Danıştay Kararı 13. Daire 2019/2043 E. 2020/364 K. 05.02.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/2043 E.  ,  2020/364 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/2043
Karar No : 2020/364

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (Fon)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına dair Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 27/02/2019 tarih ve E:2018/3630, K:2019/614 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: …-… Peyzaj Dekorasyon San. ve Tic. A.Ş. (Eski ünvan:… Tarım Taah. Tic. ve San. A.Ş.) adlı firmanın yönetim kurulu üyesi olan davacı tarafından, … Grubu’na dâhil … İhracat İthalat ve Ticaret A.Ş. ve … İhracat ve Ticaret A.Ş. adlı firmaların … A.Ş.’den kullandığı toplam 2.200.000,00-TL kredinin yönetim kurulu üyesi olduğu şirkete havale edilen 464.510,00-TL’sinin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca fon alacağı sayılmasına karar verilmesi üzerine, 15/11/2012 tarihine kadar işleyen faiziyle birlikte toplam 4.178.070,50-TL’nin ödenmesi istemiyle gönderilen 05/12/2012 tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubunun iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce; Dairemizin 30/10/2017 tarih ve E:2017/1831, K:2017/2711 sayılı bozma kararına uyularak; davalı idarenin ara kararı cevabı ve eki belgelerin incelemesinden; … A.Ş. üzerinden davacının yönetim kurulu üyesi olduğu şirket tarafından, 28/02/1995-01/03/1995 tarihleri arasında … nolu kredi hesabından 28.059,00-TL kredi kullanıldığı, kredi bakiyesinin 02/03/1995 tarihinde kapatıldığı, daha sonra bir çok tarihlerde kredi kullanma işlemlerinin gerçekleştirildiği, 105.000,00-TL olan kredi hesabının 2016 yılına devir edildiği, 12/02/1996-27/06/1996 tarihleri arasında 40.000,00-TL tutarında kredi kullanıldığı, kredi hesabının 145.000,00-TL olarak 20/11/1996 tarihinde … nolu yeni bir kredi ile kapatıldığı, … nolu kredi hesabından 28/06/1996 tarihinde 65.000,00-TL kullanıldığı, anılan kredinin ana parasının nakit olarak 20/08/1997 ve 21/08/1997 tarihlerinde yatırıldığı, 21/08/1997 ve 22/08/1997 tarihlerinde … nolu kredi hesabından aynı tutarda kredi kullanılarak, söz konusu kredinin … nolu yeni kredi ile kapatıldığı, … nolu kredi hesabından 145.000,00-TL kredi kullanıldığı, söz konusu kredinin ana parasının 23/02/1998 tarihinde … nolu yeni krediyle kapatıldığı, … nolu kredi hesabından 21/08/1997 ve 22/08/1997 tarihlerinde 65.000,00-TL kredi kullanıldığı, ana parasının 14/08/1998 tarihinde kapatıldığı, … nolu kredi hesabından 30/06/1997 tarihinde 500.000,00-TL kredi kullanıldığı, anılan kredinin 35.490,00-TL ödendiği, 18/09/1998 tarihinde … A.Ş. … Şubesi’nce … A.Ş. eski hâkim ortak grubu … Grubu’na dahil … İhracat İthalat ve Ticaret A.Ş. ve … İhracat ve Ticaret A.Ş. tarafından toplam 2.200.000,00-TL nakit kredi kullanılarak, söz konusu tutarların aynı gün … A.Ş. Merkez Şubesi’ne EFT yoluyla havale edilerek ve …’a nakden ödenmiş gösterilerek 2.200.000,00-TL’den 464.510,00-TL’nin 5 kalemde … … Ticaret ve Sanayi A.Ş.’nin kredi ana parasının kapatıldığının belirtildiği, davacının, 16/03/1993-11/11/1997 tarihleri ile 09/06/2005-29/05/2008 tarihleri arasında anılan anomin şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu, kredilerin kullanıldığı tarihlerde yönetim kurulu üyesi olarak görevinin devam ettiği, söz konusu kullanılan kredilerin çekilen başka kredilerle kapatıldığı, … nolu kredi hesabından 30/06/1997 tarihinde 500.000,00-TL kredi kullanıldığı, bu kredi bakiyesi olan 464,510,00-TL’lik kısma denk gelecek şekilde 18/09/1998 tarihinde şirket hesabına para yatırıldığı, yatan paranın aynı gün virman edilerek anılan kredi hesabının kapatıldığı, … A.