Danıştay Kararı 13. Daire 2019/1841 E. 2019/2212 K. 24.06.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/1841 E.  ,  2019/2212 K.Ö.K
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1841
Karar No:2019/2212

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … A.Ş.
VEKİLİ : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının uzaktan erişim sistemine dair yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmemesi sebebiyle piyasa faaliyetlerinin geçici olarak durdurulduğu süre içerisinde aykırılıkları gidermediğinden dağıtıcı lisansının iptal edilmesine dair Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) 03/05/2018 tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının piyasa faaliyetinin 30 gün süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile, davacının 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 7. maddesinin altıncı fıkrası ve 4’üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 1240 sayılı Kurul Kararının 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükümlerine aykırı olarak uzaktan erişim sistemini idareye açma yükümlülüğünü yerine getirmediği ve 15 günlük süre içinde söz konusu sistemi idareye tam olarak açmayarak ilgili mevzuata aykırılığı gidermediğinden, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinin birinci fıkrası ile Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 21. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca piyasa faaliyetinin 30 gün süreyle geçici olarak durdurulmasının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun da … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile reddedildiği, bakılan davada, 5015 sayılı Kanun’un idari yaptırım düzenlemesine ilişkin 20. maddesi hükmüne uygun olarak, davacıya piyasa faaliyetlerinin geçici oalrak durdurulmuş olduğu 30 günlük süre zarfında mevzuata aykırılığı gidererek idareye bilgi vermesi gerektiğinin usulüne uygun olarak ihtar edildiği halde, davacı tarafından söz konusu süre içinde de aykırılığın giderilmediği ve/veya bu konuda idare nezdinde herhangi bir girişimde bulunulmadığı, bu hususta taraflar arasında bir ihtilafın da bulunmadığı, bu durumda, mevzuata aykırılığı gidermediği yargı kararı ile sabit olan ve 30 günlük geçici durdurma süresi içinde de aykırılığı gidermeyen davacının mevzuat hükmü ile tanınan yetki çerçevesinde dağıtıcı lisansının iptal edilmesine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, uzaktan erişim sistemine dair yükümlülükleri yerine getirme konusunda 25/11/2016 tarihinde … Ltd. Şti. ile sözleşme yapıldığı, üç yıllık her türlü veriye erişilebildiği, davalı idarenin hangi tarihte hangi bilgiye erişemediğini açıklamadığı ve 7164 sayılı Kanun’un lehe getirilen düzenlemelerinin dikkate alınması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ :
Ceza hukukunda kanunilik ilkesinin bir istisnası olarak kabul edilen lehe kanunların geriye yürümesi ilkesine göre, yeni çıkan bir Kanun failin veya fiilin lehine ise anılan Kanun geriye yürür. Öte yandan, suçun işlendiği tarihten sonra kabul edilen lehteki kanun hükmünün geriye yürümesi hakkını AİHS’nin 7. maddesinin güvence altına almadığı yönündeki içtihadını değiştiren AİHM, eğer suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan ceza kuralı ile kesin bir hükmün verilmesinden önce kabul edilen bir ceza kuralı farklı ise, hâkimin, sanığın lehine olan ceza kuralını uygulaması gerektiğini belirtmiştir (AYM. B. No: 2012/731, 15/10/2014). Diğer yandan uluslararası hukukta lehe kanun uygulamasının suçta ve cezada kanunilik ilkesinin bir unsuru olarak görüldüğü konusunda tereddüt bulunmamaktadır.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “İdari yaptırımlar” başlıklı 20. maddesinde, “Lisans sahibi kişiler hakkında, bu Kanuna, bu Kanuna göre yürürlüğe konulmuş yönetmeliklere, Kurumun yazılı talimatlarına veya lisanslarına kayıtlı hususların herhangi birine riayet edilmediği takdirde, Kurum tarafından ön araştırma veya soruşturma başlatılır. Ayrıca, ilgiliye onbeş gün içerisinde aykırılıkların giderilmesi, aksi hâlde bahse konu piyasa faaliyetlerinin geçici bir süre için durdurulabileceği veya doğrudan doğruya iptal yaptırımının uygulanacağı ihbar edilir. Bu ihbara rağmen onbeş günlük sürenin bitiminde aykırılıklar giderilmezse, Kurum, piyasa faaliyetini otuz günden az yüzseksen günden çok olmamak üzere geçici olarak durdurur. Geçici durdurma süresince, tehlikeli eylemin veya kötüniyetin veya ürünlerde zarar oluşmasının önlenmesi ile faaliyetin durdurulmasına neden olan durumun ortadan kaldırılmasına ilişkin faaliyetler dışında hiçbir piyasa faaliyeti yapılamaz. Lisans iptalleri Kurumca yapılacak soruşturma neticesine göre karara bağlanır…” kuralına yer verilmiştir.
7164 sayılı Maden Kanunu île Bazı Kanunlarda Ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 33, maddesi ile, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesi, “İdari yaptırımlar; tedbirler, lisans iptalleri ve idari para cezalarından oluşur. Bu Kanuna göre idari para cezaları, tedbirler ve lisans iptallerinin uygulanması bu Kanunun diğer hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmaz.
