Danıştay Kararı 13. Daire 2019/2055 E. 2023/1561 K. 30.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/2055 E.  ,  2023/1561 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/2055
Karar No:2023/1561

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Yayıncılık ve Reklam Sanayi Ticaret A.Ş
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 29/12/2016 tarihinde yayınlanan “…” adlı programda, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde yer alan, “Yayın hizmetleri… Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz” şeklindeki yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle 14.359,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin …tarih ve …sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu(Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesi’nce verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; “…” logolu yayın kuruluşunda 29/12/2016 tarihinde canlı olarak yayınlan …ve …’ın birlikte sundukları “…” adlı programın 10:57:33-11:07:21 saatleri arasındaki bölümünde; …Genel Başkanı …’nun …Gazetesi yazarı …’le yaptığı röportajın ekrana getirildiği ve sunucular tarafından röportajdaki bazı ifadeleri sebebiyle …’nu eleştirildiği, sunucu …’ın …’nun röportajında yer alan “…Medyanın yüzde doksanı iktidarın elinde, …ve …iktidarı, oy çokluğuyla rejimi değiştirmeye çalışıyor. Bu yapılanlar demokrasiye ihanettir…” şeklindeki ifadelerine karşılık “…Dolayısıyla demek istiyor ki 12 Eylül Anayasası kalsın, dokunmayın. Bir de kurucu iradeden bahsediyor, geçen hafta da söyledi. Şu andaki yönetimi de “yıkıcı irade” olarak tanımlıyor. Geçen hafta o cümlesi üzerine …Bey’e bir soru sormuştuk. O soruyu bir daha hatırlatalım. Ne demişti Sayın …? Kurucu irade, egemenliği saraydan alıp millete vermişti, demişti. Biz de geçen hafta sormuştuk, bir daha soruyoruz. Soru şu: …hangi devrimini millete sormuştu? Yani “oy çokluğuyla yapıyor” diyor ya. …hangi devrimini millete sorarak, referandum yaparak; çünkü bu Anayasa değişikliği referanduma gidecek. Referanduma sorarak, yaparak yapmıştır? Saltanatı kaldırırken mi millete sordu? Hilafeti kaldırırken mi millete sordu? Zorla şapka giydirirken mi millete sordu? Harfleri değiştirirken mi millete sordu? …’yı müze yaparken mi millete sordu? Ezanı Türkçe okuturken mi millete sordu? Laikliği ilan ederken mi millete sordu? …’i bombalayalım mı diye mi sordu? Tarihimize küfür edenleri destekleyerek mi sordu ? Yoksa hiçbirisini sormadı mı? Türk Dil Kurumu’nun başına …diye bir Ermeni’yi getirirken mi sordu? Önce bunlara bir cevap versinler.” diyerek, …’nun …Gazetesine verdiği röportajda yer alan bazı ifadelerinden hareketle, …’ün devrimleri yaparken halka sormadığını belirterek eleştirdiğinin görüldüğü, bu durumda, bahse konu yayının ilgili bölümünde zikredilen sözlerin, ifade ve düşünceyi yayma özgürlüğü kapsamında kaldığı, sunucunun ifade özgürlüğü kapsamında beyan ettiği ve paylaştığı düşüncelerinden dolayı yayıncı kuruluşun cezalandırılmayacağı, aksi hâlin gerek Anayasa’ya gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılık teşkil edeceği hususları göz önüne alındığında, davacı şirket hakkında 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinin tekraren ihlâl edildiğinden bahisle idarî para cezası verilmesine ilişkin Üst Kurul kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; dava konusu televizyon programında Türkiye Cumhuriyeti kurucusu …’e yönelik açıklama ve ifadelerin eleştiri sınırlarını aştığı, olgu isnadı şeklinde kesin yargı içerdiği, bunun karşılığı olarak da davalı idare tarafından tesis edilen dava konusu işlemin ifade özgürlüğünün meşru amaca uygun, demokratik toplum düzeninde gerekli, ölçülü ve kanuni sınırlaması olarak ortaya çıktığı, bu durumda, “…” logolu televizyon kanalında 29/12/2016 tarihinde yayınlanan “…” adlı programda, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu olması nedeniyle Türk toplumunun milli ve manevi değerleri arasında yer alan …’e yönelik açıklama ve ifadelerle 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinin ihlâl edildiği anlaşıldığından davacı yayın kuruluşuna verilen dava konusu idarî para cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, istinaf başvurusunun kabulüne, İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu idarî para cezasına temel teşkil eden programda kullanılan ifadelerin ilk derece Mahkemesi’nin iptal kararında da açıklanmış olduğu üzere basın ve ifade hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bahsedilen ifadelerin toplumun milli ve manevi değerlerine zarar verir nitelikte olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu yayında yayın ilkesi ihlâline yol açılmadığı iddiasının yerinde olmadığı, dava konusu yayında kullanılan ifadelerin toplumun milli ve manevi değerlerine aykırılık oluşturduğu, yayıncı kuruluşun toplumun duyarlılıklarına saygılı olma yükümlülüğüne riayet etmediği belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu yaptırıma konu yayının ilgili bölümünde zikredilen sözlerin, ifade ve düşünceyi yayma özgürlüğü kapsamında kaldığı anlaşıldığından, temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının, İdare Mahkemesi kararının onanması gerekirken kaldırıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi yolundaki …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın …İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 30/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.