Ş.’nin 18/09/1998 tarihli havale hesapları ve Merkez şube kasa hareketleri, aynı tarihte … Grubuna ait … İhracat İthalat ve Ticaret A.Ş. ve … İhracat ve Ticaret A.Ş. tarafından toplam 2.200.000,00-TL nakit olarak kullandırılan kredi ve bu krediden 5 parça hâlinde davacının yönetim kurulu olduğu şirketin kredi hesaplarının kapatıldığı, söz konusu kredilerin kullanıldığı tarihlerde yürürlükte olan Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca anonim şirketin yönetim kurulu üyesi olan kişilerin, borçlandırıcı işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla şirketin tüm borçlarından diğer yönetim kurulu üyeleriyle birlikte sorumlu oldukları, davacının da bu kapsamda sorumluluğunun bulunduğu, öte yandan, anılan şirketin kullanmış olduğu kredileri kapatma yönteminin muvazaalı işlemlerle yapıldığı, kredilerin başka kredilerle kapatıldığı, son kredi bakiyesinin anılan bankanın grup şirketleri tarafından çekilen krediyle 24 parça hâlinde davacının yönetim kurulu olduğu şirkete ve diğer şirketlere aktarıldığı ve kredilerinin kapatıldığı, böylelikle banka kaynağının muvazaalı şekilde kullanılarak menfaat elde edildiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu ödemeye çağrı mektubuna konu kredinin çekildiği ve …-… Peyzaj Dekorasyon San. ve Tic. A.Ş.’ne aktarıldığı dönemde şirketi temsil ve ilzam yetkisinin olup olmadığının incelenmediği, … A.Ş. ile imzalanmış bulunan genel kredi sözleşmelerindeki imzaların şirket yetkilisi …’ya ait olmadığı, kaldı ki …-… Peyzaj Dekorasyon San. ve Tic. A.Ş. ile … A.Ş. arasında imzalanmış bulunan geçerli bir kredi sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceği, eksik inceleme neticesinde karar verildiği ileri sürülerek Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun geçici 26. maddesi uyarınca banka kaynağının kullanıldığı/kullandırıldığı tarihten itibaren borcun devam ettiği dönem boyunca kanunî temsilci sıfatını haiz kişilerin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesine göre kanunî temsilci olarak addedildiği, davacının …-… Peyzaj Dekorasyon San. ve Tic. A.Ş.’de yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı dönemin aktarımın gerçekleştirildiği tarihten önce veya sonra olmasının bir öneminin bulunmayıp Fon alacağı tahsil edilinceye kadar sorumluluğunun devam edeceği, dolayısıyla dava konusu ödemeye çağrı mektubunda hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemiz kararının kaldırılarak, İdare Mahkemesi kararının yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi gereğince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının karar düzeltme istemi kabul edilerek, Dairemizin 27/02/2019 tarih ve E:2018/3630, K:2019/614 sayılı kararı kaldırıldı ve temyiz istemi yeniden incelenerek işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
18/09/1998 tarihinde … A.Ş. … Şubesi’nden … A.Ş. eski hâkim ortak grubu … Grubu’na dâhil … İhracat İthalat ve Ticaret A.Ş. ve … İhracat ve Ticaret A.Ş. tarafından toplam 2.200.000-TL nakit kredi kullanıldığı, söz konusu tutarların aynı gün … A.Ş. Merkez Şubesi’ne EFT yoluyla havale yapıldığı ve …’a nakden ödenmiş gösterildiği, …’a nakden ödenmiş gösterilen 2.200.000-TL’den 274.586,40-TL’nin 3 kalemde …’ın, 210.000-TL’nin 3 kalemde … Pazarlama ve Kum Ltd. Şti.’nin, 210.000-TL’nin 3 kalemde … Tekstil Tic. A.Ş.’nin, 710.000-TL’nin 9 kalemde … Tic. A.Ş.’nin, 464.510-TL’nin 5 kalemde … … Ticaret ve Sanayi Tic. A.Ş.’nin, 330.903,60-TL’nin 4 kalemde … Makina Sanayi Ticaret A.