Danıştay Kararı 13. Daire 2019/1529 E. 2020/587 K. 24.02.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/1529 E.  ,  2020/587 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1529
Karar No:2020/587

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …Otomotiv Soğuk Hava Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacıya ait LPG otogaz istasyonunda 16/03/2015 tarihinde yapılan denetimde sorumlu müdür çalıştırılmadığının tespit edildiğinden bahisle 5307 sayılı Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca 83.839,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) 30/11/2017 tarih ve 7484-31 sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Mahkemelerince 22/03/2018 tarihli ara kararıyla davalı idareden “Dava konusu işlemin davacıya tebliğ edildiği tarihin sorulmasına ve davacıya tebliğ edildiği tarihi gösteren tebliğ belgesinin onaylı örneğinin gönderilmesinin istenilmesine” karar verildiği, anılan karar doğrultusunda savunma ekinde gönderilen tebliğ mazbatasından dava konusu işlemin davacıya 18/12/2017 tarihinde tebliğ edildiğinin davanın ise ilk olarak 19/02/2018 tarihinde …İdare Mahkemesi Başkanlığı kayıtlarına giren dava dilekçesi ile açıldığının anlaşıldığı; bu durumda, işlemin tebliğ tarihi olan 18/12/2017 tarihinden itibaren itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde olmak üzere en geç 16/02/2018 Cuma günü mesai bitimine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 19/02/2018 tarihinde …İdare Mahkemesi Başkanlığı kayıtlarına giren dilekçe ile açılan bu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme imkânı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usule ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davanın süresinde açıldığı, işlemin tebliğ edildiği kişinin tebligatı almaya yetkisinin olup olmadığının araştırılması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davacıya ait LPG otogaz istasyonunda 16/03/2015 tarihinde denetim yapılmış, sorumlu müdür sözleşmesinin olduğu, ancak belge ibraz edilmediği yönünde tutanak tanzim edilmiş, bunun üzerine otogaz istasyonunda sorumlu müdür çalıştırılmadığından bahisle 5307 sayılı Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca 83.839,00-TL idarî para cezası verilmiş, bu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinde, tebligatın, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı belirtilmiş; 12. maddesinde, “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir.”; “Hükmi şahısların memur veya müstahdemlerine tebligat” başlıklı 13. maddesinde, “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir hâlde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerine yapılır.” kuralına yer verilmiş; “Usulüne Aykırı Tebliğin Hükmü” başlıklı 32. maddesinde ise, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi addolunacağı kurala bağlanmıştır.
25/01/2012 tarih ve 28184 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in “Tüzel kişilerin memur ve müstahdemlerine tebligat” başlıklı 21. maddesinde, “Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir hâlde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir. Bu kişilerin de bulunmaması hâlinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.”; “Muhatabın geçici olarak başka yere gitmesi” başlıklı 29. maddesinde, “21, 22, 23, 25, 26 ve 27’nci maddelerde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memuru, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazar. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattırır ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana verir. Bu kişiler, tebliğ evrakını kabule mecburdurlar.” kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bu düzenlemelere göre, tebliğ yapılacak kimse Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre faaliyet gösteren bir şirket ise tebligatın bu hükmi şahsın yetkilisine, eğer tebliğ yapılacak kimse belirtilen Kanun hükümleri uyarınca kurulan ve faaliyet gösteren bir ticari işletme sahibi ise bu kez tebligatın bizzat bu ticari işletme sahibine yapılması; bu kişilerin tebliğ yapılacak adreste bulunamaması ya da evrakı alacak durumda olmaması hâlinde ise iş yerinde bulunan diğer kişilere tebligat yapılması gerekmektedir. Ancak, iş yerinde bulunan diğer kişilere yapılacak tebligatta, tüzel kişiliğin yetkilisinin veya işletme sahibinin ya da, sorumluluk itibarıyla bu kişilerden sonra gelen yetkilinin veya evrak müdürü gibi bir yetkilinin iş yerinde bulunamaması veya o sırada evrakı alamayacak durumda olmaları nedeniyle tebligatın bu kişilere yapıldığının açık bir şekilde belirtilmesi zorunludur.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin Kurul kararının, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Denetim Dairesi Başkanlığı’nın 11/12/2017 tarih ve … sayılı yazısı ekinde davacı şirketin bilinen adresine tebligata çıkarıldığı; 18/12/2017 tarihli tebliğ mazbatasında, şirket temsilcisinin iş yerinde bulunmadığı veya tebligatı alacak durumda olmadığı yolunda herhangi bir kayıt düşülmeden, tebliğ evrakının “Çalışan …” şerhiyle tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu Kurul kararının davacı şirkete usûlüne uygun şekilde tebliğ edilmediğinin anlaşılması karşısında, altmış günlük dava açma süresinin usûlsüz tebligatın yapıldığı 18/12/2017 tarihinden itibaren hesaplanarak, altmış günlük dava açma süresinden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında usûl kurallarına uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 24/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.