Danıştay Kararı 13. Daire 2019/2076 E. 2022/473 K. 16.02.2022 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/2076 E.  ,  2022/473 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/2076
Karar No:2022/473

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Akaryakıt Dağıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dağıtıcı lisansı ile faaliyet gösteren davacı şirketin bayisine ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetimde, alımı yapılan akaryakıt ile otomasyon sisteminde görünen satış miktarları arasında 16.000 litre fark olduğu, böylece 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 7. maddesinin 6. fıkrasının ihlâl edildiğinden bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca davacı şirkete 972.717,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirketin bayisine ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetimde, incelenen döneme ilişkin 85.761 litre motorin alındığı, 49.754 litre dolum kaydı bulunduğu, alımı yapılan akaryakıt ile otomasyon sisteminde görünen satış miktarları arasında 16.000 litre fark bulunduğunun yetkililerce yapılan denetimde tespit edildiği, bu hâliyle fiilin sübuta erdiği anlaşıldığından davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, her ne kadar sorunun veri güncelleme hatasından kaynaklandığı ileri sürülmüş ise de, bayiye ait 01/07/2015-30/09/2015 tarihleri arası otomasyon verileri incelendiğinde, gaz yağı ve benzine ilişkin önemli bir hareket olmadığı, asıl hareketlerin motorine ilişkin olduğu, motorin için de 20/07/2015 tarihine kadar belli miktarlarda satış görünmesine rağmen diğer verilerin “0” sıfır olarak göründüğü ve 14/08/2015 tarihinden sonrası için veri olmadığı, davacı tarafından bu hususta Kuruma yapılmış arıza bildirimi bulunmadığı görüldüğünden bu iddiaya itibar edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 7164 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değiştirilen 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinde yer alan ihtar müessesesinin lehe kanun hükmünde olduğu, davaya konu eylemin niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olan fiillerden sayıldığı, akaryakıt dağıtım şirketlerinin bayilerindeki otomasyon sistemini bu piyasada faaliyet gösteren otomasyon firmalarından temin ettiği, yapılan sözleşme gereği şirketlerin bayilerden aldıkları verileri hem dağıtıcı şirkete hem de davalı idareye ilettiği, otomasyon sisteminde arıza olduğuna yönelik otomasyon şirketine veya davacı şirkete bayi tarafından herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, kamusal düzeni veya akaryakıt piyasası düzenini bozan eylemlerinin bulunmadığı, otomasyon sisteminin mevzuata uygun şekilde kurulduğu ve verilerin davalı Kurum’a iletildiği, bayiye ait istasyonda gerekli kontrollerin yapılarak bayinin uyarıldığı, otomasyon sisteminin düzgün çalıştığı ve verilerin birbiriyle uyumlu olduğu, otomasyon sistemindeki veri tabanı güncellemesi nedeniyle bir miktar akaryakıtın sistemde gözükmediği, otomasyon sistemine dahil olmayan yakıt dolumunun bulunmadığı, kaçak akaryakıt satışına engel olmak ve akaryakıt piyasasını denetim altında tutmak görev ve sorumluluğunun davalı Kurum’a ait olduğu, dağıtıcı şirketin bayisine ait istasyona müdahale etme veya otomasyon sistemine bağlı olmaması nedeniyle yaptırım uygulama yetkisinin bulunmadığı, idarî para cezasının üst sınırdan uygulandığı ve fahiş olduğu, ön araştırma ve soruşturma prosedürünün usûlüne uygun şekilde yapılmadığı, olaya ilişkin tutanakların tek taraflı olarak düzenlendiği ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, isnat edilen eyleme yönelik kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi .. İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 16/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.