Ş.’nin vadesiz hesaplarına nakit olarak yatırıldığı hususları dikkate alınarak, 13/09/2012 tarih ve 2012/244 sayılı Fon Kurulu kararıyla bu tutarların Fon alacağı sayılmasına ve 18/09/1998 tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51. maddesi gereğince gecikme zammı işletilmesine, anılan şahıs ve şirketler hakkında 6183 sayılı Kanun kapsamında takibe başlanılmasına, anılan şirketlerin sorumluluk dönemlerinde görevli kanunî temsilcileri hakkında ihtiyatî haciz de dâhil olmak üzere 6183 sayılı Kanun’un 35. ve mükerrer 35. maddeleri gereğince takibe başlanılmasına karar verildiği, …-… Peyzaj Dekorasyon San. ve Tic. A.Ş. nezdinde yapılan takip sonucunda takibe konu alacağın tahsil edilemediği, yapılan malvarlığı araştırması sonucunda borcu karşılayacak düzeyde malvarlığına rastlanılmaması nedeniyle Fon Kurulu kararı kapsamında, 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesine istinaden 6183 sayılı Kanun’un 51. maddesi kapsamında 464.510,00.-TL anapara, 18/09/1998 tarihinden 15/11/2012 tarihine kadar işleyen 3.713.560,50.-TL faiz ile birlikte toplam 4.178.070,50.-TL’nin ödenmesi istemiyle davacıya 05/12/2012 tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubu gönderilmiştir.
Ödemeye çağrı mektubunun iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun geçici 11. maddesinde, “Bu Kanunun yayımı tarihinden önce, 26.12.2003 tarihine kadar temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Fona intikal eden ve/veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilişkili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılarak tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen veya Fon tarafından tasfiye işlemleri başlatılan bankalar hakkında başlatılan işlemler sonuçlanıncaya ve her türlü Fon alacakları tahsil edilinceye kadar bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Kanunun 14, 15, 15/a, 16, 17, 17/a ve 18’inci maddeleri, ek 1, 2, 3, 4, 5 ve 6’ncı maddeleri ile geçici 4’üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.” kuralına yer verilmiştir.
4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 15. maddesinin yedinci fıkrasının (b) bendinde, hisseleri kısmen veya tamamen Fon’a intikal eden bir bankanın yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının veya yöneticilerinin, yönetim kurulu, kredi komiteleri, şubeler, diğer yetkili ve görevliler aracılığıyla veya sair suretlerle banka kaynaklarını ve varlıklarını doğrudan veya üçüncü kişilere rehnetmek, teminat göstermek, ekonomik gücü olmayan kişilere kredi vermek, karşılığında kredi temin etmek amacıyla kredi kullandırmak, yurt içi veya yurt dışı banka ve malî kuruluşlar nezdinde depo veya sair adlarla hesap açtırmak veya bu hesapları teminat göstermek ve sair şekillerde kullanmak suretiyle veya başkaca dolanlı işlemlerle edindikleri veya bu suretle üçüncü kişilere edindirdikleri para, mal, her türlü hak ve alacakların temininde kullanılan banka kaynakları ve varlıkları nedeniyle doğan alacakların Fon alacağı sayılacağı ve bu alacaklar hakkında 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almış; bu fıkraya 5020 sayılı Kanunla eklenen paragrafta, Fon alacaklarından; yönetim ve denetimi Fon’a geçen ve/veya bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilgili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılan bankalar ile tasfiyeye tâbi tutulan veya tasfiye işlemi başlatılan bankaların kaynağını kullanmış olmasından dolayı Fon’a borçlu olması kaydıyla Fon’a intikal eden bir bankadan ilk kredinin ve/veya banka kaynağının kullanılmasından sonra, bu bendin birinci cümlesinde belirtilen gerçek ve tüzel kişilerin, edindikleri ve/veya bu suretle üçüncü kişilere edindirdikleri para, her türlü mal, hak ve alacaklarının banka kaynağı kullanılmak suretiyle edinildiği ve/veya edindirildiğinin kabul edileceği ve bu gerçek kişiler ile tüzel kişiler tarafından edinilen para, her türlü mal, hak ve alacaklar hakkında bu fıkrada yer alan kuralları uygulamaya Fon’un yetkili olduğu belirtilmiştir.
