu kuralla ölçülü ve makul olmayan idarî para cezası ile cezalandırılmalarının hukuk devletinin gereği olan “adalet” ve “hakkaniyet” ilkeleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu iptal kararının yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, iptal kararının gerekçesine uygun yasal bir düzenleme yapılmadığı gözardı edilerek, davalı idarece 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c-3) bendine göre verilemeyen idari para cezasının, bu kez anılan maddenin yedinci fıkrası uyarınca verilmesinin hukuki güvenlik ve hukuki belirlilik ilkeleri açısından kabul edilmesi mümkün değildir.
Kanun koyucu tarafından, 28/02/2019 tarih ve 30700 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7164 sayılı Kanun’un 32. maddesi ile getirilen düzenleme ile madde yeniden düzenlenmiş ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “idari para cezaları” başlıklı 19. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinin 3 numaralı alt bendinde; 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinin ihlali hâlinde sorumlulara uygulanacak idari para cezası belirlenmiştir.
Buna göre, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer alan, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması yükümlülüğünün ihlâli hâlinde, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının yürürlüğe girdiği 03/02/2017 tarihinden, bu konuda gerekli yasal düzenlemenin yapıldığı 28/02/2019 tarihine kadar olan dönemde bayiler için uygulanacak herhangi bir idarî para cezası bulunmamakta olup, lehe olan bu durumun 28/02/2019 tarihinden önce söz konusu fiili işleyenlere aynen uygulanması hukuk devleti ilkesinin gereğidir.
Bu itibarla, Anayasa Mahkemesi’nce, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin; “Aşağıdaki hâllerde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir:” bölümünün, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden iptal edilmesi ve kanun koyucu tarafından uygulanacak yaptırım konusunda iptal kararında verilen süre içerisinde herhangi bir yasal düzenleme yapılmaması karşısında, 28/02/2019 tarihinden önce söz konusu fiili işleyenlere lehe olan durumun uygulanmayıp, Kanun’un 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca idari para cezası verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararın onanması gerektiği oyuyla, çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.