Danıştay Kararı 13. Daire 2019/177 E. 2019/928 K. 26.03.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/177 E.  ,  2019/928 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/177
Karar No:2019/928

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1. …
2. …
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı tarafından, aralarında mülkiyeti Hazine’ye ait, … ili, …, … Köyü, … pafta, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … nolu parsellerin de bulunduğu taşınmazlar üzerinde, yatırımı teşvik amacıyla 49 yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikte gerçek ve tüzel kişiler lehine irtifak hakkı tesis edilmesi amacıyla ilana çıkılmasının uygun görülmesine ilişkin 27/12/2011 tarih ve … sayılı işlem ile 17/01/2012 tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; dava konusu taşınmazların mülkiyetinin Hazine adına kayıtlı olduğu, Kamu Taşınmazlarının Yatırımlara Tahsisine İlişkin Usul ve Esaslar uyarınca yatırım teşvik kapsamında değerlendirilmesinde kamu yararı olduğu yönünde karar alınarak, taşınmazların kamu yatırımlarına tahsisi amacıyla gerekli işlemlerin yapıldığı, 1/1000 uygulama imar planı ve 1/5000 nazım imar planında taşınmazların tümünün tekstil atölyelerinin kurulması amacıyla planlandığı, akabinde Batman Valiliği tarafından anılan usul ve esaslarda belirtilen düzenlemelere uygun olarak yatırımı teşvik amacıyla 49 yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikte gerçek ve tüzel kişiler lehine irtifak hakkı tesis edilmesi amacıyla ilana çıkılmasının uygun görülmesine karar verilmesi istemiyle Maliye Bakanlığı’na başvuruda bulunulduğu, Maliye Bakanlığı tarafından dava konusu işlemlerle usul ve esasların 12. maddesi uyarınca ilana çıkılmasının uygun görüldüğü, taşınmazların yatırımı teşvik amacıyla irtifak hakkı kurulmasına yönelik olarak ilana çıkılmasının uygun olduğuna dair karar alınmasının idarenin yetki ve takdirinde olduğu, bu kapsamda söz konusu taşınmazların yatırım teşvik kapsamında daha uygun olacağının değerlendirildiği, gerekli tüm izinlerin alındığı anlaşıldığından, dava konusu taşınmazın anılan usul ve esaslara göre yatırıma uygun taşınmaz olarak belirlenerek ilana çıkılmasının uygun görülmesine dair işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihaleye konu parsellerin tarım reformu kapsamında korunmuş arazi olduğu, birinci sınıf mutlak tarım arazisi olduğu, ihaleye konu taşınmazlara ilişkin olarak tarafınca ecrimisil ödendiği, dava konusu parsellerin tarım arazisi kapsamından çıkarılmasına ilişkin Tarım İl Müdürlüğü yazılarından başlamak üzere yapılan tüm iş ve işlemlerin hukuka aykırı olarak tesis edildiği, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda mutlak tarım arazilerinin tarım dışı kullanımlara ne şekilde konu edilebileceğinin açıkça belirtildiği hâlde tarım arazisi vasfının kamu görevlilerince evrak üzerinden gerçeğe aykırı olarak değiştirildiği, çevresel etki değerlendirmesi yapılmadan taşınmazların özel kişi ve teşebbüslere açılmasına karar verildiği, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün sulama kanalı içinde olan, kamunun ciddi bütçe ile sulu hale getirmiş olduğu tarım amaçlı sahanın inşaat alanı yapılarak özel kişilere tahsis edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idareler tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın ve istemi hâlinde kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 26/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.