Yine bu fıkraya 5020 sayılı Kanun’la eklenen son paragrafta da, bu fıkranın (a) bendinin birinci cümlesinde ve bu bendin birinci cümlesinde sayılan gerçek ve tüzel kişilerin yönetim ve/veya denetimindeki şirketlerde ve/veya işletmelerinde iş akdine bağlı ve/veya bağlı olmaksızın geçici ve/veya sürekli olarak istihdam edilen şahısların kurucusu, ortağı, yöneticisi veya denetçisi olduğu şirketlerin; bir iş akdine bağlı olmaksızın, yukarıda sayılan şahısların vekâleten ve/veya ticarî mümessil ve/veya ticarî vekil sıfatıyla ve/veya vekâletsiz iş görme hükümleri gibi herhangi bir hukukî ilişkiye dayanarak geçici ve/veya sürekli olarak temsil eden şahıslar ile temsil ettikleri gerçek ve/veya tüzel kişilerin; bu bentte belirtilen şahıslar dışındaki ve/veya bunlar tarafından kurulan şirketlere bankacılık mevzuatına ve/veya teamüllerine uyulmadan ve/veya teminatsız ve/veya yetersiz teminat ile kredi kullandırılan ve/veya genellikle faaliyet yeri olarak aynı adresi kullanan ve/veya yapılan sözleşmelere cayma hakkı ve/veya borcun nakli gibi hükümler koymak suretiyle kullandıkları kredileri ve/veya banka kaynaklarını bankanın yönetim ve denetimini doğrudan ve/veya dolaylı olarak tek başına ve/veya birlikte elinde bulunduran gerçek ve tüzel kişilere ve/veya bunların ve/veya bankanın iştiraklerine ve/veya doğrudan veyahut dolaylı bağı bulunan şahıs ve şirketlere yukarıdaki bentlerde sayılan gerçek veya tüzel kişilere aktarılmasını sağlayan gerçek veya tüzel kişilerin kullanmış oldukları krediler ve/veya banka kaynaklarının bankanın yönetim ve denetimini doğrudan ve/veya dolaylı olarak, tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklar tarafından kullanılmış banka kaynağı sayılacağı ve bu şahıslar ile edindikleri ve/veya üçüncü kişilerce edindirdikleri para, her türlü mal, alacak ve haklar hakkında bu fıkrada yer alan düzenlemelerin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
5411 sayılı Kanun’a 5766 sayılı Kanun’la eklenen Geçici 26. maddenin ikinci fıkrasıyla, ”Temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Fon’a intikal eden ve/veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilişkili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılarak tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen veya Fon tarafından tasfiye işlemleri başlatılan bankalar hakkında başlatılan işlemler sonuçlanıncaya ve her türlü Fon alacakları tahsil edilinceye kadar, yönetim ve denetimi Fon tarafından devralınan banka ve şirketlerin eski yöneticileri hakkında 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile mükerrer 35. maddesinin uygulanmasında, ilgili kanun ve mevzuat veya ana sözleşmeleri uyarınca temsile yetkilendirilmiş veya tüzel kişilerin yetkili organlarınca temsil yetkisi verilmiş kişi veya kişiler ile tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerden,
a) Fon bankalarının; yönetim ve denetimine sahip olduğu iştiraklerinden, hâkim ortağı olan tüzel kişilerden, gerçek ve tüzel kişi hâkim ortaklarının hâkim ortak olduğu şirketlerden, bu kişiler adına hareket eden veya onlar hesabına kendi adına para, mal veya hak edinen şirketlerden olan Fon alacaklarında, banka kaynağının kullanıldığı/kullandırıldığı tarihten itibaren borcun devam ettiği dönem boyunca… kanunî temsilci sıfatını haiz kişiler kanunî temsilci olarak addedilir.” kuralı eklenmiştir.
