Danıştay Kararı 13. Daire 2019/1474 E. 2019/1999 K. 11.06.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/1474 E.  ,  2019/1999 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1474
Karar No:2019/1999

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI): … Kaymakamlığı
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : … ili, … ilçesi, … Köyü, Karayası mevkiinde bulunan ve Hazine adına kayıtlı … parsel sayılı taşınmazın satışına ilişkin 22/09/2016 tarih ve … sayılı Kaymakamlık Oluru kabul edilen 20/09/2016 tarihli ihalenin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; anılan taşınmazın 20/09/2016 tarihinde … isimli şahsa satışına ilişkin ihale işleminin davacı tarafından 25/08/2018 tarihinde öğrenildiği, 28/08/2018 tarihinde idareye başvuru yapılarak ihalenin iptalinin istenildiği, yapılan bu başvurunun 18/09/2018 tarihli işlemle reddi üzerine 10/10/2018 tarihinde görülmekte olan davanın açıldığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca ivedi yargılama usulüne tâbi olan davada, dava açma süresinin otuz gün olduğu, 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi hükümlerinin uygulanamayacağı, davacının 25/08/2018 tarihinde dava konusu ihaleden haberdar olduğu, 25/08/2018 tarihinden itibaren özel dava açma süresi olan 30 gün içinde (24/09/2018 tarihine kadar) dava açılması gerekirken, davalı idareye yapılan başvurunun reddi üzerine 10/10/2018 tarihinde davanın açıldığı, yapılan başvurunun anılan mevzuat uyarınca dava açma süresini durdurmayacağı anlaşıldığından, işbu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesinin mümkün bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, yazılı bildirim yapılmadığı, kararın şifahen öğrenildiği, ihale gününün tebliğ edilmediği, ihaleye davet edilmeden ve eksiklikler tamamlanmadan ihaleye başlandığı, dava açma süresinin 60 gün olarak değerlendirilmesi gerektiği, ihalenin sonuçlandığı, ivedi yargılama usulünün uygulanamayacağı, satılmış bir taşınmazın söz konusu olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 11/06/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Anayasa’nın 40. maddesinde, “Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.
Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.
Kişinin, resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.” kuralına yer verilmiştir.
Olayda, davacının 25/08/2018 tarihinde ihaleden haberdar olduğu, kendisine herhangi bir yazılı bildirim bulunmadığı anlaşıldığından, 10/10/2018 tarihinde açılan davanın Anayasa’nın 40. maddesi karşısında süresinde olduğunun kabulü gerektiğinden, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.