Bu Kanuna göre verilen idari para cezaları, alınan tedbirler ve lisans iptalleri diğer kanunlar gereği yapılacak işlemleri engellemez. Bu Kanuna göre idari yaptırımlar aşağıdaki usulde yürütülür:
a) Lisans sahibi kişiler hakkında bu Kanuna, ikincil mevzuata veya lisans hükümlerine, Kurul kararlarına aykırı davranılması hâlinde; Kurul tarafından belirlenen niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olan fiiller için ilgilisine Kurum veya Kurumca yetkilendirilen kuruluşlar tarafından, otuz gün içerisinde aykırılığın giderilmesi, aksi hâlde hakkında geçici durdurma yapılabileceği ihtar edilir. Verilen ihtar süresi sonunda mevzuata aykırı durumu devam ettirenlerin ilgili piyasa faaliyeti altmış gün süre ile geçici olarak durdurulur. Niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olan fiilin tespit tarihinden itibaren iki yıl içerisinde tekrar edilmesi hâlinde ise ihtar işlemi uygulanmaksızın ilgili piyasa faaliyeti altmış gün süre ile geçici olarak durdurulur. Geçici durdurma süresince, tehlikeli eylemin veya kötüniyetin veya ürünlerde zarar oluşmasının önlenmesi ile faaliyetin durdurulmasına neden olan durumun ortadan kaldırılmasına ilişkin faaliyetler dışında hiçbir piyasa faaliyeti yapılamaz. Geçici durdurma süresi sonunda da tespit edilen aykırılıklar giderilmezse, faaliyetin durdurulmasına devam edilerek soruşturma başlatılır ve gerekli idari yaptırımlar uygulanır. Lisans iptalleri Kurumca yapılacak soruşturma neticesine göre karara bağlanır. Yapılan geçici durdurma sonrasında mevzuata aykırı durumun ortadan kalkması hâlinde geçici durdurma hâli sona erdirilir…” şeklinde değiştirilmiştir.
Öte yandan Kurul tarafından alınan 14/03/2019 tarih ve 8487-3 sayılı kararda, düzeltme imkanı olan fiiler liste halinde belirlenmiş ve davacının lisansının iptaline neden olan “Uzaktan erişim sistemine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi”, dağıtıcı lisans sahipleri için düzeltme imkânı olan fiiler arasında sayılmıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında İdarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği; 3. maddesinde, bu Kanun’un, İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinde, 26/09/2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen İdarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu; bu maddenin atıf yaptığı 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasında, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.
5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un “Lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul” başlıklı 9. maddesinin üçüncü fıkrasında ise; “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu maddeyle, bir kanunun yürürlükten kaldırılıp yerine başka bir kanunun yürürlüğe girmesinden sonra lehe olan kanunun tespiti bakımından, sabit kabul edilen olaya, suçtan önceki ve sonraki kanunların ilgili tüm hükümlerinin birbirine karıştırılmaksızın bir bütün hâlinde uygulanıp ayrı ayrı sonuçlar belirlenmesi ve bunların karşılaştırılması gerektiği yönünde özel bir düzenleme yapılmıştır. Bu sebeple 7164 sayılı Kanun’la, faaliyetin geçici durdurulması ve lisans iptali için 20. maddede yapılan değişikliklerin lehe olup olmadığı, eski Kanun ve yeni Kanun bir bütün olarak değerlendirilmek suretiyle objektif olarak belirlenmelidir. Zira, mevzuatın lehe olduğu suçlananın sübjektif durumuna veya kendisinin şahsi tercihine göre değil, objektif kıstaslara göre belirlenmelidir (Ali ULUSOY, İdari Yaptırımlar, İstanbul-2013, s.82).
Bu bağlamda, 7164 sayılı Kanun değişikliğinden önce, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinde lisans iptali ve geçici durdurma yaptırımı için aykırılığın giderilmesi bakımından ilgililere tanınan süre 15 gün olmasına karşılık, 7164 sayılı Kanun’la bu sürenin 30 güne çıkarıldığı görülmektedir. Anılan değişikliğinin idari yaptırıma muhattap olan ilgililere aykırılığı giderme bakımından yeni ve daha uzun süreli bir hak sağladığı, bu sebeple değişikliğin davacı bakımından bu yönüyle lehe kanun niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan 7164 sayılı Kanun değişikliğinden önce aykırılıkların giderilmemesi halinde geçici durdurma süresi idarenin takdir yetkisi çerçevesinde yüzseksen güne kadar uzayabilecekken, 7164 sayılı Kanun bu süreyi idareye takdir yetkisi bırakmaksızın altmış günle sınırlandırmıştır. Geçici durdurma süresini belirli kılması ve idareye takdir yetkisi bırakmaması yönünden bu değişikliğin de lehe olduğu görülmektedir.
Bu itibarla, 7164 sayılı Kanun’la lehe düzenleme yapılması yoluyla ortaya çıkan yeni hukukî durumun dikkate alınması ve temyiz isteminin kabul edilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 24/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.