6183 sayılı Kanun’un Mükerrer 35. maddesinde, “Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanunî temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsî mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye’deki mümessilleri hakkında da uygulanır.
Tüzel kişilerin tasfiye hâline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanunî temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz.
Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler.
(Ek fıkra: 04.06.2008 – 5766 S.K./4.mad) Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları hâlinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur.
(Ek fıkra: 04.06.2008 – 5766 S.K./4.mad) Kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan hükümler, bu maddede düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmaz.” kuralı yer almaktadır.
6183 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan Mükerrer 35. maddesinde, amme alacaklarının tahsili bakımından kanunî temsilcilerin sorumluluğu düzenlenmektedir. Bu madde gereğince bir tüzel kişiden tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tamamen veya kısmen tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından bu tüzel kişinin kanunî temsilcisi sorumlu tutulabilecektir.
Bu aşamada, 6183 sayılı Kanun’un Mükerrer 35. maddesine, 04.06.2008 tarih ve 5766 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle eklenen beşinci ve altıncı fıkraların Anayasa Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla iptal edilmesinin kanunî temsilcinin sorumluluğuna etkisinin, 5411 sayılı Kanun’un hâlen yürürlükte bulunan Geçici 26. maddesi göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gereklidir.
5411 sayılı Kanun’un Geçici 26. maddesindeki düzenlemeye göre, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilgili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılan bankalar ile tasfiyeye tâbi tutulan veya tasfiye işlemi başlatılan bankaların ortaklarının veya yöneticilerinin, yönetim kurulu, kredi komiteleri, şubeler, diğer yetkili ve görevlileri aracılığıyla banka kaynaklarını veya varlıklarını dolanlı şekilde edinmeleri veya edindirmeleri hâlinde, dolanlı şekilde edindirdikleri ve/veya edindikleri para, mal, her türlü hak ve alacakların temininde kullanılan banka kaynakları ve varlıkları nedeniyle doğan alacaklar Fon alacağı sayılmakta, Fon alacaklarında da, banka kaynağının kullanıldığı veya kullandırıldığı tarihten itibaren borcun devam ettiği dönem boyunca kanunî temsilci sıfatını haiz kişiler kanunî temsilci kabul edilerek Fon alacağından sorumlu tutulmaktadır. Bu şekilde Fon alacağından sorumlu tutulan kanunî temsilci, 6183 sayılı Kanun’un Mükerrer 35. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, temsilcisi olduğu tüzel kişiliğin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından şahsî mal varlığıyla sorumlu olacaktır. Amme alacağının ödenmemesinden sorumlu tutulan kanunî temsilci, bu sorumluluktan ancak kendi döneminde yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ispatlayarak kurtulabilecektir.
Yukarıdaki değerlendirmeler bağlamında, Fon alacağı açısından kanunî temsilcinin sorumluluğu, kişinin kanunî temsilci olduğu dönemde yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklanan Fon alacakları ve ayrıca görev yaptığı dönemle sınırlı olmaksızın banka kaynağının ne kadarını edindiği veya edindirdiğiyle sınırlıdır.

