Danıştay Kararı 13. Daire 2019/1981 E. 2023/1071 K. 08.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/1981 E.  ,  2023/1071 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1981
Karar No:2023/1071

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Kurulu
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): … Radyo TV A.Ş.
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logolu televizyon kanalında 20/05/2017 tarihinde saat 20:00’da yayınlanan “…” adlı dizi filmde kullanılan ifadeler nedeniyle 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (e) bende yer alan “Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasi ve felsefi düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez.” ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle 291.848,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun … tarih ve … no’lu toplantısında alınan 18 sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; yayına yönelik deşifre metnin incelenmesinden, söz konusu yayında, “kadın bizim oralarda bildiğin mal…erkeklerin kafası bildiğin ortaçağda kalmış…babamın ahırındaki at kadar bile değerim yok… Ha konağın iti ha ben…” ifadelerinin yer aldığı, bu ifadelerle, belli bir yörenin insanlarına atıf yapıldığı, o yöredeki halk ile ilgili olumsuz imaj sunulduğu, söz konusu ifadelerin Anayasal ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; dava konusu yaptırıma dayanak alınan dizinin 30. bölümüne ilişkin deşifre metnin incelenmesinden; “…Kadın ne ki? Onun yüreğinden geçeni, ne istediğini düşünsünler. Kadın bizim oralarda bildiğin mal. Babamın ahırındaki at kadar bile değerim yok benim. Ha konağın iti ha ben. Kafayı yiyecem ya! Ortaçağda mı yaşıyor bunlar? Bizim oraları görsen çok seversin, ya da bilmiyorum belki benim memleketim diye öyle geliyor. Ama evet erkeklerin kafası bildiğin ortaçağda kalmış. Kadınlarda da kabahat var o zaman. Hani bunları bir kadın doğurmuyor mu, büyütmüyor mu? Oğullarını öyle yetiştirmesinler o zaman. Erkeğin zulmüyle baskısıyla yetişiyor kadın. Hayatı tanımadan daha küçücük yaşta ana oluyor. Ee meslek yok, eğitim yok. Başını kaldırıp bir laf edecek olsa doğduğuna pişman ediyorlar ne sanıyon sen?.” şeklinde ifadelerin yer aldığı, davalı idarece ülkemizin sadece bir bölgesinde yaşayan insanların yaşam biçimi örf ve adetlerinin eleştirilerek o yöre halkının esas sosyal yapısıymış gibi genelleme yapılmak suretiyle bölge halkının zan altında bırakıldığından bahisle dava konusu işlem tesis edilmiş ise de, söz konusu dizinin kurgusuna bakıldığında ailesi tarafından okutulmayan ve baskı altında tutulan, sevdiği gençten hamile kalması üzerine ailesi tarafından hakkında ölüm emri verilen ve töre cinayetinden kaçan bir genç kızın ülkemizin bir başka bölgesinde çok farklı bir kültürde yetişen eğitimli bir başka yaşıtı ile arasında geçen bu ifadelerin, ülkemizin sosyolojik yapısına ilişkin gerçekler olduğu, kadına şiddet, töre cinayetleri ve cinsiyet ayrımcılığı gibi konularda toplumun farkındalığının artırılarak bilinçlendirilmesine yönelik olduğu, ülkemizin tüm bölge ve şehirlerinin kırsalında ve merkezlerinde eğitim düzeyi ve ekonomik gelişmişlik seviyesi düşük olan yerlerde toplumun büyük bir kesiminin benzer örf ve adetlerini korumaya çalıştığı dikkate alındığında, yaptırıma konu yayında geçen bu ifadelerle bir bölge halkının zan altında bırakılması gibi bir durumun bulunmadığı, aksine kadını aşağılayan ve ikinci sınıf insan olarak gören feodal yapının eleştirildiği;
Bu durumda, yaptırıma konu yayınında, kadına şiddet ve töre cinayetlerinin ne kadar insanlık dışı olduğu konusunda toplumun bilinçlendirilmeye çalışıldığı, dava konusu cezanın verilmesine neden olarak kabul edilen ifadelerden, herhangi bir coğrafik bölge ve o bölge halkının sosyo-kültürel yapısıymış gibi zan altında bırakıldığından söz edilemeyeceğinden, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davada, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, ihlâle konu yayında bölgeye yönelik son derece olumsuz ifadelerin kullanıldığı ve bu ifadeler kullanılırken genelleme yapılarak bir klişe üzerinden bütün bölge halkının zan altında bırakıldığı, toplum açısından olumsuz imaj sunduğu, programda yayınlanan ifadelerin kadınları olumsuz etkileyerek, kötü dünya ve değersizlik algısına neden olduğu, dolayısıyla 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin (e) bendini ihlâl edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, temyiz başvurusunun kabulünü gerektiren bir durumun mevcut olmadığı, davalı idarece yayın ilkelerini ihlâl eden aykırılığın somut olarak ortaya konulamadığı, dizinin şiddet ve ayrımcılık sorunlarını ele alarak kamuoyu nezdinde farkındalık oluşturduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin iptali yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 08/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.