Danıştay Kararı 13. Daire 2019/1825 E. 2023/1459 K. 28.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/1825 E.  ,  2023/1459 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1825
Karar No:2023/1459

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait … logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 13/12/2016, 15/12/2016 ve 16/12/2016 tarihlerinde yayınlanan “…” adlı programda, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile (f) bendinde yer alan yayın ilkelerinin tekraren ihlâl edildiğinden bahisle, aynı Kanun’un 32. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı şirkete 315.786,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlık konusu programın, evlilikle sonuçlanması amacıyla damat adayı ile gelin adaylarının ve bunların yakınlarının birbirlerini tanımaya çalışmalarına ve bunun sonucunda da evlenmek için en uygun adayın seçilmesine yönelik olduğu, yarışmacı olarak dört adet genç kız olmasına karşın tek bir damat adayının bulunduğu, bu dört genç kızın damat adayı tarafından seçilebilmek için adeta birbirleriyle rekabet hâlinde olduğu, birbirlerini kıyasıya eleştirdikleri, damat adayının her bir genç kızla olan görüşmesinde diğer gelin adaylarının da onları izleyerek her an müdahale edebildikleri, bu esnada gerek görüşmeyi yapan genç kızı gerekse damat adayını sürekli rahatsız ederek tartışma yarattıkları, damat adayının da o anki görüşmesi esnasında daha önceki görüşmelerinden dolayı duyduğu pişmanlıkları aynı ortamda dile getirdiği, programın, evlilik ve aile kavramının anlam ve öneminden ziyade tek bir damat adayının dört tane gelin adayı arasındaki seçim hakkını konu ettiği, gelin adaylarının ise seçilen olmak için birbirleri ile eleştiri sınırlarını aşan tartışmalara girdikleri, hatta bu tartışmaların fiziksel temasa dönüşerek yarışmacılardan birinin diskalifiye olması ile sonuçlandığı, öte yandan, davacı şirkete, 25/10/2011 tarihli yayını nedeniyle … tarih ve … sayılı Üst Kurul kararıyla 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle uyarı yaptırımı uygulandığı, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, bu kararın Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 10/12/2014 tarih ve E:2014/2734, K:2014/4118 sayılı kararı ile kesinleştiği; … tarih ve … sayılı Üst Kurul kararıyla ise 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle uyarı yaptırımı uygulandığı, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, bu kararın Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 25/12/2013 tarih ve E:2013/1923, K:2013/3917 sayılı kararı ile kesinleştiği görüldüğünden, aynı yayın ilkelerinin tekraren ihlâl edildiğinden bahisle 315.786,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; uyuşmazlığa konu programın evlenmek amacıyla kadın ve erkeklerin stüdyoda bir arada olduğu bir yarışma programı olduğu ve bahse konu programda evlenme hedefiyle yeni tanışan kişilerin kendi aralarında mücadelesine ve çekişmesine yer verildiği görülmekle birlikte; aile müessesesi kurma adına bir araya gelen adayların dava konusu işlemde yer verilen ifadelerinin birbirlerine karşı insan onurunu hedef alan aşağılayıcı, küçük düşürücü ve ağır ithamlar içeren bir nitelik taşımadığı, yarışmaya katılan adayların özel hayatının gizliliği içinde kalan ve mahrem olarak kabul edilen bir alana yönelik olmadığı gibi aile kavramının zarar görmesi, aile müessesesinin ciddiyetsizleştirilmesi, aile kurma girişimlerinin sıradanlaştırılması kapsamına da girmediği anlaşıldığından, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (f) bentlerinde yer alan yayın ilkelerinin ihlâl edilmediği, bu itibarla, dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve 2577 sayılı Kanun’un 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davada, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, programda son ana kadar hangi kızla bir beraberlik kurmayı isteyeceğine karar veremeyen damat adayını kazanmak için kıyasıya rekabet eden, seçilmeyi bekleyen, rekabetten doğan bu gerilimli ortamda birbiriyle çatışmaktan çekinmeyen genç kızların çabalarının yer aldığı, evlenmek amacıyla birbirlerini tanımak için bir araya gelmiş olan genç çiftlerin aileyi bir arada tutacak olan sevgi, hoşgörü, saygı vb. değerlerden daha ziyade maddi kaygıları, kıskançlıkları konuştukları, katılımcıların kendilerini seçici delikanlıya beğendirmek için rekabet ederken kıyasıya tartıştıkları, sıklıkla gerilim yaşandığı, genç kızların hem kendilerinin hem de aile fertlerinin özel hayatlarına ilişkin soruları cevapladığı, yayında kullanılan ifadelerin tüm aile fertlerinin etkilenebileceği, rencide olabileceği, aile kavramını zedeleyen ifadeler olduğu, toplumun örf ve adetlerine ve Türk aile yapısına ters olduğu, insan hayatındaki en önemli kararlardan olan mutlu bir evlilikte eş seçiminin iyi ve dikkatli bir şekilde yapılması gerekirken söz konusu programda pazarlık üzerine kurulmuş evliliklere karar verildiği, aile ve evlilik müessesesini yıpratacak tartışma, kavga, kaygı, endişe, özel yaşanmışlıklar, aile mahremiyetinin sergilenmesi, sorunların ve çeşitli kapsamdaki pazarlıkların ortaya dökülmesi gibi olumsuzlukların ekrana yansıdığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, program formatının gelin adaylarının birbirleri ile rekabet içerisine girerek damat adayının kendisini seçmesini sağlamaya yönelik olduğu, söz konusu formatta yarışmacıların birbirleri ile kıyasıya bir rekabet içerisinde olmasının normal olduğu, birbirlerini daha önce hiç görmemiş şahısların bir araya gelerek uzun uzadıya tartışmalar yaşaması ve evlilik yolunda ilerlerken birtakım duygu ve düşüncelerini taraflara aktarmasının doğal olduğu, programda kullanılan ifadelerin insan onurunu aşağılayan, küçük düşüren ithamlar içermediği, reyting kaygısıyla yayın yapılmadığı, hoşgörü ve saygının tesis edilebilmesi için gerekli olan prosedürlerin uygulandığı, toplumun milli ve manevi değerlerine aykırı olduğu iddia edilen diyalogların doğrudan toplumun alışkanlıklarını yansıttığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin iptali yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 28/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.