HUKUKÎ DEĞERLENDİRME:
18/09/1998 tarihinde … İhracat ithalat ve Ticaret A.Ş. ve … İhracat ve Ticaret A.Ş. tarafından … A.Ş.’den toplam 2.200.000 TL nakit kredi kullanıldığı, aynı gün paranın …’a EFT yapıldığı ve paranın nakit olarak çekilmiş gösterildiği, yine 18/09/1998 tarihinde aralarında davacının yönetim kurulu üyesi olduğu …-… Peyzaj Dekorasyon San. ve Tic. A.Ş. (eski unvanı … Tarım Taah. Tic. ve San. A.Ş.)nin de bulunduğu 6 farklı gerçek ve tüzel ikişinin hesabına aynı miktarda paranın nakit olarak yatırıldığı, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu şirketin hesabına yatırılan 464.510,00-TL ile şirketin …’tan 30/06/1997 tarihinde kullandığı kredinin kapatıldığı dosyada yer alan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Davacının yönetim kurulu üyesi olduğu …-… Peyzaj Dekorasyon San. ve Tic. A.Ş.’nin (eski unvanı … Tarım Taah. Tic. ve San. A.Ş.) yönetim kurulu başkanı olan ve şirketin … ile ilgili genel kredi sözleşmelerinde imzası olduğu görülen … ile ilgili olarak; … … Peyzaj Dekarasyon Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Eski Unvanı:… Tarım Ticaret Taahhüt A.Ş.) adına düzenlenen 18/06/2008 tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubunun iptali istemiyle açılan davada, Dairemizin 23/10/2012 tarih ve E:2010/4258, K:2012/2581 sayılı kararıyla, … A.Ş. ile imzalanmış bulunan genel kredi sözleşmelerindeki imzaların şirket yetkilisi …’ya ait olup olmadığının tespiti amacıyla konusunda uzman bilirkişilerce rapor düzenlendikten sonra hüküm kurulması gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildiği, yine …’nın kanuni temsilcisi olduğu başka bir şirket olan … Turizm ve İnşaat Sanayi Yatırım ve Dış Tic. A.Ş. tarafından Fon’a karşı açılan davada ilgili şirketin … ile olan genel kredi sözleşmelerindeki imzanın …’ya ait olmadığının bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği ve Dairemizin 18/02/2016 tarih ve E:2010/1640, K:2016/382 sayılı kararı ile işlemin iptal edildiği görülmekte olup, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu …-… Peyzaj Dekorasyon San. ve Tic. A.Ş. (eski unvanı … Tarım Taah. Tic. ve San. A.Ş.) ile ilgili olarak da …’tan kredi alınması için imzalanan genel kredi sözleşmelerindeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı iddia edildiğinden yapılacak bilirkişi incelemesi ile genel kredi sözleşmesindeki imzanın şirketin yönetim kurulu başkanı …’ya ait olup olmadığının öncelikle incelenmesi gerekmektedir.
Ayrıca, …-… Peyzaj Dekorasyon San. ve Tic. A.Ş. (eski unvanı … Tarım Taah. Tic. ve San. A.Ş.) tarafından 30/06/1997 tarihinde kullanılan krediye ilişkin olarak genel kredi sözleşmesi dışında bankaya kredi kullandırım talebini içeren bir belgenin gönderilip gönderilmediği, gönderildiyse bu belgenin kim tarafından imzalandığı, 30/06/1997 tarihinde şirket tarafından kullanıldığı iddia edilen kredinin şirketin hesabına ödenip ödenmediği, 18/09/1998 tarihinde şirketin vadesiz mevduat hesabına 464.510,00-TL’nin nakit olarak 5 kalemde yatırıldığı ve şirketin kredi hesabına virman yapıldığı görüldüğünden söz konusu paranın kim tarafından yatırıldığı ve virman talimatının kim tarafından verildiği hususlarının araştırılması gerekmektedir.
Öte yandan, davalı idarece … A.Ş.’nin kaynaklarının dolanlı işlemlerle edinildiği ve davacının yönetim kurulu üyesi olduğu şirketin de bu dolanlı işlemlerin içinde yer aldığı, … Tarım Taah. Tic. ve San. A.Ş.’nin …’ın hâkim ortağı … Grubu şirketlerinden olduğu iddia edildiğinden, bu hususu açıklayan bilgi ve belgelerin de araştırılması gerekmekte olup, tüm bu hususlar incelenmeden ve araştırılmadan davanın reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, 05/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.